#3: ❝ Telafi ❞

2K 206 29
                                    

-3.Bölüm-

Namjoon, en son ne zaman geldiğini bile hatırlamadığı evin önündeydi. Zili çalmalı, eve girmeliydi ama kendinde bunları yapacak gücü bulamıyordu. Kalbindeki kırıklar izin vermiyordu. Geri dönmek için adım attı ama onu da yapamadı. Tüm kalp kırıklığına rağmen bu eve girmeli, veda etmeliydi.

Zili çalıp kapının açılmasını bekledi. Geçen saniyeler sonrası annesi kapıyı açmıştı. Her seferinde gülümsemeyle olan bir karşılama bekliyordu Namjoon ve her seferinde hayal kırıklığına uğruyordu.

"Namjoon," dedi annesi şaşkınca. Oğlunun gelmesini beklemiyordu. Namjoon'un bu eve geldiği anlar nadirdi ve geleceği zaman haber verirdi.

"Merhaba, anne, girebilir miyim?"

"Tabii, geç içeri."

Namjoon, içeriye geçtiğinde televizyon karşısında uyuklayan babasını bulmuştu. Ne kadar zaman geçerse geçsin bu değişmiyordu. Babasının yüz ifadesine gülmek istese de yıllar önceki ifadesi aklına süzülmüş, buna izin vermemişti.

Seokjin'e olan hislerini ailesine söylediğinde kabullenmeyeceklerini biliyordu ama yine de kendisini reddetmelerini beklemiyordu. Sadece saygı duymalarını istemişti Namjoon ama onlar ne sevgisine saygı duymuş ne de oğullarını düşünmüşlerdi. Namjoon'u paramparça yapmışlardı.

Namjoon, Seokjin'i sevdiği için ailesini kaybetmişti. Buna üzülmüyordu, daha doğrusu kendini böyle kandırıyordu.

Annesi karşısında oturduğunda Namjoon ona gülümsedi. Ne olursa olsun onu özlemişti. "Nasılsınız anne? Uzun zamandır görüşmüyoruz."

"Öyle, görüşmüyoruz." Annesi de Namjoon gibi gülümsedi. "İyiyiz biz Namjoon. Baban ve ben çalışıyoruz, kız kardeşin de okula gidiyor. Her şey bildiğin gibi."

"İyi olmanıza sevindim, anne."

Namjoon'un sesini duyan babası gözlerini açtı. "Namjoon?"

"Merhaba, baba."

"Geleceğini bilmiyordum."

"Evet, haber vermedim. Aniden gelişti her şey." Önce babasına sonra annesine gülümsedi. "Size veda etmeye geldim."

"Veda mı?"

Annesinin tüm her şeye rağmen titreyen sesine gülümsedi Namjoon. "Norveç'e gidiyorum."

"Yine bir programınız mı var?"

"Hayır, baba. Çocuklar olmadan tek başıma gidiyorum."

"Abi," deyip içeriye girdi kız kardeşi. "Neden gidiyorsun?"

Geldiğinden beri yüzüne yerleştirdiği sahte gülümsemesini kız kardeşi için de yüzüne yerleştirdi. "Biraz dinlenmeye ihtiyacım var Geong Min." Namjoon, gözlerini kaçırdı. "Sanırım biraz yoruldum."

"Joon, iyi misin?"

Namjoon, o an ağlamak istedi. Uzun zaman sonra annesinin Joon deyişini duymuştu.

"Sanırım, değilim ama iyi olacağım."

Namjoon, ayağa kalktı. Annesi hala yerinde otururken ona sarıldı. Burnuna dolan koku içindeki özlemin büyüklüğünü hatırlatmıştı. "Üzgünüm anne," diye fısıldadı.

Annesi ne için özür dilediğini biliyordu. Yüreği sızlarken acılar içindeki oğluna sarıldı. "İyi ol, Joon."

"Olacağım," deyip ayrıldı Namjoon.

Babasına sıkıca sarıldı. Sarılışına karşılık beklemiyordu ama kendisine sarılan kolların varlığını hissettiğinde gözyaşlarına hâkim olamamıştı. Direndiği yaşlar hızla akıyordu.

The Last Scene | Namjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin