Birkaç hafta sonra..
Hazal'ın söylediği gerçeklerin her biri kaldırması ne kadar zordu..
Öyle ya..
Yaşamımız boyu kaldırmakta güçlük çekeceğimiz , altında ezileceğimizi düşündüğümüz bir çok acıyı, gerçeği, yıkımı kaldırabiliyoruz. Nasıl devam ederiz derken yol bizim için çoktan şekillenmiş oluyor ve biz o yoldan yürümeye başlıyoruz bile..O gün o konaktan Zehra hanım dışında herkes çıkıp gitmişti.
Kenanlar diğer evlerine geçerken, Zehra hanım'ın oynadığı oyunlar kendi sonunu getirmiş ve o konakta bir başına kalmıştı..Öğrendiğim gerçekleri daha sindirememişken Semra teyzemin fenalaşarak hastaneye kaldırılması bir kez daha yıkmıştı beni.
Orhan amcayı ondan ayıran hastalığa kendisi yakalanmış ve ölürse rahmetli eşine kavuşacağı için mutlu olduğunu söylüyordu.
Ama ben inanıyordum, yenecek, hayata tutunacaktı.Düşüncelerimin arasından telefonumun çalışı ile ayrılmıştım..
Arayan Onurdu.Onur..
Onur ElmastaşoğluHazal'ın o akşam söylediği ve şok edici gerçeklerden biri de Kenan ve Simay'ın gerçek kardeşlerinin Onur olmasıydı.
Herkes kendi hayatıyla ilgili gerçekleri kabullenmeye çalışırken kendi kabuğuna çekilmiş durumdaydı bu nedenle Onurla da pek görüşememiştik hastane dışında."Onur, kardeşim."
"Çağlar, bugün müsait misin göreşebilir miyiz?"
"Müsaitim Onur görüşelim, benim de çok ihtiyacım var."
"Tamam o zaman. Ben sana konum atarım.."
"Olur, görüşürüz."
"Görüşürüz."
Diyerek kapatmıştım telefonu..
Onun için de kolay değildi. Dile getirmese de yıllarca ailesinin kim olduğunu hep merak etmişti, farkındaydım. Ailesi tarafından yetimhaneye terkedildiğini düşünüp buna inanırken, kardeşlerinden, babasından acımasız bir şekilde koparılmasının gerçekliği ile yüzleşmek zorunda kalmıştı.."Kahvaltı hazır oğlum."
Gelen sesin olduğu yöne doğru bakışlarımı kaldırmıştım.
Babam, karşımda gülümseyerek bana bakıyordu.O akşam konaktan çıkıp gittiğimde babam ve kardeşlerimde bir otele yerleşmişti. İki gün sonra Hazal'dan telefon numarasını alıp aradığımda son anda yetişmiştim..
Onu kabul etmeyeceğimi, asla affetmeyeceğimi düşünerek havaalanına doğru yola çıktığında gidip ordan almış ve mahalleye getirmiştim.Affetmiş miydim?
Uzun uzun konuşmalarımız sonrası evet affetmiştim.
Ama bir anlık öfkesinin soncunda babasız kalışımı , annemin , ablamın , hepimizin geçirdiği zorlu yılları unutamazdım.
Ama babama sırtımı da dönemezdim. Artık hayatımda güzel şeylerin olmasına, güzel günlerin geleceğine olan umudumun tekrar yeşermesine ihtiyacım vardı. Üstelik babam da yıllarca beni, bizi düşünmekten hiç vazgeçmeyerek birde beni görmeye gelmişti..
Bugüne kadar onsuz büyüsem bile en azından bir gün "baba" denildiğinde aklımda bir yüzün şekillenmesi, hatırlayacağım güzel birkaç anının olması için affetmiştim işte. Hele kardeşlerimin de olduğunu bilmem tuhaf bir şekilde mutlu etmişti beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret | Gay
Художественная проза[TAMAMLANDI] Bir sabah hayatta ki tek yakını olan ablasının ölüm haberini okuyan Çağlar, ailesinden geriye kalan tek varlığı, yeğeni Emir'e sahip çıkmak, her koşulda onun yanında olabilmek için yurtdışından ülkeye geri dönüş yapar ve bu sırada yeğen...