Bölümün nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ama siz yine de bol bol yorum yapın lütfen 💜😘
Keyifli okumalar. 💜
-21.Bölüm-
İki genç adam yaşadıkları kısa bir anın etkisiyle hala alınları birbirine yaslı, gözleri kapalı duruyorlardı. İçlerinde her şeyin bir rüya olması korkusu vardı. Yıllardır acı çekmeye o kadar alışmışlardı ki şimdi bu yaşadıklarına inanamıyorlardı. Onlar için bu yaşananlar bir rüyadan ibaretti.
Seokjin, Namjoon'un yüzünde duran elini hareket ettirdi. Tedavinin aksamasıyla Namjoon'un yeniden sakalları çıkmaya başlamıştı, şimdi Seokjin'in eline batıyordu. "Bu anın bir rüya olmasından korkuyorum."
"Hepsi gerçekti, hyung."
Namjoon, Seokjin'in kızacağını bilmesine rağmen, alnını Seokjin'den ayırıp bir kez daha öptü Seokjin'i. Seokjin, dudaklarının üzerindeki baskıyla gözlerini açmış santimler ötesinde duran gözlere dikmişti gözlerini. Namjoon, gülümsüyordu. Seokjin'in özlediği bir gülümseme vardı yüzünde. Kızmak için aralamıştı gözlerini ama yapamıyordu.
"Namjoon-ah," dedi Seokjin gülerek. "Yapma."
Namjoon'un yüzündeki gülümseme gittikçe büyüyordu. Kendinden uzaklaşan Seokjin'e tekrar yaklaştı. Seokjin, bu sefer izin vermeyip eliyle Namjoon'un dudaklarına barikat kurdu. "Bu kadarı yeterli genç adam. Hem senin sağlığın için hem de benim kalp sağlığım için."
Namjoon, seslice gülüp geri çekildi. "Tamam, bu kadarı yeterli." Yüzünde, sırıtış peyda olmuştu. "Şimdilik."
Seokjin, kafasını iki yana salladı. Namjoon ne derse tersini yapıyordu. Bugün karşısında bambaşka bir Namjoon vardı.
Seokjin, aklına gelenle Namjoon'u kolundan tutup yerinden kaldırdı. İçeriye sürüklenirken Seokjin'in amacının aksine Namjoon'un aklından farklı şeyler geçiyordu.
"Hyung hem yeterli diyorsun hem de beni içeriye götürüyorsun. Kendinle çelişmiyor musun?"
Seokjin, adım atmayı bırakmış şaşkınca Namjoon'a dönmüştü. "Namjoon! Aklından ne geçiyorsa çıkar hemen! Öyle bir şey yok!"
Namjoon şaşkın ve sinirli Seokjin'e kahkaha attı.
"Kim Namjoon, bugün beni fazlasıyla şaşırtıyorsun."
Seokjin, yeniden Namjoon'u sürüklemeye başladı. Seokjin, Namjoon'u mutfağa getirmişti. Seokjin, Namjoon'un kolunu bıraktığında Namjoon, yeniden Seokjin'in sinir olduğu tavra bürünmüştü. "Hımm, demek mutfak." Arkası dönük Seokjin'e yaklaşıp kulağına eğildi. "Aklınızdan neler geçiyor Seokjin-shi?"
Seokjin, Namjoon'a döndüğünde Namjoon'la burun buruna geldi. Namjoon'un yüzündeki sırıtışı gördüğünde gülümsemeden edemedi. "Senin aklından geçen şeyler geçmiyor, küçüğüm."
Namjoon, geriye çekilip omuz silkti. "Tüh, mutfak fant-..." Seokjin'in kendine doğru bardak uzatmasıyla sustu Namjoon. Bardağa bakıp kaşlarını çattı. "Ne bu hyung?"
"Tuzlu su. Ağzını çalkala."
Namjoon'un yüzündeki sırıtış yok olmuştu. Namjoon, Seokjin'e dikkatli baktığında ciddi olduğunu gördü. Bir bardağa, bir Seokjin'e bakıyordu. "Hyung, buna gerek yok."
"Namjoon, dediğimi yap."
Namjoon, bardağı eline aldı. Yudum alıp ağzını çalkalamak yerine tezgâha koydu. "Hyung, gerek yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Scene | Namjin ✓
Fanfiction[ ANGST & Happy Ending ] Kim Namjoon'un tek çaresi; yaşaması için güç kaynağı olan kardeşlerini, gerçekten yaşamak için yarı yolda bırakmaktı. 30.03.2020 // 31.08.2020