İlerleme

13.6K 529 17
                                    

Deniz

"Güzelliğim sorun ne söylemiyorsun ki çözeyim."

Kafasını omzuma yaslamış bir şekilde ağlayan Doğu'nun sırtını okşadım odada ileri geri yürürken. Çok önemli bir şey olmadığını anlamıştım ama sorunun ne olduğunu hala bilmiyordum. Burak da yoktu tek başıma kalmıştım. Uzun zamandır ikimiz de şirkete gitmiyorsun ve artık işlerle şirkette ilgilenmeniz gerekiyordu. Bundan sonra sırayla gitmeye çalışacaktık.

Artık ağlaması geçse de zorla ağlayan Doğu yir yandan da tişörtümün yakasını indirip kaldırarak kendince oyalanıyordu. Tek elimle yüzünü silip yanağından öptüm bir kez.

"Anlatacak mısın artık?"
"I-ıh."
"Ama bebeğim ağlamaya devam edersen ve sorunu söylemezsen senin için bir şey yapamam."

Omuzlarını kaldırıp indirdi. Bu sırada yakamı aşağı doğru çekip bırakarak oyun oynuyordu.

"Seni yaramaz, babanın mahrem yerlerine göz mü diktin sen?"

Gülmeye başladığında ben de gülüp mutfağa ilerledim. Onun için çilekli süt hazırladım hızlıca. Biberonuna koyup kapağı kapatınca hemen süte uzandı.

"Güzelce iç sütünü bebeğim."

Tekrar odaya geçip koltuğa oturdum. Ben oturduğumda kucağımda yan dönüp alıştığı pozisyonu aldı ve kafasını göğsüme yasladı.

"Bir tanecik bebeğimsin sen benim. Güzelliğim benim."

Saçlarını okşayarak severken baştaki elini yine yakama götürüp aşağı çekip bırakmaya başladı.

"Uykun mu geldi bebeğim?"

Kafasını salladı ağır ağır. Sütü kısa süre sonra bittiğinde onu odaya götürmek için izlediği çizgi filmin bitmesini bekledim. Nihayet yazılar çıktığında ayağa kalktım.

"Bezini değiştirme gerek var mı Doğu?"

Kafasını aşağı yukarı salladığında saçlarına öpücük kondurdum. Artık alışıyordu. Bizim müdahalemiz olmadan da yapabiliyordu.

"Şimdi bezini değiştirelim. Mis gibi olalım. Sonra akşam baba geldiğinde bizi bir sürü öpsün tamam mı?"

Burak'ın öpeceğini duyduğunda heyecanla yerinde kıpırdanmaya başladı. Gülerek onu bez değiştirme masasına yatırdım. Eline en sevdiği örme oyuncağı verip aşağı eğilerek çekmeceden malzemeleri aldım. Umursamaz bir şekilde oyuncağı ile oynarken yapabildiğim kadar hızlı bir şekilde bezini değiştirip kucağıma geldim.

"Beraber uyuyalım mı bebeğim? İster misin?"
"Evet baba!"
"Senin yerim baba diyen ağzını."

Artık baba da demeye başlamıştı. Aslında başka bir şey demiyordu zaten ama bizi çağıracağı zaman bazen nasıl hitap etmesi gerektiğini bilmiyor gibiydi. Artık rahat rahat baba diyebiliyordu.

Odaya girip yatağa çıktım. Doğu'nun olduğu tarafa yastık koyup diğer yanına da ben yattım. Elim karnının üzerinde ileri geri giderken kafasını boynuma yaslayıp elini yakama getirdi yine. Bostaki elimle saçlarını okşadım ağır ağır. Esnemeye başladığında gülümsedim haline. Kedi gibi oluyordu esnerken. Minicik ağzını açtığında Burak'ın yaptığı gibi parmağımı sokmak istiyordum ama esnemesine mani olmamak için uğraşmıyordum. Tabii ki Burak benim gibi düşünmediği için bulduğu her fırsatta Doğu ile uğraşıp bazen onu kendinden bıktırıyordu. Doğu'nun Burak'a sinir olup 'sen git!' diye bağırdığı günü asla unutmuyordum.
O zaman o kadar çok gülmüştüm ki akşamına da Burak fazla gülmüştü. Yine de güzeldi. Bazı ağrıyan yerlerimi saymazsak.

DOĞU BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin