21.Bölüm

6K 325 24
                                    

Kenan'ın söyledikleri sonrası basın gitmiş ve Zehra hanım karşımıza dikilerek bu sefer Kenan'a tokat atmıştı.

"Yazıklar olsun. Sana verdiğim emeklere, her şeye yazıklar olsun.."

"Anneciğim lütfen dur bak tansiyonun yükselecek."

"Bırak kolumu Simay.
Bırakta bu ikisi defolup gitsinler bu evden."

"Neden?
Hayatımı senin kararlarına göre yaşamadığım için mi?"

"Abi lütfen,
Yapma bak zaten ortam gergin. Birde sen körükleme ateşi."

"Ne olacaksa olsun Simay sen karışma."

"Çık evimden, defol."

"Tamam anne defoluyorum hemde bu evden tek bir çöp bile almadan."

Demiş ve hala elimi sıkıca tutarken, yüzünü bana dönmüştü.

"Eşyalarını topla, çıkalım."

"Emir?"

"Halledeceğim, bana bırak."

Dedikten sonra onaylayıp odama çıkmış ve küçük vazlizime zaten az olan eşyalarımı toplayıp salona inmiştim.
Zehra hanım salonda hala bir şeyler konuşup hakkını helal etmediğini söylerken Kenan bir kez daha elimi tutup konuşmaya başlamıştı.

"Bu arada,
An itibari ile şirkette ki görevimden istifa ettim.
Biliyor musunuz?
Zaten nefret ediyordum o saçma işlerden."

Diyerek parmaklarını parmaklırıma kenetlerken beraber evden çıkıp arabaya binmiş, ardından çiftliğin yolunu tutmuştuk.

Öğleden sonra çiftliğe vardığımızda aşırı yorgun hissettiğim için odama geçerek uyumuştum.
Yaşananlardan ve insanların saçma sapan tepkilerinden uzakta, sonsuza kadar yaşayabilirdim.
Tek ve en büyük eksiğimiz Emirdi.
Şimdilik olanları ona yansıtmamak adına onu buraya getirmemiştik.
Kenan vardığımızda Simaya mesaj atıp Emir'e bir süre bir şey çaktırmamalarını ve en kısa sürede onu da yanımıza alacağımızı söylemesini istemişti.

Uyandığımda hava kararmış, Kenan mutfakta bir şeyler yapıyordu.

"İyi akşamlar."

"İyi akşamlar, yemek birazdan hazır olur..
Senin kadar güzel yapamamışımdır belki ama denedim bir şeyler."

"Eline sağlık."

Diyerek geçip oturmuşdum sofraya.
Sessizce ve arada bakışarak yemeklerimizi yedikten sonra çay demlemiş ve bahçede ki salıncakta oturan Kenan'ın yanına gitmiştim.

"Al."

"Teşekkür ederim."

"Afiyet olsun."

Sessizce yanına oturduktan sonra öylece, tek kelime bile etmeden çaylarımızı yudumlarken, artık konuşmamız gerektiğine ve ertelemenin anlamsız olduğuna karar vermiştim.

"Neden yaptın bunu?
Böyle bir fedakarlığa gerek yoktu.
Sırf ben yaptım diye senin de yapmana gerek yoktu."

"Ben ödeşme için yapmadım.
Yapmam gerektiği için yaptım. İstediğim için."

Esaret | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin