Basıldık

6.4K 281 16
                                    

Emin

Bugün bu evde son günümüz. Levent ve Hazar dün neredeyse taşındı sayılır. Bugün de ufak tefek ayrıntılar kaldı. Onlara yardım etmek için bu kadar uzun kalmıştık zaten. Geri dönmemiz gerekiyordu. Bu akşam da döneceğiz. Zaten Aslan'ın işlerinin başına dönmesi lazım.

Dün taşınırken Deniz ve Burak taşıyan elemanlara yardım ettikleri için fazla yoruldular. Biz genel olarak eşyaları yerleştirme işinde çalışmıştık. Doğu da ilk gelen eşya olan koltuğa kendini atıp eliyle neyi nereye koyacağımızı söylemişti. O da çok yoruldu haliyle(!)

Neyse onlar yorgun olduğu için Aslan ve ben erken kalkıp kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştık bile. Zaten Aslan asla geç uyanmaz.

"Aşkım."
"Efendim?"

Aslan arkamdan gelip belime sarılınca gülümsedim. Kafamı arkaya atarak omzuna yaslandım.

"Sen bu sabah çok mu güzelsin?"
"A-a ben her sabah güzelim."

Söylediklerime gülünce kafamı çevirip çenesine ufacık bir öpücük kondurdum. Daha sonra patatesleri doğramaya devam ettim. Doğu çok sevdiği için kızartma yapacağım.

"Günaydın."

Hazar mutfağa girince Aslan geri çekilip onunla sohbete başladı. Bu ikisi de güya kavgalıydı. O kadar samimi oldular ki. Artık levent ve beni gözleri görmez oldu. İkisinin sürekli satranç oynaması artık sinir bozucu bile oynamaya başladı. Hatta bir kere gidip oyunlarını bozmuş olabilirim. Ama bu benim hakkım!

"Günaydın."
"Levent uyanmadı mı?"
"Uyandı uyandı. Lavaboya gitti. Çocukları uyandırıp gelecek."
"Heh iyi."

Ben patatesleri kızartırken Aslan da masaya kahvaltılıkları taşıdı.

"Masa hazır."
"Aferin."

Sırıtarak ona bakınca bana ters bir bakış attı. Eve gidince hiç hoş şeyler olmayacak. Neyse ki şimdi buradayız. Belki unutur gidene kadar.

Çok geçmeden Levent mutfağa girince ona döndüm. Yüzünde garip bir ifade vardı.

"Günaydın."

Bir anda bana dönüp yüzüne eliyle yalpaze yaparken mırıl mırıl konuştu.

"Günaydın."
"Levent."

Hazar konuşunca levent bu sefer de aynı ifadeyle ona döndü.

"Ne oldu hayatım bir şeyin mi var?"

Ayağa kalkıp yanına gidince onu izledim. Telaş yaptım şimdi ben de.

"Bir şey yok."
"Emin misin?"

Hızlı hızlı kafasını salladı ve geçip masaya oturdu.

"Çağırdın mı Denizleri?"
"Yok."
"Sebep?"
"Uyusunlar biraz yorgunlar. Yorgun olmalılardı."
"Ne diyorsun Levent? Hayatım sen gerçekten iyi misin?"

Hazar Levent'in ensesinden tutup kendine çekti ve dudaklarını alnına bastırarak ateşine baktı.

"Of Hazar!"
"Neyse ben çağırırım."
"Hayır yok, çağırma ya boş ver. Uyusunlar biraz daha."
"Acıktık ya? Acıkmadınız mı?"

Aslan ve Hazar aynı anda bana hak verince mutfaktan çıktım. Odalarına gidip kapıyı çalacağım an içeriden gelen sesle elim havada kaldı. Hızla elimi çekil bir adım uzaklaştım.

Ay inanmıyorum. Levent bu yüzden mi şeytan görmüş gibi geldi acaba içeri? Ay bu adam beni gülmekten öldürecek bir gün! Sanki hiç yapmadığı, görmediği şey.

Derin bir nefes alıp boğazımı temizledim ve hızla kapıya vurdum birkaç kez.
İçerideki sesler aniden kesilirken sessizce gülüp ciddileşerek konuşmaya başladım hemen.

"Hadiiii! Masa hazır sizi bekliyoruuuz!"

