9.Bölüm

7K 373 96
                                    

Konağa taşınmadan önce son gecemi kendi evimizde geçirmiş, Semra teyze ile konuşarak durumu anlatmış, hatta bir süre görüşemeyeceğimizi de söylemiştim.
Ama tabii ki Kenan'ın bana vâd ettiği cehennemden bahsetmemiştim.
Sabah olduğunda salonda ki çokta büyük olmayan masamızda kahvaltımı etmiştim yalnız başıma..
Bir zamanlar her şeye , her zorluğa rağmen mutlu bir şekilde annem ve ablamla beraber yaptığımız o güzel pazar kahvaltılarını hatırlamıştım gözlerim dolarak.

Annem sadece pazar günleri olurdu evde..
Hoş o zamanlar bile boş durmaz, kendine oyalanacak bir şeyler bulurdu mutlaka. Ablam ve ben de okula gitmediğimiz için öğleden sonra mutlaka bir yerlere götürürdü annem bizi.
Ah o günler...
Dertsiz, tasasız mutlu çocukluğum..
Yine bulma şansım olsa bu sefer sım sıkı sarılır , asla bırakmazdım çocukluğumu..

Bir süre bu düşünceler ile başbaşa kaldıktan sonra kahvaltı ettğim tabağı ve bardağımı alıp yıkadım ve yerlerine yerleştirdim.
Evde biraz daha oyalandıktan sonra aslında evden çıkmamak için bahaneler ürettiğimi farkettim.
Emir'i görmek, onun yanında olabilmek için can atıyordum adeta.
Ama diğer yandan ayaklarım geri geri gidiyordu..

Emir'i çok sevsem kendi hayatımı yok saymaya razı olsam bile yinede bunca senedir kurduğum hayattan, düzenden ayrılmak zor geliyordu..
Bunu tabii ki ben istemiştim. Ama sanırım pişmanlık değil de tamamen insani bir özlem duymuştum şimdiden Hollanda'da ki yaşantıma.
Birde..birde Kenan vardı. Bana cehennemi yaşatmayı kafasına koyarken bundan ne kadar etkilenecektim, Emir ve beni uzaklaştırmak için bir şeyler mi yapacaktı bilmiyordum.
Umarım ne yapacaksa sadece bana yönelik ve bana olan nefretinden dolayı olur diye düşünerek en sonunda son bir bakış atarak elimde ki küçük valizim ile çıkmıştım nihayet evden.

Taksi ile konağın önüne vardığımda arabadan inmiştim.
Semra teyzenin eşi, rahmetli Orhan amcanın arabasına artık ihtiyacım olmadığı için Semra teyzenin bahçesine bırakmıştım.
Biraz düşündükten ve derin bir nefes aldıktan sonra yüzüme açılan bahçe kapısından geçerek konağa doğru ilerlemiştim ağır adımlar ile..
Bugüne kadar yaşananlar, ablamın kaza haberini alışım, buraya gelişim, başıma gelenler. Hepsi geçmişti o an aklımdan..

İç kapıya doğru yaklaştığımda zile basmış ve evin çalışanı Firuze hanım açmıştı.

"Hoşgeldiniz ben valizinizi alayım."

"Teşekkür ederim hoşbuldum."

"Kenan beyler sizi salona bekliyorlar."

"Tamamdır."

Demiş ve salona doğru adımlamıştım. Salona vardığımda diğer iki çalışan kadın masayı hazırlarken, Kenan, Zehra hanım, Simay ve kucağında Emir dikkatlerini benim olduğum yöne çevirdiler.
Emir ise yine gözlerinden kalpler çıkarcasına kucağıma atlamıştı.

"Evine hoşgeldin dayıcığım."

"Hoşbuldum dayısının birtanesi."

Demiş ve iki yanağına da kocaman öpücük kondurduktan sonra hep beraber kahvaltı masasının etrafında toplanmıştık. Masada Kenan ile bir kaç kez göz göze geldiğimizde gözlerinde ki o öfkeyi , o nefreti hala görebiliyordum.
Geçmemişti, geçmeyecekti de belli. Kim bilir kafasında neler kurgulamaktaydı beni yeğenim'den ayırabilmek, arkama bakmadan kaçırabilmek için.
Ama kararlıydım. Asla vazgeçmeyecek, asla yenilmeyecektim ona.

Esaret | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin