"Bu fiyat ne böyle?
Toplantıda konuştuğumuzun altında bir fiyat yazıyor burda.
Dikkat etsene, amacın bizi batırmak mı?""Batmak mı?
Bir buçuk milyon ile mi?""Sen burayı babanın çiftliği zannediyorsun sanırım.
Al şunu düzenle, öyle mail at.""Bu zaten düzenlenmiş hali. Fiyat düşüklüğüne gittiğimizden Kenan'ın haberi var, onun onayıyla düzenledim zaten."
"Senin önerin mi bu fiyat?"
"Evet, bir sakıncası mı vardı?"
"Var tabii ki.
Bana kalsa bir dakika bile tutmam ya seni burda, Kenana dua et.""Hadi ya
Çiftlikle karıştırdın sen sanırım burayı. Bu şirket benimde emeklerimle bu noktaya geldi, üç ay içinde hemde. Kimi nereden kovuyorsun sen."Yazar'dan
Levent ve Onur tanıştıkları ilk günden beridir olduğu gibi tartışmalarına devam etmektelerdi.
Sürekli yeni bir konu yüzünden nerdeyse boğaz boğaza geliyor ve birbirlerine iş konusunda eziyet edişleri bir türlü bitmiyordu.
Yine bir gün tartışmaya girdiklerinede, bu sefer çok büyümeden Arslan gelmişti odaya.."Beyler rahatsız ediyorum ama toplantı iptal oldu malum, e benim de işim bitti..
Seninde bittiyse çıkalım mı Onur?""Nereye?"
"Bir şeyler yapmaya gidecektik."
"Olmaz, gidemezsiniz."
"Ne demek gidemeyiz senden izin mi alacağım."
"Alacaksın evet..
Arslancım sana güle güle. Onur beyin işleri henüz bitmedi.""Tamam o zaman bir dahakine gideriz artık."
Diyerek çıkmıştı odadan Arslan.
"Ne?"
"Bilerek yapıyorsun değil mi? Sırf gıcıklık olsun diye."
"Ne alakası var?
Ayrıca sen benim gözümde seninle uğraşacak kadar önemli biri olduğunu falan mı zannediyorsun? Benim çoluk çocuklarla işim olmaz."Dediğinde Onur sinirle ayağa kalkıp boğazına yapışmıştı Levent'in.
"Bana bir daha çocuk dersen, kendini altımda inlerken bulursun ve bu konuda asla tereddüt etmem duydun mu?
İnan piskopat yanımla tanışmayı hiç istemezsin.
Ben ne senin arkadaşına, nede Çağlar'a benzemem. Bugüne kadar tanıdıklarını mumla aratırım sana."Onur'un sözleri sonrası Levent ani bir hamle yaparak yüz üstü bir şekilde Onur'u masaya yatırmış ve Onur tüm kıvranışlarına rağmen altından çıkamamıştı Levent'in.
Levent bir eliyle kurtulmasın diye baskı yaparken, öteki eliyle önce kemerini ardından siyah kumaş pantolunun düğmesiyle fermuarını çözmüştü."Bırak,
Sana bırak dedim!!!""Boşuna debelenme burdan sadece ben istediğimde çıkacağız."
"Delirdin herhalde biri gelicek.
Şirketin itibarını iki paralık mı etmek istiyorsun piskopat herif.""Ne oldu,
Hani piskopat yanını gösterecektin bana?
Ben mi oldum şimdi piskopat?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret | Gay
Художественная проза[TAMAMLANDI] Bir sabah hayatta ki tek yakını olan ablasının ölüm haberini okuyan Çağlar, ailesinden geriye kalan tek varlığı, yeğeni Emir'e sahip çıkmak, her koşulda onun yanında olabilmek için yurtdışından ülkeye geri dönüş yapar ve bu sırada yeğen...