The Last Scene | Namjin ✓

#19: ❝ Şifacı ❞

Bayrama özel, şeker tadında bir bölümle geldim.
Keyifli okumalar. 💜💫

Ve hepinize iyi bayramlar bebeklerim.

-19.Bölüm-

Seokjin, Namjoon'u göğsüne çekmiş ona sarılıyordu. Bu gece klasikleri haline gelmişti. Uyku vakitleri geldiğinde Seokjin, göğsünde yatan Namjoon'a her gece farklı bir versiyonu olan bir masal anlatıyordu.

Her gece farklılaşan bu masallar, mutlu bitmesini umdukları kendi masalları oluyordu.

"Uzak diyarlarda yaşayan genç bir şifacı varmış, bu şifacı o kadar yakışıklıymış ki tüm diyarlarda yeteneği kadar, yakışıklılığıyla da biliniyormuş. Tüm kızlar onunla evlenmek istiyormuş ama bu genç kızların isteğini geri çeviriyormuş, o aşık olduğu kişiyle evlenmek istiyormuş.

Bir gün ormanda ilaçları için ot toplarken bir ses duymuş, biri acı içinde bağırıyormuş. Şifacı, bu saatlerde ormanda kimsenin olmadığını biliyormuş o yüzden merak edip sese doğru ilerlemiş. Sesin olduğu yere geldiğinde ise bir grubun ortaya aldıkları bir genci öldüresiye dövdüklerini görmüş.

'Hey ne yapıyorsunuz?' diye bağırmış şifacı genç. Şifacının sesini duyduklarına rağmen durmamışlar, hala ortadaki genci dövmeye devam ediyorlarmış. Şifacı, daha fazla dayanamamış, ortadaki gencin bağırışları kalbini acıtıyormuş. Döven gruptan birkaçını kolundan çekip yere atmış. Açılan boşlukla yere oturup hemen ortadaki çocuğu çekip kolları arasına sarılmış. 'Siz ne yaptığını sanıyorsunuz, onu öldürmek mi istiyorsunuz?' diye bağırmış şifacı.

Kendilerini durduran kişiye baktıklarında şifacıyı görmüşler. Bu gence hepsi saygı duyduğundan kolları arasındaki genci alamıyorlarmış. 'Onu bize ver, şifacı' demiş içlerinden biri.

'Hayır,' demiş şifacı. 'onu öldürmek istiyorsunuz, nasıl veririm size onu.'

'O, lanetli şifacı şimdi onu bize ver. Onu öldürmemiz lazım.'

Şifacı, yüzü kan içindeki olan gence bakmış, kanlı yüzünde bile fark edilen kabarcıkları görmüş. 'O lanetli değil' demiş karşısında bekleyen gruba.

'Baksana yüzüne nasıl lanetli değil dersin? Onun ölmesi lazım.'

Şifacı, böyle cahil insanların daha önce zehirlenen birçok insanın, lanetli diye öldürdüğünü görmüş, yine olmasını izin vermek istememiş. 'Onun lanetini kaldırabilirim, onu tekrar iyileştirebilirim.'demiş şifacı.

Grup o an sessiz kalmış, karşılarındaki şifacının yeteneklerini biliyorlarmış, onun iyileştiremediği birini, yalan söylediğini daha önce görmemişler.

'İnanın bana,' demiş şifacı.

O an şifacıya inanmışlar ve geldikleri köylerine geri dönmüşler. Şifacı kollarındaki genci sırtına alıp evine götürmüş. Gencin yüzü kadar, vücudu da kan içindeymiş. Şifacı hemen gencin yüzündeki ve vücudundaki kanları silmiş. Kanları temizlemesiyle açığa çıkan yüzle şifacı nefesini tutmuş, yüzündeki kabarcıklara rağmen baygın yatan bu genç çok yakışıklıymış.

Vakit kaybetmeden otlarından hazırladığı karışımı yüzündeki ve vücudundaki yara sürmüş. Geriye sadece gencin uyanması kalmış. Şifacı, şömineye bir odun atıp uyuyan genci izlemeye başlamış, daha sonra da bu gencin yanı başında uyuyakalmış.

Yaralı genç uyandığında yanı başında uyuyan şifacıyı görmüş, hareket ettiğinde şifacı da uyanmış. Şifacıyı görmesiyle gözleri büyümüş yaralı gencin, karşısındaki adam hiç görmediği bir güzellikteymiş. 'Daha iyi misin?' diye sormuş şifacı.