Konağa vardığımda kahvaltı masasının etrafında toplanmıştı ev halkı. Masaya uzaktan göz gezdirdiğimde Kenan dışında herkes masadaydı.
Kimseye görünmeden, sessizce odama çıkmıştım.
Kapının önüne geldiğimde Kenan'ın telefon konuşmalarını duymuştum."Bir haber yok mu hala..
Ne demek hiçbir iz yok? Çağlar'ı bulmadan çıkmayın karşıma anladın mı beni? Çıkmayın!!!"Demişti sinirli bir ses tonu ile..
Beni aramış, gece boyu merak etmişti beni.
Odaya vardığımda oturduğu yerden ayağa kalkmış ve iki omuzumu avuçları arasına alarak endişeli bakışlarını yüzümde gezdirmişti.."Aklım çıktı!
Niyetin beni delirtmek mi? Nerdeydin tüm gece, neden kapalı o telefonun?"Susmuştum..
Ona her ne kadar kızgın olsam da merakta bırakmaya hakkım yoktu ama konuşamıyordum da..
İçimde ki kırgınlığı, üzüntüyü, hayalkırıklığını aşamıyordum bir türlü."Neden susuyorsun? Neredeydin diyorum..
Tüm gece gelmeni bekledim gelmedin. Onur'u aradım açmadı, Levent'i aradım Onur benim evimde, beraber dosyalara bakarken uyuyakalmış dedi. Gecenin bir yarısı mahalleye gittim sana dair bir iz yoktu. Semra hanımı da rahatsız etmek istemedim. Onda değilsen kadını da boşuna endişelendirmek istemedim.""..............."
"Duvarlara mı konuşuyorum ben? Neden susuyorsun.
Neden yapıyorsun bunu bize, bana..?""Susuyorum..
Belki birazcık empati yeteneğin güçlenir diye. Suskunluğun kalbe nasıl ağır geldiğini, insanın düşüncelerini nasıl allak bullak ettiğini sen de gör diye.
Ayrıca merak etme, iyiyim ben gördüğün gibi, ölmedim. Tabii umrundaysa..""Nerdeydin?"
"Ne önemi var? Burdayım işte."
"Onurda değilsen, Semra teyzende değilsen nerdeydin?
Sana ulaşamadığım nereye gittin merak ediyorum.""Merak ediyorsun?
Hayır merak etmiyorsun sorguluyorsun! Geceyi nerede veya kiminle geçirdiğimi..
Kendimi açıklamaya hiç niyetim yok ama yinede merakını gidereyim; Rüzgarın evindeydim."Söylediklerim kalbine hançer gibi saplanmış, göz bebekleri irilmiş ve öfkelenmişti..
"Güzel zaman geçirdiniz mi bari?
Söyledi mi sana sevdiğini? Yoksa sustu mu benim gibi oda?"Nasıl söyleyebilirdi ki bunu?
Alt tarafı evinde kaldığımı söylemiştim sadece..
Onunla romantik bir gece geçirdiğimi değil..Duyduklarım sonrası sinirden gözlerim dolmuş ve oturduğum yerden kalkarak iki elimle sert bir şekilde ittirmiştim göğsünden.
"Ne diyorsun be sen? Ne sevmesi , ne güzel zamanı?
Evinde kaldım dedim evinde! Koynuna girdim demedim! Nasıl yakıştırabiliyorsun bunu bana? Hiç mi tanımadın sen beni ha hiç mi?"Demiştim bağırmaya devam ederken..
Dolu gözlerimden yaşlar yanaklarıma süzülürken öfkeden çıldırmış gibiydim."Onur Leventin evindeydi, çünkü bizimleyken Levent arayıp toplantı dosyasını acil ona götürmesini istediği için gitmişti.
Rüzgarla yaptığımız tek şeyse konuşup birbirimizi daha yakından tanımaktı. Ha beni sevmesine gelince..
Evet, beğeniyor beni hoşlanıyor bunu da söyledi.
Ama ben evli ve eşine aşık olan bir adam olduğumu uygunca bildirdim ki zaten kendisinin de benden karşılık beklemek gibi bir niyeti yokmuş.
Eve de gelmeye çalıştım, ama gelemedim. Onur yanımızdayken üçümüz beraber içip kafa dağıtalım derken sızıp kalmışım çünkü. Peki neden içtim biliyor musun? Senin yüzünden..
Evden neden gittim? Yine senin yüzünden..
Şimdi karşıma geçmiş sadakatimi mi sorguluyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret | Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Bir sabah hayatta ki tek yakını olan ablasının ölüm haberini okuyan Çağlar, ailesinden geriye kalan tek varlığı, yeğeni Emir'e sahip çıkmak, her koşulda onun yanında olabilmek için yurtdışından ülkeye geri dönüş yapar ve bu sırada yeğen...