-5.Bölüm-
İyi geceler, millet.
Birkaç saat sonra belki hepiniz havaalanındaki fotoğraflarımızı göreceksiniz ya da şirketin yayınladığı bir açıklamayla öğreneceksiniz ama bunların öncesinde size söyleyen ben olmak istiyorum.
Yıllardır bu sektörün içindeyim, çocukluğum, gençliğim tüm bu yıllar bu sektörün içinde geçti. Ailemden uzakta kendi ayaklarımın üzerindeydim. Yalnız değildim, yanımda altı kardeşim vardı. Ama yaşadığım şeyler o kadar ağır geldi ki yanımdaki insanların desteği bile yeterli gelmedi.
Artık yoruldum.
Durmadan çalışmaktan, üzerimdeki sorumluluktan yoruldum. Birçok kez pes etme noktasına geldim. Çünkü yaşadıklarıma, gelen nefretlere artık katlanamayacak hale gelmiştim. Diğer grup üyeleri benden daha güçlüydü, nefretleri bir kenara atıp sizden gelen sevgilere tutunabiliyorlardı. Yaşadıkları tüm şeyleri, sizinle atlatabildiler ama ben ne kadar sizlere tutunmak istesem de yapamadım, çünkü güçsüzdüm. Hep bir şeylerin yanlış olduğunu, tüm suçun bende olduğunu düşündüm. Düşünmeden yazılan kelimeleri, ben günlerce düşünüyordum. Düşüncelerimin sonu yazılanlara hak vermek oluyordu. Bu da beni mahvetmekten başka bir şey değildi.
Tüm bu nefretlere rağmen sizden çok fazla sevgi aldım, bunun için size minnettarım ama kendimi sevmem için, yanlışlarımı düzeltmem için, yerle bir olan inancımı geri getirmek için yeterli olmuyordu. Size yansıtmadım ama gerçekten kötü bir durumdaydım ve gittikçe daha da kötü oluyordum. Şirket bunu atlatabilmem için psikolojik destek almamı istedi, önce reddettim çünkü destek alacak kadar kötü olduğumu hiçbir zaman düşünmemiştim, bir şekilde atlatabilirdim ama her şey çıkmaza gidiyordu, artık tek başıma bunu yapamayacağımı, buna gerçekten ihtiyacım olduğunu fark ettim. Çünkü sizi ve diğer her şeyi bırakmak istemiyordum.
Çok çabaladım, yeniden eski Kim Namjoon olmak için gerçekten çok çabaladım ama tüm bu çabalarıma rağmen, denediğim tüm yöntemler sonuçsuz kalıyordu ve ben gücümün son noktalarını yaşıyordum. Birçok kez hayatımı sonlandırmak istedim ama size ve üyelerime bu haksızlığı yapamadım.
Sizin için yaşamayı seçtim.
Şirket, kendimi toparlamam için kısa bir ara vermemi istedi. Şimdi biraz uzaklaşmaya, yeniden toparlanmaya, yeniden devam edecek gücü bulmaya ihtiyacım var. Umarım bunu kısa zamanda başarabilirim ve yeniden size dönebilirim. Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm millet. Umarım beni affedersiniz. Sizi çok seviyorum.
-Kim Namjoon.
Seokjin, yatağında oturmuş Namjoon'un yazdığı yazıyı okuyordu. Seokjin, Namjoon'un tüm bunları yazarken ağladığından emindi. Duygusal biriydi o, içindekileri ifade ederken hep ağlardı.
Jungkook, Seokjin'in odasına girip yanına oturdu. Gözleri Seokjin'in valizlerine takılı kalmıştı. Namjoon gibi o da gidecekti. Ne kadar bunun ayrılık değil de küçük bir ara olduğunu biliyor olsa da yavaş yavaş dağıldıklarını düşünüyor olmaktan kendini alamıyordu. "Sen de gidiyorsun, hepimiz yavaş yavaş parçalara ayrılıyoruz."
Seokjin, telefonunu kenara bıraktı, Jungkook'a döndü. "Jungkook, biliyorsun Namjoon'u buraya geri getirmek için gidiyorum. Onu yıllarca yalnız bıraktım ve bir kez daha yalnız bırakmak istemiyorum."
Jungkook, büyüğünün haklı olduğunu biliyordu. O yüzden bunun hakkında konuşmak yerine içinde sıkıntı yaratan şeyleri dile getirdi. "Namjoon hyungun bu kadar acı çektiğini bilmiyordum, o yazıyı okuduğumda kendimden nefret ettim, nasıl oldu da gözümüzün önünde böyle acı çekişini göremedim." Jungkook, kendini durduramıyordu, saatlerdir olduğu gibi yine ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Scene | Namjin ✓
Fiksi Penggemar[ ANGST & Happy Ending ] Kim Namjoon'un tek çaresi; yaşaması için güç kaynağı olan kardeşlerini, gerçekten yaşamak için yarı yolda bırakmaktı. 30.03.2020 // 31.08.2020