Medya Ozan'ın gözler üfffff
Modeli seçerken gözlerine dikkat etmemiştim aynıymış göz renklerimiz💕
~~~~
"Korkma artık, geçti" Kollarım arasında onu sakinleştirmeye çalışıyordum ama gerçekten çok korkmuştu.
"Seni öyle görünce çok korktum. Yüzüne vururken sanki bana vuruyor gibi hissettim" ağlaması artık iç çekişlere dönmüştü. Biraz rahatlamıştı.
Geri çekilip yüz yüze gelmek için eğildim. Benden biraz kısa kalıyordu. Yüzüne baktığımda gözleri kıpkırmızı olmuştu. Yaşlar vardı hâlâ o ala rengi güzel gözlerinde. Ellerimi yüzüne sarıp gözlerinden akan yaşları sildim baş parmağımla. Refleks olarak mı bilmiyorum ama yanağını avcuma yasladı gözlerini kapatarak.
Bu kadar güzel olduğunu fark etmemiştim daha önce.
"Ağlama artık. Yakışmıyor o gözlerine yaşlar" Başını hızlı hızlı sallayıp beni onayladı hemen.
"Hastaneye gidelim. Pansumana ihtiyacın var."
O kadar fazla bir şeyim yoktu. Çok fazla zarar görmemiştim. Evde kendim halledebiliirdim.
"Benim doktor adayı olduğumu unutuyorsun sanırım. Evde hâllederim ben. Düşünme bunu" Ellerini hemen yüzünde ki ellerime sardı. "Hayır olmaz içim rahat etmez benim. Lütfen"
İkna edemeyecek gibiydim onu. Ama hastanelik bir durumum yoktu. Aklıma gelen ilk fikri ona sundum. "Tamam madem için rahat etmeyecekse sen yap pansumanımı. Olur mu?"
O adamın olduğu eve sokmak istemiyordum onu ama sabaha karşı anca gelirdi. O yüzden iyi fikir gibi gelmişti bu bana.
"Olur ama ben fazla bilmiyorum sen bana nasıl yapacağımı anlatırsan yaparım"Başımı sallayarak onayladım onu. Gülümsemişti.
Ellerimi yüzünden çekip eline sardım tekrar. Eve doğru ilerlemeye başladık. Huzursuzdu. Arada arkasına dönüp bakmaya çalışıyordu. Onur itinin bunun altında kalmayacağını bildiği için korkuyordu. Ama şu an o kırık burnunu tamir ettirmekti tek derdi emindim.
"Arkana bakıp durma. Hastanenin yolunu tutmuştur o it şimdi" dediğime kıkırdamıştı.
Yaklaşık beş dakika yürüme izin ardından eve varmıştık. Elimi cebime atıp anahtarını çıkarıp kilide taktım. İçeri geçmesi için sırtından destek vererek yönlendirdim. Elini bırakmak zorunda kalmıştım bunu yaparken. Salona geçeceği sırada durdurdum onu.
"Rahatsız olmayacaksan odama geçelim. Salona pek uğramadığımız için pek müsait değil" Başını sallayarak onayladı beni. İçki şişeleri ile doluydu orası. Onun pisliklerini elimi sürmek istemediğim için dokunmuyordum bile.
Odamın olduğu kapının önüne gelince içeri geçmesini bekledim. İlk defa gelmiyordu fakat uzun zaman olmuştu geleli o yüzden biraz çekiniyordu.
"Sen otur, ben ilk yardım çantasını alıp geliyorum hemen." Odadan çıkıp banyoya doğru yürüdüm. Dolabın içinden ilk yardım çantasını çıkarıp aynada yüzümü inceledim. Kaşım kanıyordu fakat büyük bir şey değildi. Dudağımın kenarı da aynı şekildeydi. Bir de gözüm morarmıştı. Ama fazla bir darbe almamıştım.
Tekrar odaya döndüğümde yatağımın kenarına çekingen bir şekilde oturduğunu gördüm. Gözleri, kucağında duran ellerindeydi. Yanına gidip oturdum. Ben gelince kafasını kaldırdı.
"Pek önemli bir şeyim yok. O yüzden tendürtiyot ve gazlı bez işimizi görür." Çantanın içinden gerekli malzemeleri çıkarıp eline verdim. "Tendürtiyotu buna dök yavaşça yaralarıma uygula" kafasını tamam anlamında salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN|BXB
Historia Corta-TAMAMLANDI- Yasin geçmişin ve karşılıksız aşkının acısını yaşayan bir genç, Ozan geçmişin ve şimdiki zamanın acısını hâlâ derinlerde yaşayan bir çocuk. Aynı kader, aynı keder. Kalbim Ege'de Kaldı Yasin-Ozan çiftinin kitabıdır. Diğer kitabı okumanı...