Kötü olmuş olabilir. Şimdiden özür dilerim.
~~~~
"Başınız sağolsun. Babanız vefat etti."
Duyduğum cümleyi ilk başta algılayamamıştım. Bir süre kapıdaki memurların yüzüne şokla bakmıştım. Nasıl yani, ölmüş müydü? Bitmiş miydi?
"Gerçekten mi?" Diye sordum inanamayarak. Ondan bu kadar kolay kurtulmuş olmam imkansız geliyordu bana.
"Yasin kaç saattir kapıdasın ne oluyor?"
İçeriden gelen Kerem'in sesiyle ona döndü bakışlarım. Nasıl bakıyordum bilmiyorum fakat birden telaşlanıp yanıma geldi. Kapıda polisleri gördüğünde endişesi iyice artmıştı. "Ne oluyor Yasin?"
Onun ardından diğerleri de çıkıp gelmişti odadan. Ozan hâlâ uyuyordu. Kapının önünde hepimiz, memurlara bakarken şaşkınlık hepimize yansımıştı artık.
"Peki nasıl olmuş?"
Aslında pek umrumda değildi nasıl olduğu fakat yine de nasıl can verdiğini bilmek istiyordum onun. Acı çekmiş miydi? Ölmemek için yalvarmış mıydı?
Benim, ona vurmaması için yalvardığım gibi.
"Köprü altında içerken bir grup ile kavgaya tutuşmuş. Gruptan biri bıçak çekip kalbine saplamış. Olay yerinde hayatını kaybetmiş."
"Oğlum ne oluyor kim ölmüş lan?"
"Babam, babam ölmüş." Dedim ifadesiz çıkan sesimle. Yüzüme şok içinde bakmışlardı. Ama bunun olacağı belli değil miydi zaten? Bir gün öylece ölüp gidecekti işte. Geçte olsa olmuştu.
Gözüm arkaya, odamın olduğu tarafa takıldığında Ozan'ı görmüştüm. O da şok olmuştu. O adamla yaşadığım her şeyi eksiksiz anlatmıştım ona. Biliyordu tüm acılarımı.
Yanıma geldiğinde gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm. Onun ölümüne değil, benim için ağlıyordu. Belki de kurtuluşum olduğunu anlamıştı ama söyleyememişti.
"Bizimle gelmeniz gerekiyor, bedeni almak için." Dediklerinde asla ama asla istemiyordum onu görmeyi. Ölü bedenini bile görmek benim için mide bulandırıcıydı. Ama mecburdum. Belki de cesetini görüp öyle rahatlamalıydım. "Peki geliyorum."
"Ben de geliyorum." Dedi Ozan. Ayakkabılarımı giydikten sonra ona döndü bakışlarım. Üzgündü hâlâ. "Gerek yok güzelim. Gidip geleceğim hemen. Eğer gelemezsem de bütün gece beni bekleme tamam mı?"
"Yasin olmaz."
Gözyaşlarını silip, alnına küçük bir öpücük bıraktım. "Üzme beni ne olur. Ben iyiyim, yemin ederim çok iyiyim." Dedim yüzünü, göğsüme bastırarak. Elleri belimi bulduğunda, gitmemden korkar gibi tişörtlerimin uçlarını sardı.
"Tek gitme lütfen. Aklım sende kalır." Yüzünü boynumdan çektiğinde bizim çocuklara döndü bakışları. "Abi sizde gidin onunla. Benim gelmeme izin vermiyor." Dediğinde başını salladı diğerleri. Saçlarından son kez öptüğümde evden çıkmıştım bile.
Şu an ne hissedeceğimi bile bilmiyordum. Mutlu mu olmalıydım, yoksa üzülmeli miydim? Mutlu olsam günaha girer miydim acaba?
Kurtulduğuma sevinmek istiyordum. Onca eziyet, iğrenç sözler, ölmemi isteyen bakışları bitmişti. Eşcinsel olduğum için yanacağımı söyleyen babam, karşı cinse ilgi duyuyor diye cennete mi giderdi?
Doğru ya onun bana ettiği eziyletler, içki yüzünden eve uğramayışları, annemi bu hâle getirmesi ya da henüz 15 yaşında oğlunu kimsesiz bırakması sorun değildi hiçbir zaman. Benim eşcinselliğim en büyük sorundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN|BXB
Cerita Pendek-TAMAMLANDI- Yasin geçmişin ve karşılıksız aşkının acısını yaşayan bir genç, Ozan geçmişin ve şimdiki zamanın acısını hâlâ derinlerde yaşayan bir çocuk. Aynı kader, aynı keder. Kalbim Ege'de Kaldı Yasin-Ozan çiftinin kitabıdır. Diğer kitabı okumanı...