Aradan iki ay geçmişti..
Kendimden , geçmişimden her şeyden vazgeçmiştim artık. Geleceğe dair ne bir planım ne bir düşüncem yoktu. Bundan sonra tek mutluluğum Emirdi..onun gülümsemesi, onun mutlu olması beni de mutlu ediyordu.
Kenan'ın o gün önüme koyduğu dosyayı imzalamış ve soyadı değişikliği davası sonuçlandıktan sonra üzerinde "ELMASTAŞOĞLU" yazan yeni kimliğime de çoktan kavuşmuştum.
Kenan’ın avukatı sayesinde süreç hızlı ilerlemişti..
GENÇERLER değildim artık..
Hapsolduğum, bir esir hayatı yaşadığım bu konakta yavaş yavaş onlara benzemeye başlamıştım. Daha doğrusu Kenan'a..
Emir'in yanımda olmadığı zamanlar ne konuşuyordum ne odamdan dışarı çıkıyordum ihtiyacım olan zamanlar dışında. Sessiz , sakin, hayattan vazgeçmiş ve sadece tek bir amacı olan bir adama dönüşmüştüm.İki ay böylece geçip giderken Kenan ile aramız eh işte denebilecek türdendi. Kendisiyle günlük rutinler dışında pek göz göze gelmek istemediğim için olabildiğince mesafemi korumaya çalışıyordum.
Yine o sıkıcı ve sakin geçen akşamlardan biriydi..
Akşam yemeği sonrası herkes odasına çekildikten ve Emir uyuduktan sonra, salonda ki dolaplardan birinde bulunan ve rahmetli Harun beyin olduğu söylenen içki koleksiyonundan bir şarap almış ve bir kadehle beraber bahçeye çıkmıştım. Havuza karşı otururken Emir'in bana hediye ettiği küçük radyodan rastgele bir kanal açarak şarkılar dinlemeye başlamıştım.
Birkaç dakika sonra kadeh sayıları artınca yavaştan sarhoş olmaya başladığımı hissediyordum. Sadece eğlenmeye veya yemeğe çıktığım zamanlar bişeyler içerdim ve buda sadece şarap olurdu. Ve çok sık içmediğim için birkaç kadehten sonra sarhoş olmaya başlamıştım..Az sonra Kenan yanıma gelip o soğuk bakışlarını üzerimde gezdirirken kendisini umursamadan içmeye ve radyoda çalan bilmem kaçıncı şarkıya odaklanmaya çalışıyordum..
Yanımda olduğunu ne düşünmek nede onu görmek istemiyordum..🎶Doldurdum Boşalttım Kadehleri
Siler Diye Geçmişten Kalan Izleri
Diner Diye Bana Yaşattığın Bu Izdırap
Yaktım Sana Ait Ne Varsa Her Şeyi🎶"Yeter bu kadar."
Diyerek şişeyi ve kadehi elimden aldığında ters bakışlar ile ona doğru bakmıştım.
"Abim veya babamış gibi davranmayı kes! İçerken sana soracak değilim, ver şunu bana."
"Bu evde yaşadığın sürece her şeyi bana sorman gerektiğini unuttun herhalde."
"Ne o..hayatımı, soyadımı her şeyimi elimden aldın için soğumadı mı? Şimdi de ne yeyip içtiğime mi karşacaksın? Ne özel hayatım kaldı sayende, ne odamdan dışarıya çıkabiliyor, ne telefon kullanabiliyorum. Özetle hayatımı sikmeyi başardın , tebrikler!!!
Şimdi o şişeyi yerine geri koy ve siktir git yanımdan"Dediğimde son derece öfkeliydim. Sarhoşluğun da verdiği cesaretle bir güzel küfrederek rahatlatmıştım kendimi.
"İçmeni istemiyorum."
Dediğinde alaycı bir gülüş atmış ve zorda olsa yerimden kalktığımda dengemi kaybederek kendimi kollarında bulmuştum..
"Demek ki neymiş şişede durduğu gibi durmuyormuş."
Derken nefesini yüzümde hissediyor ve yine kokusu başımı döndürüyordu.
