Final yapmaya karar verdim maalesef... Konu bulamıyorum artık. Ve etkileşimler aşırı düştü. 2-3 bölüme final olur gibi.
Serkan ve Eser'e ayrı kitap yazmaya karar verdim. Taslak biriktirip öyle yayınlayacağım.
~~~~
Yüzüme vuran güneş sayesinde gözlerimi araladım. Komodinde duran telefonuma elimi atıp saate baktım. Öğlen olmak üzereydi. Gözlerimi ovuşturdum ayılmak için.
Omzumda bir ağırlık hissetmediğim için yatağa baktım. Ozan yoktu. Odanın içine de aynı şekilde baktım ama yoktu.
Yavaşça ayaklanıp banyoya ilerledim. Orda da yoktu. Banyoda işlerimi hallederken evin içinde bir kırılma sesi duydum. Hemen ordan çıktım.
"Ozan!"
"Aşkım mutfaktayım." Dediğinde adımlarımı oraya yönlendirdim. Yere çökmüş kırılan camları temizliyordu. Eline batmaması için çektim onu ordan.
"Ne yapıyorsun sen?"
"Elime yüzüme bulaştırıyorum. Hiçbir şey yapamıyorum. Bardağı da kırdım. Sevgilime kahvaltı hazırlamak istedim sadece." Diye bağırdığında şokla ona baktım. Sabah sabah çok gergindi.
"Çiçeğim neyin var? Niye gerginsin bu kadar?" Diye sordum sandalyeye oturmasını sağladıktan sonra. Önünde dizlerimin üzerinde durup ona bakmaya başladım.
"Yok bir şeyim." Dedi dudak büzerek. Yükselip öptüm dudaklarını. Hâlâ yüzü asıktı.
"Üzülüyorum ama ben. Neyin var, söyle bana."
"Bugün sınav sonuçları açıklanacak ve ben çok gerginim tamam mı? Ya yapamadıysam? Senin yüzüne bakamam, babamla uğraşmak zorunda kalırım." Dediğinde gözünden bir damla yaş düştü. Bugünün ne olduğunun farkındaydım ama üstüne gitmek istememiştim. Zaten üzgünken bir de ben hatırlatmak istemedim.
"Bebeğim benim, benim yüzüme neden bakamayasın? Ben yardımcı oldum sadece sana ve bi sınavı kazanamadın diye gözümden düşecek değilsin. Hem benim bu konuda bir söz hakkım yok, senin hayatınla ilgili bir şey bu. Babana gelirsek, onun sana bulaşmasına izin vermem."
Gözünden akan yaşı elinin tersiyle silip bana bakmaya başladı. Burnu kızarmıştı bile. Yanına sandalye çekip oturduğumda onu da kucağıma çektim.
Yerini bellercesine oturduğunda beline sardım ellerimi. Kucağındaki elleriyle oynamaya başladı. Uzanıp, gözlerine bir öpücük bıraktım. Gülümsedi.
"Korkuyorum sadece. Eğer yapamazsam çok üzülürüm. Benim hayallerim var."
"Neymiş hayallerin anlatsana bana." Dedim yanağını öperken. Onu sakinleştirmeye çalışıyordun şu an. Biraz da olsa işe yarıyordu.
"Utanıyorum." Dediğinde boynunda olan dudaklarımdan kahkaha çıktı. Huylandığı için boynunu benden çekti. "Niye gülüyorsun ya?" Dedi somurtarak.
"Utanıyorum lafı sana bayağı ters kaçıyor sevgilim." Dediğimde bakışlarını kaçırdı. Bu dediğime de utanmıştı.
"O an utanmaktansa, anı yaşamak istiyorum. O yüzden utanç kalmıyor ama bunları söylersem utanırım."
"Söyle hadi. Merak ediyorum." Dedim ısrarla. Bakışlarını yüzüme çıkardığında yüzünü hoş bir gülümseme kapladı. Bana bakarken oluşan ifadelerine ayrı bir aşıktım.
"Önce, istediğim bölümü okumak istiyorum, ne olduğunu sorma sakın. Sürpriz. Daha sonra, tamamen seninle yaşamak istiyorum. Aileme hesap vermeden, hep seninle olmak istiyorum. Ve en önemlisi seninle geleceğim olsun istiyorum. Evlenelim istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN|BXB
Short Story-TAMAMLANDI- Yasin geçmişin ve karşılıksız aşkının acısını yaşayan bir genç, Ozan geçmişin ve şimdiki zamanın acısını hâlâ derinlerde yaşayan bir çocuk. Aynı kader, aynı keder. Kalbim Ege'de Kaldı Yasin-Ozan çiftinin kitabıdır. Diğer kitabı okumanı...