8.Bölüm

7.6K 406 95
                                    

Medya: Çağlar ❤️


_


Çağlar'dan;

Bugün Emir'i göremeyişimin üzerinden tam sekiz gün geçmişti.
Korumlar eve girmeme izin vermedikleri gibi, Emir dışarıya çıktığı zamanlarda da hızlıca arabaya binip uzaklaşıyorlardı.
Hukuki süreç başlatmak için görüştüğüm bir çok avukat kime dava açacağımı öğrendikleri an neredeyse arkalarına bakmadan kaçacaklardı. En azından bütçemin yettiği kadarları.
Tabii çok iyi avukatlar da vardı fakat öyle uçuk fiyatlar istiyorlardı ki elimde ki her şeyi satsam yine karşılayamazdım istedikleri rakamı.
Ee ELMASTAŞOĞLU gibi ünlü bir aileye açılacaktı dava..
O yüzden maliyetinin de bu kadar yüksek olmasına şaşırmamak gerekti. Medya'nın ve iş dünyasının önde gelen ailesiydi.

Sekiz günün tamamı konağın kapısının orada geçmişti. Emir beni, ben de uzaktan öylece onu izliyordum.
Mutsuzdu, üzgündü, küçücük kalbi yine yara almıştı biliyordum.
Beklediğim sekiz günde bir kaç kadın girip çıkmıştı konağa. Muhtemelen gelen kadınlar Emir'in bakıcılık görüşmeleri için gelmişlerdi ama hepsi olumsuz sonuçlanmış, Emir kimseyi istememişti diye düşünmüştüm.

Sabah olduğunda Kenan kapıdan çıkıp arabasına yönelirken arabanın kornosunu çaldım bir kaç kez.
Arabama attığı ters bakışlarından sonra tam kendi arabasına binecekken kapıyı açıp inmiş ve hızlıca yanına gitmiştim.

"Çaban beyhude..
Emir'i asla göremeyeceksin."

"Gerekirse burda bir ömür bekleyeceğim bundan hiç şüphen olmasın. Daha önce yıldıramadın, yine yıldıramayacaksın beni Kenan ELMASTAŞOĞLU!"

Derken gözlerinin içine bakıyordum son derece emin bir tavırla.

"Dünyanın öbür ucuna bile gitseniz yine peşinizden geleceğim.
Ayrıca bizi istediğin kadar uzak tut, bir birimizin kalbinden asla söküp atamazsın!"

"Ben sana olacak olanı anlatayım , dinle;
Emir'i asla göremeyeceksin! Burda sonsuza kadar bekleyip yaşlansan bile. Emir senden önce ki hayatına gayet iyi bir şekilde devam ediyor.
Ayrıca eninde sonunda pişman olup gideceksin. Geldiğin hayatı, kurduğun düzeni her şeyini özlemeye başladığında ne kadar anlamsız bir çaba içinde olduğunu anlayacaksın! İşte o zaman kendi hayatın daha ağır basacak. Ve böyle biri de Emir'i görmeye asla layık değil. Sırf ablanla görüşemediğin için vicdan azabı çekiyorsun diye Emir'i o saçma yarana pansuman yapmana izin vermeyeceğim! Emir'i önce kendine bağlayıp ardından çekip gidecek bir insana, bir dayıya ihtiyacı yok onun.
Gerekirse üzülecek, ama bu sonradan üzülmesinden çok daha iyidir.
Şimdi arabanı da al, çekil git kapımın önünden."

Dediğinde ilk kez bu kadar uzun konuşmuştu.
Düşünceleri için başta çok kızsam bile arabaya geçip oturduğumda hak vermiyorda değildim.
Gerçekten seviyordu Emir'i. Onu yeğeninden çok daha fazla, evladı olarak görüyordu.
Ve maalesef beni tanımadığı, hakkımda hiç bir şey bilmediği için önyargılı yaklaşıyordu.
Sadece vicdan azabı çektiğim için bir süre sonra gideceğimi zannediyordu..
Evet, vicdan azabı konusunda haklıydı. Ama ben ablamın bebek beklediği haberini okuduğumdan beri defalarca onu görmeye cesaretlenmiş, en azından yeğenim beni tanısın istemiştim.
Fakat bir şekilde olmamıştı işte. Annem son ana kadar affetmediği için bu yaptığım ruhuna saygısızlık gibi geliyordu ve canım yana yana ona verdiğim sözü tutmak zorunda kalmıştım.

Esaret | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin