#24: ❝ Seoul ❞

1.4K 103 67
                                    

Bu sefer arayı açmadan uzun bir bölümle döndüm.

Keyifli okumalar, bebeklerim. 💜

-24.Bölüm-

Namjoon, eve dönüşünü hiç düşünmemişti. Bu süreç öyle bir hal almıştı ki artık hiç bitmeyecekmiş gibi, o hastane odasında ömrünü geçirecekmiş gibi hissetmeye başlamıştı. Şimdi ise, uçakta Seoul'e iniş yapılacağının anonsu duyuyordu. Hala inanamıyordu, bu durum bir rüya gibi geliyordu. Seoul'e sağlığına kavuşup dönmek en büyük isteği olmuş olsa da Seoul'e döndüğü için mutluydu. Namjoon, her şeye rağmen mutluydu.

Namjoon kemerini takıp gözlerini cama çevirdi. Seoul, gözlerinin önüne seriliydi. Şimdi baktığında özlediğini fark etmişti, yüreğinde derin bir özlem duygusu kabarıyordu.

"Çıkış gazetecilerle, birçok armyle doluymuş. Arka kapıdan çıkmamız gerek," diyen menajeri duydu Namjoon. Armyler. Çok özlemişti onları. Şimdi onların karşılamaya geldiğini duymak içindeki özlemi gün yüzüne çıkarmıştı.

Namjoon, gözlerini pencereden ayırıp menajere çevirdi. "Hyung, buna gerek yok. Her zaman nasıl o gazetecilerin arasında geçtiysek şimdi de öyle geçebiliriz."

"Namjoon, bu çok tehlikeli. Orası fazla kalabalık, bir kaza çıksın istemiyorum."

"Armylerin bana zarar vereceğini düşünmüyorum, hyung."

Menajer, ellerini saçlarına atıp karıştırdı. Bu konuda çok tedirgindi ama yine de susmayı tercih etti. Namjoon'u vazgeçiremeyeceğini biliyordu.

Daha fazla bir şey söylenmeden uçaktan inmişler aşina oldukları koridoru adımlıyorlardı. Namjoon, taktığı maskeyle ve kafasına geçirdiği montunun şapkasıyla tamamen kamufleydi ama yine de titriyordu. İçinde heyecan olduğu kadar, korku da vardı. Aylar sonra ilk kez insan içine karışıyordu.

Kalabalığa açılan kapıdan ilk olarak Taehyung ve Yoongi geçti. Namjoon ve Hoseok da onları takip edip kapıdan çıktığında bir anda duyulan çığlıklar daha da yükselmişti. Her zaman aşina oldukları çığlıklar değildi bu. Bunlar Namjoon'a verilen desteklerin haykırışıydı. Onun adını haykırıyorlar, onu sevdiklerini bağırıyorlardı.

Namjoon, Armyler ve gazetecilerin ortada bıraktığı boşlukta yürürken kafasını kaldırmıyordu. Duyduğu sesler içindeki korkunun yersiz olduğunu kanıtlamıştı ama yine de dönüp onlara bakamıyordu, hala onları yüzüstü bıraktığını düşünüyordu.

"Namjoon-ah, mutlu ol biz daima seninleyiz!"

Namjoon, o an duyduğu sesle kafasını yerden kaldırıp sesin geldiği yere doğru baktı. Gözleri ağlayan, ona gülümseyerek bakan birçok Armyi bulmuştu. Ellerinde tuttukları kartonlarda ona güvendikleri, daima sevdikleri yazıyordu.

Namjoon'un gözleri dolarken uçtan uca dizilmiş Armylere baktı. Sesli dile getirmese de gözlerinden hissettiği minnettarlık okunuyordu. Namjoon, durduğu yerde 90 derece eğildi. Hepinize minnettarım, tüm bunları hak ettiğimi hiçbir zaman düşünmesem de, diye içinden geçirdi Namjoon.

"Hadi, Namjoon," dedi menajer, Namjoon'un koluna dokunup.

Kafasını kaldırıp tekrar yürümeye başladı Namjoon. Dolu gözlerinden yaşlar usul usul akıyordu. Hissettiği duygular karmaşık bir hal almıştı. Gözyaşları her fırsatta akıyordu.

Havaalanından çıkıp arabaya doğru ilerlerken yine bir kalabalık onları karşılamıştı. Aynı yazılar, aynı haykırışlar Namjoon'u bulmuştu. Maskesinden görünmüyor olsa da arabaya uzak olan Armylere gülümsedi Namjoon. Onlar Namjoon'un adını haykırırken Namjoon, yalnızca onlara el salladı. Daha fazlasını yapmak istiyordu ama izin verilmeyeceğinin farkındaydı.

The Last Scene | Namjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin