Dudaklarımız bir birinden ayrıldığında üst katın aydınlanması ile bir birimizin yüzünü daha net görüyorduk artık.
Bakışlarını benden kaçırırken az önce olanların pişmanlığı vardı sanki yüzünde."Dayı, amca..?"
Emir'in sesiyle bakışlarımızı ona doğru yönelttiğimizde bizi ellerimizden çekiştirerek aşağıya doğru götürmüştü.
"Abiciğim neredesiniz yarım saatdir?"
"İkiniz de aniden ortadan kayboldunuz Kenan nerdeydiniz?"
Demişti meraklı bakışlarını gözlerimize dikerken.
"Ne oluyor, sınavda mıyız?"
Diyerek kaşlarını çatmıştı Kenan. Gergin olduğu her halinden belliydi. Fakat bu gerginliğin benimle mi yoksa sorularla mı bir alakası vardı bilmiyordum.
Düğünün sonlarını beklemeden bir kaç saat sonra ayrılmıştık düğün mekanından.Gözlerimi açtığımda Emir'in yanımda mışıl mışıl uyuyuşunu izliyordum..
Gece kötü bir kabus gördüğü için yanıma gelmiş ve beraber uyumuştuk.
Saat daha erken olduğu için Emir uyandırmamak için olabildiğince sessiz bir şekilde işlerimi halledip çıkmıştım odadan. Salona indiğimde etrafta kimse yoktu. Birazcık etrafa bakınırken Kenan'ın fotoğrafı çarptı gözüme..
Öyle güzel gülüyordu ki fotoğrafta, gözlerimi alamadan saatlerce bakabilirdim.Aradan bir kaç saniye geçtikten sonra Kenan telefonla konuşarak salona giriş yapmıştı. Elimde ki fotoğraf hemen dikkatini çekse bile panik yapmadan son derece sakin bir tavır ile çerçeveyi yerine bırakmıştım.
Ben fotoğrafı yerine bırakırken Kenan da telefonla konuşmasını bitirmiş ve göz göze bakıyorduk."Günaydın."
"Günaydın.."
Dedikten sonra etrafa bakınarak kimsenin olmadığına emin olduktan sonra Kenan'ın yanağına uzanarak bir öpücük kondurmuştum.
Öpücük sonrası biraz şaşırmış gibiydi ama tam olarak mutlu olup olmadığına dair bir ifade yoktu yüzünde."Erkencisin.."
"Acil çıkmam lazım önemli bir toplantıya yetişeceğim."
"Hiç mi vaktin yok bir şeyler hazırlasaydım hemen aç gitme."
"Merak etme, şirkette bir şeyler atıştıracağım, görüşürüz."
Diyerek ifadesiz bir yüzle arkasını dönüp gitmişti.
Bu kadar erken uyandığına göre herhalde yetişeceği toplantı önemliydi ve bu yüzden gergin hissediyordu diyerek fazla üstelememiş ve bahçeye çıkıp sabahın temiz havasının kokusunu içime çekmiştim.Aradan bir buçuk saat geçtiğinde kahvaltı masasının etrafında toplanmıştık. Masada ben , Zehra hanım , Simay , Emir ve ailemizin yeni gelini Hazal münasebetsizi vardı.
Onlar bir şeyler konuşurken benim aklımda sadece dün gece olanlar vardı..
Zaten doğru dürüst uyuyamamış ve içimde uçuşan o aşk kelebeklerine engel olamıyordum artık. Sanki ben; benim kontrolümden çıkmıştım. Gerçi bir şikayetim var mıydı yoktu..Hazal ismimi bilmem kaçıncı kez tekrar ederken dünya ile bağımı koparmış bir şekilde sırıttığımı farkederek kendimi hemen toparladım.
"Efendim, bir şey mi dedin?"
"Aşık mısın sen?"
"Ne, kime?
Yok öyle bir şey nereden çıkardın.""Sakin ol Çağlarcığım şaka yapıyor Hazal. E deminden sana sesleniyoruz duymuyorsun , kendi kendine gülümsüyorsun o yüzden öyle söyledi. Sahi ne oldu seni ilk kez bu kadar mutlu görüyorum."
"Bir şey yok Simay..
Bu gün kendimi daha enerjik hissediyorum sadece. Hem benim mutlu olmam için özel bir şey olmasına gerek yok ki. Emir'im yanımda olsun, ben hep mutlu olurum."Diyerek başını okşamıştım Emir'in.
Emir'in yanımda olduğu her an çok mutluydum yalan değildi ama şimdiki mutluluğum Kenan'ın da Emir ile beraber kalbimi kaplamış olmalarıydı..
İçimde ki hiss tarif edilemez , kelimelere dökülemez bir şeydi.Nerede, ne zaman kime aşık olacaktım? filmlerde, okuduğum romanlarda ve izlediğim o dizilerde ki gibi bir aşk yaşayacak mıydım?
Yıllarca bu sorular dönüp duruyordu kafamda.
Hollandada iken kısa flört türünden şeyler yaşanmıştı tabii ki bu zamana kadar sap gibi gezmemiştim ama "Sevgilim" sıfatına sahip olabilecek türden biri olmamıştı hayatımda.Yaşadığımız dünyada hala dar kafalı bir çok homofobikle uğraşırken, eşcinsel bir bireyin; heteroseksüel bireylere göre ilişki kurabilmesi, bunu açıkca yaşaması o kadar kolay değildi..
Ben tabii ki bundan utanan ve çekinen biri değildim ama bunun birazcık zor olması, karşıma çıkacak herhangi biri ile sırf deneyim yaşamak yada nasıl olduğunu hissetmek için cinsel ilişkiye girmeceğim anlamına gelmiyordu.Bu yüzdendir ki tanıştığım kişiler ile bir kaç konuşma ve buluşmadan öteye gitmemişti durum.
Onlar cinsellik ararken ben birine gerçekten sevip bağlanabilmeyi, güvenmeyi, sadece seks yapmak üzerine değil de aşk üzerine bir şeyler yaşamayı arıyordum..
Birine aşık olduktan, karşılıklı sevgi ve her türlü duyguyu paylaşabildikten sonra o insana zaten tüm benliğini, ruhunu, kalbini teslim etmiş oluyorsun ve bir noktada tabii ki cinsel ilişkin de oluyor.İşte benim için cinsellik; içinde aşkı barındırdığında daha önemli daha tarifsiz bir eylemdi..
O yüzden şuan bu kadar mutluydum. Çünkü Kenan ile sadece öpüşmemiştik aynı zamanda ben ona aşıktım..Peki ya o?
O da aşık mıydı bana?
Yine aklımı kurcalıyordu bu soru..
Benim gibi sırılsıklam olmasını tabii ki beklemiyordum ama en azından bana karşı bir şey hissediyorsa ki öptüğüne göre hissediyor olması lazımdı..
Ve ben bunu öğrenmeliydim. İşten geldiği zaman konuşma kararı almıştım o an.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret | Gay
Beletrie[TAMAMLANDI] Bir sabah hayatta ki tek yakını olan ablasının ölüm haberini okuyan Çağlar, ailesinden geriye kalan tek varlığı, yeğeni Emir'e sahip çıkmak, her koşulda onun yanında olabilmek için yurtdışından ülkeye geri dönüş yapar ve bu sırada yeğen...