Sandalye

7.1K 408 28
                                    

Doğu

Deniz babamın boynuna yasladığım kafamı biraz oynatıp elimi yakasına götürdüm. Refleks olarak elim yakasına gidiyordu. Neden yaptığımı bilmiyorum.

"Baba."
"Efendim?"

Babam her zamankinden daha mutsuz bir şekilde konuşunca dudaklarım büzüldü. Dün kavga ettiklerini tahmin edebiliyorum. Sebebi de belli zaten. Ama şimdiye kadar barışmamış olmaları çok garip. Deniz babam hala çok mutsuz.

Tencereyi karıştırdığı tahta kaşığı bırakıp kolumdan tuttu ve kafamı kaldırdı.

"Ne oldu bebeğim?"
"Yeden küstünüz babamla?"
"Küsmedik bebeğim. Nereden çıkardın bunu?"

Omuzlarımı kaldırıp indirdim sadece. Boynuma eğilip koklayarak öptüğünde sakalları battığı için kafamı eğdim.

"Baba."
"Bebeğim sen Pisi ile oynasan da ben yemek yapsam olmaz mı?"
"Hayıy."
"Hayıy. Sana hayıy."

Taklidimi yaptığında az önceki gibi boynuna yaslandım.

"Babamı özledim."
"Az kaldı bebeğim birazdan gelir."
"Baba."
"Efendim?"
"Donduyma."
"Havalar soğuyor bebeğim, hasta olursun. Başka bir şey yemek ister misin?"
"Hayıy donduyma."
"Babayı arayıp sor bakalım alacak mı. Evden yok çünkü. İzin verirse yersin."

Telefonunu çıkarıp aramaya başladı ve hoparlöre alıp bana doğru tuttu.

"Efendim hayatım?"
"Baba!"
"Doğu? Ne oldu miniğim?"
"Baba doyduyma alıy mısın?"
"Dondurma almak için fazla geç olmadı mı bebeğim? Tam hasta olabileceğin havalar geldi şu an."
"Ama lüffen."

Babam güldüğünde kaşlarımı çattım.

"Ya baba!"
"Deniz babana sor bakalım bebeğim izin verirse alırım."

Sinirle dudaklarımı büzdüm.

"Veydi baba al!"
"Velete bak, sordun mu sen bana?"

Burak babam güldüğünde telefona işaret parmağımla vurdum birkaç kez.

"Baba al tamam mı."
"Bu son Doğu. Bir daha istemek yok. Çok istersen başka şeyler alırım tamam mı?"
"Tamam."

Hızlıca telefonu kapattım. Deniz babam güldü bu yaptığıma.

"Suratına kapattın deli."
"Vajgeçmesin baba."

Gülerek belimdeki eliyle sırtımı okşadı.

"Sen çok yaramaz oldun. Güldüğüme bakma bu yaptığın çok yanlış bebeğim."

Boynuna yattım hızlıca.

"Tamam baba tamam."

Yemekler olduğunda içeri geçip oturduk. Babam bana kitap okurken rahat kucağında onu dinledim.
Zil çaldığında yine kucağında benimle ayağa kalktı.

"Baba geldi."

Kapıyı açınca Burak babama doğru uzandım hemen.

"Babam!"
"Hmm babam. Yaramaz seni. Yüzüme neden kapatıyorsun o telefonu söyle bakayım hemen."
"Öşü diyeyim."
"Öyle bir özürle kurtalamazsın."

İçeri girdi ve Deniz babama yaklaşıp boynundan öptü. İkisinin arasında olduğum için kısa bir an sıkıştım.

"Hoş geldin."
"Hoş buldum hayatım."
"Yemeğe oturalım hemen Doğu acıktı."
"Donduyma?"
"Önce yemek."

Burak babam elindeki poşetleri mutfağa bırakıp beni de sandalyeme oturttu.

"Üzerimi değiştirip geleceğim minnoş."

Burak babam gittiğinde Deniz babam gelir diye beklemiştim ama gelmemişti. Aslında beni tek başıma hiç bırakmazlar. Sadece oyun alanındaysam ve güvenli bir yerdeysem.

Önümde duran çatalımı alıp tabağıma vurdum birkaç kez.

"Baba."

Kendi kendime mırıldandım bir süre. Acıktım ben. Yemek yemek istiyorum. Zaten yemekler çok güzel kokuyor.

"Minim babam."

Masaya uzanıp benim kaşığıma hiç benzemeyen babamların kaşığını elime aldım. Benim kaşıklarım küçük ve yumuşak. Babamların ise kocaman. Onlarınki çirkin zaten. Benim kaşıklarım daha güzel.

"Ama acıktım."

Kısa bir süre susup sesleri dinledim. İçeriden konuşma sesi geliyordu ama çok uzaktan. Odalarında konuşuyorlar.

Arkamı dönüp ocağın üzerindeki tencereye baktım. Benim sevdiğim yemekler. Yemek istiyorum.

"Baba."

Bu sefer kısık sesle söylemek yerine bağırdım. Ama yine gelen olmadı. Elimdeki babamın kaşığını bırakmak için hızlıca dönüp ileri uzandım. Ama döndüğüm anda sandalye sallanınca yanlara tutunmaya çalıştım. Ama tutunamadan sandalye yana düştü. Kolumun üzerini düştüğüm için canım yanmıştı. Zaten moralim bozuk olduğu için ağlamaya başladım hemen. Canım yanıyor benim!

"Baba!"

İçeriden sesler geldi önce. Sonra da ikisi birden koşarak yanıma geldi.

"Doğu, bebeğim."

Önden gelen Burak babam beni hızlıca kucağına aldı ve vücuduma baktı.

"Neren acıyor meleğim? Söyle bana."

Ağlamaktan konuşmaya halim yoktu. Sadece canım acıdığı için ağlamak istiyordum.

Deniz babam iki eliyle yüzümü tutup sildi.

"Sakin ol bebeğim. Bir yerin acıyorsa söyle bize. Acıyor mu?"

Kafamı salladığımda Burak babam yüzüme yapışan saçlarımı geriye attı.

"Neresi bebeğim. Ağlamadan söyle bi."
"Kolum."
"Sağ kolun mu?"

Burak babam kolumu tuttuğunda canım daha çok acıdığı için hemen geri çektim.

"Acıyor!"
"Tamam bebeğim. Dokunmuyorum tamam."

Ayağa kalktı hızlıca. Kapıya giderken Deniz babamın odaya koştuğunu gördüm.

"Baba."
"Korkma bebeğim. Yok bir şey."

Arabaya bindirdiği gibi Deniz babam gelip yanıma oturdu. Burak babam arabayı sürmek için öne geçti.

"Baba acıyor."
"Sana kıyamam benim güzelim. Geçecek şimdi, hemen geçecek. Hastanede hemen bakacaklar sana."

Çok hızlı bir şekilde hastaneye gelmiştik. Şimdi de doktorlardan korktuğum için daha çok ağlamak istiyordum.

"İstemiyoyum baba."
"Bir şey olmayacak bebeğim. Bakacaklar sana sonra acısını alacaklar hiç merak etme."
"Ya acıysa?"
"Olmayacak bir şey bebeğim."

Deniz babamın kucağında hastaneye girdik. Burak babamın girişte kimliğimi verdiğini görünce sağlam elimi ona uzattım.

"Baba."
"Tamam miniğim gelecek."









DOĞU BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin