Mama

19K 714 57
                                    

Ben Doğu ile ilgilenirken Burak da bizim yemeklerimizi tabaklara koyuyordu. Doğu'yu sandalyesine oturup üç bölmeli tabağını önüne bıraktım. Kaşığı da koyduğumda hemen alıp önündeki mamayı karıştırdı. Sanırım bu konuda bir sıkıntı çıkarmayacaktı.

Yavaş yavaş mamasını yiyip bitirdiğinde gülümsedim.

"Aferin benim bebeğime."

Burak önüne haşlanmış karnabahar koyduğunda ben de kaşığını alıp çatalını bıraktım önüne.

"Onları da ye Doğu."

Burak önüne döndüğünde Doğu bana baktı ve kusuyormuş gibi dilini çıkardı. Onun bu haline kahkahalarla gülerken Doğu da güldü. Burak bize baktı kaşları hafif çatık bir şekilde. Hah işte, normal Burak buydu.

"Ne oldu?"
"Sanırım sebzeleri sevmedi."
"Neden? Bebeğim yemek istemiyor musun?"
"Hayıy."
"Ama yemelisin sadece mama ile olmaz."
"Kızayt?"

Başta ne dediğini anlamasam da sonradan kızartmamızı istediğini anladığımda yine güldüm. O her yerine mama bulaşmış ağzı ile öyle güzel konuşuyor ki.

"Bebeğim böylesi daha sağlıklı. Kızartma yağlı olacak."
"Öğk."

Doğu tabağı öne ittiğinde yine gülme gelse de kendimi durdurup Burak'a baktım.

"Doğu o senin yemeğin bebeğim ve yemelisin. Kurtuluşun yok o tabak bitmeden seni oradan almayacağım "

Doğu huysuzlanıp boynundan cırt cırtlı önlüğünü çekip önünü açmaya çalıştı. Önlüğü çok dayanmadan açılınca onu yere attı. Elini masaya vurduğunda Burak kaşlarını çattı.

"Doğu..."
"Tamam hayatım üzerine gitme. Airfryer ile kazartırım şimdi. Hem yağsız olur hem kızarmış. Tamam?"

Burak derin bir nefes verip kafasını salladığında yerdeki önlüğü alıp tezgaha bıraktım ve Doğu'nun önündeki sebzeleri alıp kızarttım. Bu sırada Burak yemeğini bitirip yavaş yavaş masayı toplamaya başladı. Benim yediklerim dışındaki şeyleri makineye attı ve geri yerine oturdu. Doğu'nun tabağını tekrar önüne koyduğumda çatala uzanacakken onu durdurdum.

"Önce önlük bebeğim."
"I-ıh."
"Önüne döküyorsun bebeğim onsuz olmaz."
"Sıkıyo beni."

Burak elimdeki çatalı alıp Doğu'nun sandalyesini kendine yaklaştırdı.

"O zaman bugünlük ben yediriyorum."

Küçük küçük yaptığı sebzeleri Doğu'ya verirken Doğu çok da istemeyerek yiyordu. Burak Doğu'ya yedirirken ben de kendi yemeğimi bitirdim. Tabağı bittiğinde Burak önünden tabağını alıp suluk verdi. Doğu suyu içerken mutfağı toparladık. Daha sonra Doğu'yu alıp elini ve yüzünü yıkadım.

"Pasaklı bebek."

Doğu bu söylediğime güldüğünde ben de güldüm. Kuruladıktan sonra kucağımda düzgün bir şekilde tuttum ve kalçasına vurdum birkaç kez.

"Yerim seni yerim. Her yerini yerim!"

Doğu utanarak elimi tutmaya çalıştığında güldüm. Mutfaktan çıkıp bizi gören Burak yüzündeki gülümseme ile yanımıza geldi. Doğu'nun boynundan öptüğünde Doğu kollarını ona uzattı. Benim kucağından ona gittiğinde bacaklarını iki yandan sarkıtıp salladı. Kısa ve tombul bacağını tutup hafifçe sıktım.

"Seni ısırırım!"

Kanım kaynıyordu resmen. Durmadan öpmek geliyordu içimden. Burak elini belime koyup beni kendine çekince ona baktım. O kadar iyi tanıyorduk ki artık birbirimizi bakışlarından bile ne anlatmak istediğini anlıyordum. Boynumdan öptüğünde elimi saçlarına çıkarıp okşadım. Yumuşacık saçları vardı ve ben onlarla oynamayı çok seviyordum.

"Mis kokulum benim."

Birkaç kez daha öpüp geri çekildi. Ben de geri giderken Doğu ile göz göze geldim. Ellerini birleştirmiş Burak'ın omzunda yatıyordu.

"Bezini değiştirirmemiz gerekiyor mu bebeğim?"

Cevap vermeden kafasını diğer tarafa çevirince Burak'a döndüm. Ne oldu ki şimdi?

"Doğu?"
"Ben yavaboya gitmek istiyoyum. Yüffen."

Onun tatlı dilini ısırmak istiyorum ama ben!

"Güzelliğim bacaklarını doğru düzgün kullanamıyorsun. Kendi başına yapamazsın."
"Ama bez istemiyoyum."
"Hastanede de bez kullanıyordun Doğu. Bizden mi çekiniyorsun?"

Omuzlarını kaldırıp indirdi. Burak gidip koltuğa oturunca ben de yanlarına oturdum.

"Ben hep uyudum oyada. Siz beni hemen aldınız ki zaten."
"Peki. Şuna cevap ver bakalım. Şu an bezin dolu mu yoksa daha yapmadın mı?"

Yine utanarak kafasını saklamaya çalışınca Burak yanaklarından tutup yüzüne baktı ve öptü birkaç kez.

"Bebeğim bizden utanma. Bundan sonra her şeyin ile biz ilgileneceğiz zaten. Ve bizim için bunların hiçbiri sorun değil. Senin için de sorun olmasın istiyoruz. Anlıyor musun?"

Yavaşça kafasını salladığında Burak gülümsedi.

"Güzel. Şimdi cevabımı alayım."
"Yapmadım."
"O zaman oyun oynayalım ister misin? Oyuncaklarını görmedin daha."

Doğu sevinçle kafasını salladığında Burak gülerek onunla beraber ayaklandı. Yere minik bir örtü serip Doğu'yu üzerine bıraktık ve oyuncak sepetini getirdik.

"Hayatım benim biraz çalışmam lazım."
"Sen git. Ben ilgilenirim."

Burak dudaklarını yalayıp bana uzun uzun bakınca güldüm.

"Geceyi bekle."

Kulağına fısıldadığım şeylerle ensemden tutup dudaklarıma sert bir öpücük kondurdu.

"Delirtme beni Deniz. Yoksa Doğu'nun uyuması için her şeyi yaparım."

Karnına ufak bir yumruk attım.

"Deli."








DOĞU BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin