Araba

5.2K 350 61
                                    

Deniz

"Ama artık bu kesin hile! Baba saçmalama ya!"

Kahkahalarla gülerken Burak'ın yakınmasını dinleyerek gülmelerim krize döndü.

"Ya Deniz gülme sende sinirliyim şu an."

Kendimi durdurmaya çalışırken kafamı eğip derin bir nefes aldım.
Şu an Burak ve Aslan abi satranç oynuyor. Yaklaşık dört turda da Burak yenildiği için de sinir krizi geçiriyordu.

"Baba!"

Doğu koşarak mutfaktan çıkıp yanıma atlayınca belinden tutup kucağıma çektim.

"Ne oldu bebeğim?"
"Biz çok güzel yemek yaptık. Hadi gel bak."

Doğu da Emin abiyle beraber mutfakta yemek yapıyordu. Ben de iki tarafın arasında gidip geliyorum.

"Hayatım sen yenilmeye doğmazsın ama önce yemek ye açlığa doy."
"Ya sen de mi dalga geçiyorsun?"

Huysuz huysuz bana bakınca kafasından tutarak kendime çekip sarıldım.

"Senin ağzını yerim hadi kalk. Dalga geçmiyorum."

Aslan abi göğsünü kabartarak ayağa kalkıp Burak'ın kafasına vurdu bir tane.

"Yürü oğlum yürü. Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Sen daha çok tekrar dersin."

Burak sinirle ayağa kalkıp önden önden mutfağa gidince kendimi tutamayıp güldüm. Aslan abi de kolunu omzuma atıp hafifçe eğildi.

"Kerata işte hiç yenemez beni."

Çekinerek de olsa ben de elimi onun koluna attım.

"Aslan abi Burak senden öğrenmedi mi satranç oynamayı."
"Benden öğrendi de düzgün dinlememiş işte beceremedi bu çocuk."

Biz kendi aramızda Burakla dalga geçerek mutfağa girince Burak masaya oturmuş yemeğe başlamıştı bile. Dolu ağzı ve yanaklarıyla bize bakınca daha çok güldüm.

"Baba."
"Efendim?"

Emin abi bize de yemekten koyarken Burak'a hitaben konuştu.

"Benimle dalga geçiyorlar."

Çocuk gibi şikayet etmesine sırıtıp yemeğe başladım.

"Dalga geçme oğlumla Aslan."
"Deniz de."
"Dalga geçme oğlumla Deniz."

Artık kendimi koyverip kahkaha attığımda Burak masanın altından ayağıma vurmaya çalıştı.

"Baba."
"Efendim güzelim?"

Kolumu sarsan Doğu'ya dönüp yanağını sıktım.

"Bugün dışarı çıkalım mı?"
"Olur bebeğim. Nereye gitmek istersin?"
"Bilmiyorum. Ama uzun zaman sonra kendi başıma yürüyorum. Yetişkin gibi. Dışarı çıkmak istiyorum."
"Oy senin ağzını yerim. Tabii ki çıkalım minnoşum benim. Yemekten sonra karar veririz."
"Tamam."

Doğu heyecanla kafasını sallayınca gülümsedim.

"Hadi yemeğini ye."

....

"Nihayet havaya göre giyinmeyi öğrendin."

Doğu üzerine lila kazak kot pantolon ve beyaz mont giymişti. Şortla dolaşmayı bıraktığı için rahatladık.

"Hadi baba hadi. Çıkalım."

Beraber odadan çıkıp kapıya geldik. Diğerleri de bizi bekliyordu zaten. Arabaya binmek yerine sahil boyunca yürümeyi tercih ettik. Doğu benim ve Burak'ın koluna aynı anda girip seke seke yürürken Burak'ın babaları da yanımızda sohbet ederek ilerliyorlardı.

"Baba bak şimdi."

Doğu bizi bırakıp ilerleyerek yol kenarındaki kaldırım yükseltisine çıkıp dengede durarak yürümeye çalıştı.

"Düşeceksin şimdi Doğu ya. Yanımıza gel bebeğim."

Doğu bir süre daha o şekilde yürüyüp sıkılınca yanımıza gelip yine kolumuza girdi.

"Baba."

Fısıldayarak konuşunca hafifçe ona eğilip dinlemeye başladım.

"Bir şey söyleyeceğim."
"Söyle bebeğim."
"Ben artık hazırım."

Söyledikten hemen sonra utanarak kafasını eğince anlamayarak Burak'a baktım. O ise şaşırarak bana bakıyordu.

"Neye?"
"Deniz sen çok mu masumsun aşkım benim?"
"Ne oldu ya?"
"Ya baba of."

Doğu utançla kafasını Burak'ın boynuna yaslayınca kaşlarımı çattım. Bu ikisinin arasında ne dönüyor?

"Bana da söyleyin ne olduğunu."
"Hayatım Doğu geçen sefer gece geldiğinde hazır olmadığını söylemişti ya."
"Ha!"

Önce anlamanın verdiği salaklıkla yüksek sesle tepki versem de hemen ardından şok olarak açtım gözlerimi.

"Bir dakika sen... Sen şimdi, bizimle..."
"Deniz'im yolun ortasındayız ve bu konuyu konuşmak için hiç uygun bir yerde değiliz hayatım. Bence şaşırmayı sonraya bırakalım."

Hızlıca kafamı salladım ve Doğu'yu belinden tutarak kendime yasladım.

"Küçük sevgilim benim."

Doğu ikimizden de ayrılıp yine kaldırım kenarına çıktı.

"Utandırmayın artık yeter."

İkimiz de gülerek onu izlerken Doğu da sekerek yürümeye devam ediyordu. Aslan abi ve Emin abiye baktığımda onların el ele yürüdüğünü görüp gülümsedim. İkisi birbirine o kadar yakışıyor ki. İnsanın onların aşkını oturup izleyesi geliyor.

Tam önüme dönerken gözüme çarpan ışıkla gözlerimi kıstım. Daha ne olduğunu anlayamadan kaldırıma doğru yaklaşan arabayı ve yola düşen Doğu'yu görünce donup kaldım. Yanımdaki Burak'ın ve diğer tarafımda başka insanların koştuğunu gördüğüm halde hareket edemedim.

"Ambulans çağırın! Doğu bebeğim bak bana lütfen Doğu."
"Dur, oynatmayın."
"Sakin olun, durun."
"Biri ambulans çağırdı mı?"

Bitti.








DOĞU BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin