Medya, bölümün ruhuyla uyuşmasa da bu bölümün ilham kaynağıdır. Bol bol dinleyin, çokça sevin. 💜
Keyifli okumalar. 💜
medya; honne, beka feat RM // crying over you
-13.Bölüm-
Namjoon, odanın içinde yankılanan zil sesiyle irkilerek uyandı. Gözlerini kırpıştırıp baktığında pencerenin önüne ilerleyen sessizce telefonla konuşan Seokjin'i gördü. Seokjin, karşı tarafın söylediklerini onaylanıyor, duyduklarıyla gülümsüyordu. Namjoon onun kiminle konuştuğunu merak etti. Gözlerini tekrar kapatıp uyumayı denemek yerine Seokjin'i izlemeye devam etti.
Seokjin, "Tamam hyung. Geliyorum," deyip telefon kapattı. Seokjin, elindeki telefonu döndürüyor içten bir gülümseme sunuyordu kendisini izleyen Namjoon'a. Seokjin, yüzündeki gülümsemeyi silmeye çalışıyor olsa da önüne geçemiyordu, içinde kıpır kıpır bir heyecan vardı.
Seokjin, Namjoon'a doğru döndü, Namjoon'un kendisini izleyen gözleriyle karşılaştığında şaşırmıştı. Onun uyuduğunu sanıyordu. Kaşlarını çattı Namjoon, kendisine baktığında Seokjin'in yüzündeki gülümseme kaybolmuştu. Kalbinin kırıldığını hissetmişti.
"Sen uyumuyor muydun, küçüğüm?"
"Az önce uyandım," diye yanıtladı Namjoon. Diline biriken birçok soru vardı ama susmayı tercih etti. Alacağı cevaplardan korkuyordu Namjoon, bir ruhsal çöküşü daha kaldıramazdı.
Seokjin, Namjoon'un yanına yaklaşıp şakağından öptü. "Menajer beni çağırıyor, onun yanına gidip hemen döneceğim." Namjoon, cevap vermeyip sadece Seokjin'e yorgun gözleriyle baktı. Seokjin bir cevap bekliyordu. "Namjoon-ah?"
"Tamam, hyung," diye cevapladı, Namjoon.
Seokjin, genişçe gülümsedi, ona doğru eğilip bir kez daha öptü Namjoon'u. İçindeki heyecan o kadar fazlaydı ki Namjoon'un yüzünde oluşan kırgınlığı görmesine izin vermiyordu.
Seokjin, odadan çıktığında Namjoon, yatakta doğruldu. Ağrıları hala vardı ve bu Namjoon'un kendini toparlamasını geciktiriyordu. Namjoon, derin bir nefes bırakıp yataktan kalktı. Elini yüzünü yıkayıp kendine gelmek istiyordu. Banyoya doğru attığı her adımda kemiklerine ağrılar saplanıyordu. Hissettiği bu ağrıların sonu gelmiyordu, her gün daha da kötüye gittiğini hissediyordu.
Lavaboda elini yüzünü yıkayıp havluyla yüzünü kuruladı. Aynadaki görüntüsüne bakmak istiyordu ama bakamıyordu, hatırladığı Namjoon'dan çok farklı olduğunu biliyordu. Bu görüntünün zihninde yer bulmasını istemiyordu. Eski Namjoon olarak kalmak istiyordu.
Namjoon, kemik ağrılarına ek olarak kalbinde de bir ağrı hissediyordu. Az önce yaşadığı kırgınlıktan mı yoksa tedavisinin getirisi mi, emin değildi. Elini kalbinin üzerine koyup sıvazladı ama kalbine artçı ağrılar girmeye devam ediyordu.
Namjoon, kalbindeki ve tüm kemiklerindeki ağrılarla birlikte tekrar yatağına döndü. Çok geçmeden, Rosie odaya girmişti. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Bu sefer elinde sadece serum değil, koca bir kutu da vardı.
"Merhaba, Namjoon," dedi gülümseyerek.
"Merhaba, Rosie," diye karşılık verdi Namjoon, Rosie'nin yüzündeki kocaman gülümsemeye karşın yorgun bir gülümseme sunmuştu ona.
Serumu takıp ayarladığında Namjoon'a döndü Rosie. "Serumun bittiğinde seni bir yere götüreceğim."
Namjoon, güldü. "Nereye götüreceksin beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Scene | Namjin ✓
Fiksi Penggemar[ ANGST & Happy Ending ] Kim Namjoon'un tek çaresi; yaşaması için güç kaynağı olan kardeşlerini, gerçekten yaşamak için yarı yolda bırakmaktı. 30.03.2020 // 31.08.2020