Özel Bölüm - 1

3.2K 145 25
                                    

Söz verdiğim gibi kitabın daha da farkedilmesi üzerine özel bölüm ile geldim!

En son neler olduğunu unutanlar final bölümüne veya birkaç bölüm öncesine hızlıca göz atarak özel bölüme gelirseniz daha iyi anlamış olursunuz diye düşünüyorum.
Malum, kitap biteli birkaç ay oldu.

Gramer hatalarını görmezden gelirseniz çok sevinirim🙏

Keyifli okumalar❤️

_

Penceremizden odamıza vuran gün ışığı altında gözlerimi hafifçe araladım.
Her sabah olduğu gibi yine aynı manzaraya, sevdiğim adamın bakışlarına ve o eşsiz gülemsemesine açmıştım gözlerimi.

"Günaydın."

"Günaydın ömrüm."

"Ömrün müyüm gerçekten?" Dediğimde ikimiz de kıkırdamıştık..

"Öylesin tabii ki bunca yıla rağmen bunu hala anlayamadım mı?"

"Sen hep böyle izleyecek misin beni her sabah?"

"Evet..
Son uyandığım günedek her gün.
Her sabah kalkıyorum, kahvaltıydı, banyoydu ardından sporuydu derken bir sürü rutini gerçekleştiriyorum, gerçekleştiriyoruz ama hiçbiri bu rutin kadar iyi gelmiyor bana. O yüzden bırakta izleyeyim sevgilimin yüzünü, uyurken ki o masum ifadesini."

Yine gözlerimi doldurmuş, kalbimi tekrar tekrar fetihetmişti söyledikleriyle. Belki onun söyledikleri kadar etki yaratmazdı, onun söylediklerine yetişemezdi ama öpücüklerimi her iki yanağına konduruşum ve o miss kokusunu içime çekişim mutlu etmişti onu da biliyordum.

Kokusu..
Kenan'ın kokusu. Kaç yıl geçerse geçsin tekrar tekrar aşık olacağım o kokusu kaç yaşıma gelirsem geleyim başımı döndürmeye yetiyordu.
Ve ben her sabah bu kokuyla uyanıp her gece bu kokuyla uyuduğum için dünyanın en şanslı adamıydım.

"E hadi kalkalım artık. Saat kaç olmuş Simaylar gelicek."

"Doğru daha kahvaltı hazırlayacağız."

"Evet..
Elmastaşoğlu ailesinin meşhur pazar kahvaltısına hoşgeldiniz." Diye gülümseyerek kalkmıştık yataklarımızdan.

Kenan ve ben çiftlik evimizde şehrin tüm gürültüsünden uzakta erken emekliliğin tadını çıkarırken Emir de okuluna yakın olduğu için diğer evimizde Nurhan hala, Gonca , Ekin , Efe eşi Mine ve Firuze abla ile beraber kalıyordu.

Simay ve Hazalsa kalabalığı daha da kalabalık etmemek için başka eve çıkmışlardı. Gerçi Nurhan halaya kalsa kimseyi bırakmazdı ama torunlar ile meşgul olduğu için herkesi bir süreliğine kendi haline bırakmıştı.

"Günaydın uykucular."

Emir bahçede ki masaya elindekileri dizerken şaşkınlıkla onu izliyor olmamıza keyifle gülümsedi.

"Baktım sizin uyanacağınız yok, ben de sofrayı hazırlayayım dedim. Halamlar gelicek birazdan. Hatta az önce Levent abi aradı geliyorlarmış.

Ne ara büyümüş ne ara üniversite ikinci sınıfa gelmiş bilmiyordum ama onu büyütebilmiş olmamız, amcası kadar güzel yürekli , dayısı kadar deli olmuş olması her baktığımda gururlandırıyordu beni, bizi..

Ve hafta sonu tatillerinde hep bizim yanımıza kaçar , tüm zamanını bize ayırırdı.
20 yaşına kısa bir zaman kalmış olması bizden kopacağı anlamına gelmiyordu tabii ki.

"Ee dedemle konuştun mu dayı?"

"Konuştum konuştum. İşlerini halleder halletmez gelecekler." Derken babam ve kardeşlerimi de ne kadar özlediğimi farkettim.

Halbuki kısa bir süre önce Kenan ile yurtdışındayken görüşmüştük ama yine de çok özlüyordum işte.
Tüm ailemin eksiksiz yanımda oluşu eksikliğini hissettiğim annemin, ablamın özlemini azda olsa dindiriyordu.

"Kenan,"

"Söyle sevgilim."

"Ben ablamı, annemi özledim." Ağlamaya ramak kalmış gözlerim farkederken yüzümü avuçlarının arasına alıp konuştu..

