"Yeter! Durun artık bak Emir duyacak durun diyorum!"
Demiş ve bizi ayırmayı başarmıştı Simay.
"Hemen gidiyorsun, hemen!"
"Yeğenimi senin gibi bir zorbanın eline bırakacak değilim!"
"Sadece beş dakikan var, sonra olacaklardan ben sorumlu değilim."
Diye alenen tehtid etmişti. Gerçi az önce bana saldıran bir zorbadan ne beklenirdi ki başka?
Ama tabii ki benim gitmek gibi bir niyetim yoktu..zaten Simay da gitmeme izin vermemişti."Kusura bakma ama Çağlar hiç bir yere gitmiyor abi. Emir içeride dayısını bekliyor. Çocuk günlerdir perişan halde. Başka bir çocuk olsa annem babam nerede diye günlerdir ağlar dururdu..Evet Emir de yapıyor yapmıyor değil ama bizi de anlıyor, annesinin babasının dönmeyeceğine alışmaya çalışıyor. Ya ben abimi kaybettim..
Babamı, yengemi, Eda'yı kaybettik. Ben kendi acımı, yasımı bir kenara bıraktım sırf Emir'i biraz olsun mutlu edebilmek için. Hepimiz zor günlerden geçiyoruz, hepimiz en sevdiklerimizi kaybettik , hepimiz acılıyız. Ama böyle bir birimize girerek olmaz hiç bir yere varamayız.
Çağlarcığım sen şimdi içeri geçiyorsun, abiciğim lütfen sen de sakin oluyorsun artık tamam mı? Çok rica ediyorum.."Demiş ve biraz olsun ortamı sakinleştirmeyi başardıktan sonra ben Emir'in odasına çıkmış ve uyuması için masal anlattıktan sonra tekrar evdekilerin yanına inmiştim.
"Uyudu"
"Gidiyor musun? Aslında kalsan çok iyi olurdu, Emir de sabah kahvaltıda görüp mutlu olurdu demi annecim?"
"Evet, Simay haklı. Eğer senin için de uygunsa, misafir odamızı hazırlatalım."
"Olur, ben de Emir ile biraz daha fazla zaman geçirmiş olurum..tabii rahatsızlık vermeyeceksem."
"Olur mu öyle şey ne rahatsızlığı."
Demiş ve Zehra hanım kızı ile birlikte yardımcılarına bilgi vermeye ve akşam yemeğiyle ilgilenmeye gitmişlerdi. O sırada ben salonda öylece sessizce otururken Kenanın öfkeli bakışları yine üzerimdeydi..
Göz göze gelmemeye, muhatap olmamaya çalışsam bile bunu farkedebiliyordum."Fazla uzun sürmeyecek."
"Anlamadım?"
"Burda ki anlamsız misafirliğinden bahsediyorum."
"Buna sen karar veremezsin! Ben Emir ile görüşmeye devam edeceğim gerekirse burada gerekirse dışarıda. Ve ne olursa olsun onu almadan da gitmeyeceğim Hollandaya. Üstelik bu zorla değil, Emir de istediği için olacak."
Dediğimde "Çok beklersin" anlamında kafasını sallamıştı Kenan. Bunu aleni bir şekilde söylemese bile kafasını sallayışı onun da vazgeçmeyeceğini ve işleri zorlaştıracağını gösteriyordu. Bu durumda bir karar vermem gerekti..
Ya onun kurallarıyla , çıkardığı zorluklar ile yeğenimle kısıtlı görüşebilmeyi kabul edecektim, ya da onu da alıp buradan gidecektim.
Ve ben sabah olduğunda Emir ile beraber bu evden gitmiş olmayı seçtim..
O an Emir'i de alıp gitmenin, kurduğum hayatıma, düzenime geri dönmenin daha mantıklı olacağına karar vermiştim. Yeğenimle daha yakın olabilmek, kaybettiğimiz zamanı telafi edebilmek isterken, aslında Emir'in şuan bulunduğu dünyayı, babaannesini, halasını, amcasını ama özellikle amcasını ne kadar çok sevdiği detayını atlamıştım.Gece Emir'in odasına giderek onu uyandırmış ve kısa bir tatile çıkacağımıza ikna ettikten sonra çantasını hazırlamıştık beraber. Çok fazla vakit kaybetmemek için bir kaç giysi ve en sevdiği bir kaç oyuncağını almıştık yanımıza. Zaten bundan sonra benim himayemde olacağı için daha fazlasına da gerek yoktu.
Bu arada planımda şimdilik Hollanda'ya gitmek yoktu. Emir'i de alıp köyde dedemden kalma eve geçmeyi düşünüyordum..
Ve herkesin uyuduğuna emin olduktan sonra sabaha karşı evden çıktık."Kalmasın dedim! Emir'i alıp götürmek istediğini gözümüzün içine baka baka söyledi ve siz buna rağmen misafir ettiniz onu bu evde."
"Ama abiciğim biz nerden bilebilirdik ki böyle olacağını. Emir; senin, benim olduğu kadar onun da yeğeni..özleminden, acısından öyle söylemiştir dedim , kalsın istedim..
Allahım benim yüzümden, hepsi benim yüzümden.""Senin bir suçun yok yavrum, kimsenin bir suçu yok. Bilemezdik böyle olacağını. Biz doğru olanı yaptık..
Torunumu alıp götürmesi onun ayıbı.""Bir elime geçireyim..bir elime geçireyim yapacağımı çok iyi biliyorum ben."
Yazardan;
Kenan lafını tamamladıktan sonra telefonuna gelen arama ile Çağlar ve Emir'in otogarda olduklarını öğrenmiş ve hızlıca evden çıkmıştı..
Otogara vardıklarında otobüsün yaklaşık on dakika önce yola çıktığı bilgisini aldıktan sonra otobüsü takip ederek adamlarıyla beraber Çağlar ve Emir'i indirmişlerdi."Eve gidiyoruz Emir hadi!"
"Ama dayım..o da gelsin amca lütfen o da gelsin."
"Geleceğim dayıcım , mutlaka geleceğim."
Demiş ve Kenan Emir ile beraber hızlıca uzaklaşmıştı.
Kenan'ın adamlarıysa beni zorla arabaya bindirerek ıssız bir depoya götürmüş ve orda kendilerince "Hadd" bildirdikten sonra beni orda öylece bırakarak çıkıp gitmişlerdi..
Fakat atladıkları bir detay vardı..
O an birkaç yumuruk ve tekmenin canımı zerre acıtmadığı..hatta canımdan bile vazgeçeceğimi ama yeğenimden vazgeçmeyeceğim detayı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret | Gay
Ficción General[TAMAMLANDI] Bir sabah hayatta ki tek yakını olan ablasının ölüm haberini okuyan Çağlar, ailesinden geriye kalan tek varlığı, yeğeni Emir'e sahip çıkmak, her koşulda onun yanında olabilmek için yurtdışından ülkeye geri dönüş yapar ve bu sırada yeğen...