Biraz daha doğrulup iki yakasına yapıştığımda aramızda ki mesafe iyice kısalmış ve biz öylece bir birimize bakarken dengemi bir kez daha kaybettiğimde, zaten havuz kenarında olduğumuz için beraber havuza düşüvermiştik.Havuzda boğulmamak için beni suyun yüzünde tutmaya çalışırken bir kez daha göz göze gelmiştik.
Gözlerinin rengi, saçlarının ıslaklığı ve suya düşmemize rağmen hiç eksilmeyen ve tanımlayamadığım o kokusu adını koyamadım hissler yeşertiyordu sanki içimde.."İyi misin?
"Hı hı.."
Demekle yetinmiştim kısaca.
Hala onun güçlü kollarındayken radyoda ki şarkı da çalmaya devam ediyordu.🎶Geceden gündüze sensiz çıkamadım
Kaç yıl geçirdim aradan sayamadım
Kapıldım karanlığa gidiyorum
Sona varıyorum sanki adım adım🎶Sabah erkenden uyanmış ve havuz başına inip şarap şişesini, kadehi ve radyoyu orada gördüğümde dün gece yaşananların rüya olmadığını anlamıştım.
Üzerimi değiştirip kahvaltıda Firuze ablaya yardım etmek için mutfağa indiğimde, Firuze abla her ne kadar iş yaptırmak istemese de ısrarla karşı çıkmış ve bir şeyler yapmaya karar vermiştim. .Firuze abla yılların çalışanıydı bu evde..
Kenanın , Simayın ve rahmetli eniştemin tüm çocukluklarını biliyordu. Ve bu ev ile ilgili bir çok yaşanmışlığı da..Diğer iki çalışan ayrıldığı için tüm evin işleri Firuze ablaya kalmıştı ve zaten çok yorulduğu için en azından kahvaltıya yardım etmek istiyordum.
Ben mutfakta kahvaltı hazırlarken Firuze abla da salonda sofrayı kuruyordu. Düşüncelere dalarak bir yandan domatesleri doğrarken arkadan duyduğum ses ile irkilmiştim."Ne yapıyorsun sen?!"
"........."
"Hey, sana sesleniyorum duymuyor musun?"
"Hey diye sana derler. Benim bir adım var..ayrıca gördüğün gibi kahvaltıya yardım ediyorum."
"Bu senin işin değil. Senin işin Emir ile ilgilenmek. Yemesi, içmesi, ödevleri.."
"Bak; Zaten canım burnumda burama kadar geldi ve hala ses etmiyorsam bu sadece Emir için. O yüzden şansını çok fazla zorlama istersen."
Diye konuşurken elimde tuttuğum bıçağı da sağa sola doğru sallayışmı farketmiştim.
"Bu işleri Firuze abla yapar, sen kendi işlerine baksan iyi edersin."
"Mesela??
Bugün şöyle bir sahil yürüyüşü mü yapsam, yoksa Emir okula gittikten sonra odamdan çıkıp annem ve kızkardeşinle muhabbet mi etsem?
Yada şu taş devrinden kalma telefonumla odamda müzik keyfi yapabilirim bak..
Ha ne dersin hangisi daha eğlenceli olur sence?"Diye biraz alaylı biraz da öfkeli bir şekilde konuşmuştum.
Kenansa bir süre durup yüzümü inceledikten sonra;"Dışarıya mı çıkmak istiyorsun?"
Diyerek sorusu ile şaşırtmıştı beni.
"Sanki evet desem izin vereceksin de."
"Evet mi hayır mı?"
"Evet.."
"Tamamdır, halledeceğim kısa zamanda."
Ayarlarımı tamamen bozmuştu. Hafif şizofrenlik mi vardı aceba bu adamda diye düşünmeye başlamıştım artık.
Bazen sıcak bakışlarla yaklaşırken bazen buz gibi yüz ifadesiyle ayarlarımı bozmayı başarmıştı benim de..
Şimdiyse dışarı çıkma isteğime olumlu yanıt verince bir kez daha şaşırtmıştı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaret | Gay
General Fiction[TAMAMLANDI] Bir sabah hayatta ki tek yakını olan ablasının ölüm haberini okuyan Çağlar, ailesinden geriye kalan tek varlığı, yeğeni Emir'e sahip çıkmak, her koşulda onun yanında olabilmek için yurtdışından ülkeye geri dönüş yapar ve bu sırada yeğen...