"Biliyorum..
Ben de çok özlüyorum. Babamı, abimi, yengemi. Emir'in gülüşü, onun bu kadar iyi ve güvende oluşunu onlarında gördüğünü düşündükçe diniyor bu özlemim azacıkta olsa."

"Şey diyeceğim, kahvaltı sonrası gidelim mi mezarlığa."

"Gidelim birtanem."

Gülümseyerek yanağına kondurduğum öpücük sonrası kapının çalış sesine doğru koşar adım ilerledim. Kapıyı açtığımda Onur ve Leventi, veya Halamları görmeyi beklesem de babam ve kardeşlerimi gördüğümde dünyalar benim olmuştu sanki.

"Baba??"

"Yaa böyle şaşırırsın işte."

"Ya nereden çıktınız siz, hani birkaç haftaya gelecektiniz?"

"Ee sürpriz yapalım dedik."

"Hoşgeldiniz." Diyerek üçüne de sarıldığımda hep beraber sofraya doğru ilerledik..

Az sonra Halamlar, Simay ve Onurlar da geldiğinde bahçede, kocaman masanın etrafında toplanıp kahvaltımızı ederken sahip olduğum bu kocaman aile için binlerce kez daha şükürler ettim Allah'a.

"Şey amca, dayı.."

"Birşey mi oldu dayıcığım?"

"Ben çıksam sorun olmaz değil mi Elif ile buluşacaktıkda."

Elif Emir'in kız arkadaşıydı bu arada. Henüz okullarını bitirmediklerinden ciddi birşeyler için bir düşünceleri yoktu ama biz okullarını bitirdiklerinde evleneceklerine kesin gözü ile bakıyorduk.

"Tamam amcacığım çıkabilirsin. Yalnız dikkat et, geç kalma." Diyerek her zaman ki gülümsemesini kondurdu yüzüne Kenan.

Emir ile hala bir çocukmuş gibi uğraşmaktan aşırı keyif alıyordu.

Kahvaltımız bittikten ve keyifli muhabbetin dibine vurduktan sonra mezarlığa doğru yola koyulduk.

Annemin mezarını ziyaret ettikten sonra elimde ki çiçekleri ablamın mezarına bıraktım.

"Ablacığım, ben geldim.
Sana güzel haberler getirdim yine..
Söz verdiğim gibi; Buraya hep güzel şeyler anlatmak için geleceğim artık. Biliyor musun Emir geçen öğrenciler arasında yapılan bir yarışta birinci oldu yine. Hatta yurtdışından bir okuldan da teklif geldi başarıları duyulduğu için ama bizi bırakıp gitmek istemiyor seninki. Ha bu arada laf aramızda , gelinimizle de tanıştık. Elifmiş ismi..
Görsen ne kadar yakıştılar birbirlerine şimdiden...
Seni çok özlüyoruz canım ablam. Belli etmese de Emir de çok özlüyor..çocuktu , bazı şeyleri hatırlamıyor bazen ama seni hiç unutmadı. Seni, yüzünü, kokunu...
Ama her şeye rağmen o çok güçlü bir çocuk. Senin gibi, enişte, bizim gibi çok güçlü ve çok mutlu bir çocuk. Gerçi büyüyor artık ama yine de yaramaz küçük Emirimiz o bizim. Annem derdi ya hep siz benim için hep çocuk kalacaksınız diye, Emir de öyle işte...
Bu arada , annemle seni gördüm geçen akşam rüyamda. O kadar güzeldiniz ki ikinizde. Birbirinize sarılmıştınız, gülümsüyordunuz bana. Belki bu dünyadan küs gittiniz birbirinize ama eminim ben, orada berabersiniz ve asla üzülmeyeceğiniz kadar mutlusunuz. Biz de çok mutluyuz.."

Derken yine tutamamıştım gözyaşlarımı. Kenan da abisi ve babasının mezarına çiçekler bıraktıktan sonra Eda'nın mezarı önünde durmuştuk..

Dualarımızı ederek ruhuna değmesini diledikten sonra elimizde ki çiçekleri mezarına bırakırken Kenan onu da gülümseyerek, mutlulukla andı..

Eda da ailemizden asla ayırmadığımız , her gidişimizde ziyaret ettiğimiz özel biriydi bizim için ve hep öyle olmaya devam edecekti.

"Eve gidelim mi artık?"

"Gidelim kocacığım." Diyerek parmaklarımı sevdiğim adamın parmaklarına kenetleyerek arabamıza doğru yürüdük ve ardından evimize doğru yola çıktık.

Esaret | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin