Keyifli okumalar. 💜
.
.Özel, Alternatif 36. Bölüm:
"Ne düşünüyorsun," diye sordu Seokjin.
"Bir şey düşünmüyorum."
Seokjin, güldü. "Bazen seni ne kadar iyi tanıdığımı unutuyorsun, Namjoon." Namjoon, iç çekti. Bunu bu aralar sıkça unutuyordu. "Kafandan neler geçirdiğini, seni derin düşüncelere daldıran şeyin ne olduğunu anlat bana."
Namjoon Han Nehrinde, Seokjin'in dizlerine uzanmış gökyüzünü izliyordu. Seokjin, Namjoon'un peruğunu hafifçe sıyırmış, uzamış saçlarında gezdiriyordu parmaklarını. Her şey mükemmeldi eğer Namjoon'un kafasındaki düşünceler olmasıydı. Namjoon'un sorunu buydu. Her şeyi fazla düşünüyordu.
"Aklımdan geçirdiğim şeylerin beni derin düşüncelere daldırdığının farkında değilim." Gözlerini Seokjin'e çevirdi. "Aylar önce beni Han Nehrine getirdiğinde yaşamak adına hiçbir umudum yoktu, boş bir yalana tutunuyordum hyung ama şimdi aynı yerde sağlıklı bir nefes alıyorum, seninle güzel bir vakit geçiyorum." Yüzünde büyük bir gülümseme oldu. "Benim için imkânsız bir hayali yaşıyorum."
"Namjoon kötü günlerimiz geride kaldı, artık bunları düşünmek yerine önümüze bakmalıyız."
"Biliyorum ama kendimi durduramıyorum."
"Ah, Namjoon. Ne yapacağım ben seninle?"
"Bunun için birçok fikrim var hyung."
Seokjin, gülerek onun omzuna vurdu. "Uslu bir çocuk ol Namjoon."
"Tabii efendim."
Seokjin'in yüzünde büyük bir gülümseme olsa da aklı az önce Namjoon'un söylediklerinde takılı kalmıştı. "Han'a geldiğimiz gün 'bu sefer korkmuyorum, ne olursa olsun atlatacağız' demiştin. İçinde hiçbir umut yokken bana bu kadar büyük bir yalan söylemen canımı acıtıyor, Namjoon. Bir şeyleri benden gizlemek için mutluymuş gibi davrandın, bana da bunu inandırdın."
"Çoğu zaman bunu yaptım, inkâr etmeyeceğim ama o an sana yalan söylememiştim hyung. Sana yarın hastaneye dönüyorum dediğim anda beraber dönüyoruz diyerek beni düzeltmiştin. Sesindeki, gözlerindeki kararlılık içimdeki tüm korkuyu silip atmıştı."
"Belki de benden gizlememeliydin Namjoon. Her şeyi en baştan bilseydim her şey daha farklı olabilirdi."
"Hastalığımı gizlemek büyük bir hataydı, kabul ediyorum ama tedavinin sonuçlarını gizlemekten pişman değilim."
"Aptalsın, Namjoon."
"Biliyorum ve bunu senden, diğerlerinden çokça da duyuyorum."
Seokjin, Namjoon'un saçlarını okşamaya devam ederken mırıldandı. "Tedavinin en başında eğer bizimkiler kaza yapmamış olsaydı, o haber bize hiç gelmeseydi nasıl olurduk diye düşünüyorum. Yine bunları yaşar mıydık?"
"Bunu ben de çokça düşündüm. Sanırım bu kadar zorluk çekmezdik. Tedavim daha erken biterdi ve şu anki yaşadığımız mutluluğu daha yakın bir tarihte yaşıyor olurduk."
Seokjin, zor geçmeyen bir tedaviyi, acı çekmeden Namjoon'un taburcu oluşunu hayal bile edemiyordu. Kaderlerinde acı çekmek vardı ve kader gerçekten acı çektirmişti.
"Peki, kaza öncesinde de umutsuz muydun Namjoon? Bana içten güldüğünü düşündüğüm o anlarda sen içten içe acı mı çekiyordun?"
Namjoon, kafasını iki yana salladı. "O zamanlardaki tüm duygularım gerçekti, hyung. Mutlu gördüysen beni gerçekten mutluydum, mutsuz gördüysen gerçekten mutsuzdum. O zamanlarda da ölme ihtimalim aklımdan hiçbir zaman çıkmadı, bunu hep düşündüm ama sen yanımdayken, ellerimi sıkıca tutarken başaracağıma olan inancım daha fazlaydı. Hayır, başaracağımı ümit etmiyordum. Başaracağımı biliyordum. Bu kadar emindim kendimden." Histerik bir şekilde güldü. "Ta ki o kazaya kadar. Herkes hastalığımdan habersizken ani bir şekilde ölürsem ne olur diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi." Namjoon, o anları hatırladıkça canı yanıyordu. Hatırladığı her an cehennem gibiydi. "Ağrılarımın artması, tedavimin zorlaşması inancımın yok olması yüzündendi. İyileşemeyeceğime inandırmıştım kendimi, nasıl savaşabilirdim ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Scene | Namjin ✓
Fanfiction[ ANGST & Happy Ending ] Kim Namjoon'un tek çaresi; yaşaması için güç kaynağı olan kardeşlerini, gerçekten yaşamak için yarı yolda bırakmaktı. 30.03.2020 // 31.08.2020