Cevap beklemeden kapıdan uzaklaşıp mutfağa döndüm.

"Geliyorlar mı?"
"Yok ya onlar geç gelir. Başlayalım."

Levent ile göz göze gelince sırıttım. Ay çok masum ayol.

........

Deniz

Kapının hunharca vurulması ile üçümüz de donup kalırken Emin babanın sesini duyunca Burak'a baktım yavaşça. Aynı bakışları bana atarken bu sefer de Doğu'ya döndüm. Utançla kafasını yastığa gömünce hafifçe güldüm.

"Ya off! Size dedim ben yapmayalım dedim!"

Sırıtarak kendimi geri çekip bir kez daha girdim sertçe.

"Ah! Ya ben küçüğüm diye mi dinlemiyorsunuz beni?"

Doğu söylenmeye devam ederken Burak da benim gibi pek takmadı ve o da yaptığına devam etti. Gerçekten sabahın köründe bu azgınlık nereden geldi bilmiyorum ama Burak ile gözlerimizi açtığımız gibi Doğu'nun üzerine atlamıştık. Burak bu sefer yavaş olmayı reddettiği için benim içime girerken ben de Doğu'yu kendime aldım. Üst üste yaklaşık bir saattir efor sarf ederken Doğu da neredeyse on dakikadır 'yakalanacağız, yeter' diyordu.

"Bebeğim bence daha fazla sıkma çünkü sona geldim ve işimi zorlaştırıyorsun."
"Ne azgın çıktınız siz ya? Ben de kendimi azgın sanıyordum. Tamam gerçekten inandım yatakta farklısınız. Cidden."

Doğu'nun durmadan söylenmesine gülerken Burak bir anda belimden bastırıp Doğu'nun üstüne yatırınca inledim.

"Siz bugün çok konuşuyorsunuz. Yatakta ben soru sormadıkça konuşmayın."

Hareketlerini sert ve hızlı bir şekilde devam ettirirken Doğu'nun boynunu öpmeye başladım.

"Ahh, baba."
"Bebeğim."

Burak'ın hareketleri hızlanıp sonunda sertçe içime boşalınca ben de hemen arkasından boşaldım. Doğu zaten çoktan halletmişti onu.

"Duşa girelim."
"Ya ben aşağı inmem asla. Dedemlerim bugün karşısına çıkamam."

Haline gülüp sırıtarak yanağını sıkınca bileğimden tutup indirdi.

"Duymamışlardır minnoşum. Duysalar çağırmazlar zaten."
"Ya baba nasıl duymasınlar? Bağırıyordum ben senin sayende!"

Ağlar gibi yapıp yastığa yüzünü gömünce belini okşadım.

"Hadi kalk. Duşa girelim."
"Kucağına al."

Burak gülerek Doğu'yu belinden tutup kucağına alınca boynundan öptüm. Odadaki banyoya girip hızlı bir duş aldık. Odaya dönünce çarşafları değiştirip tekrar yattık. Çünkü Doğu odadan çıkmıyor ve bizim de çıkmamıza izin vermiyor.

"Canın yanıyor mu miniğim? Krem süreyim mi?"

Burak Doğu'nun karnını okşarken sorunca Doğu boynuma yaslandığı kafasını salladı aşağı yukarı.

"Oy senin canını yerim."

Sıkıca tutup sarıldım. Kolunu belime dolayıp yüz üstü uzanınca Burak da kremi getirdi.

Sürüp elini yıkamaya gittiğinde de kapı çaldı.

"Burak!"

Emin abinin sesini duyunca banyoya çevirdim kafamı. Burak da bu sırada çıkıp kapıya ilerledi ve kilidi açtı.

"Efendim baba?"
"Biz Leventlerin evine geçiyoruz. Masa duruyor çok soğutmadan yemeğinizi yiyin."
"Tamam biz de geliriz bir saate."
"Yok siz dün çok yoruldunuz zaten. Gerek yok hallederiz. Zaten sadece ufak işler kaldı. Dinlenin siz."
"Tamam. Kolay gelsin o zaman size."
"Sağol bebeğim."

Emin abi Burak'ın boynundan tutup kendine çekerek yanaklarını öpünce güldüm. Emin abi Burak'ı hala küçük çocuk gibi seviyor. Çok tatlılar.

Bitti.











DOĞU BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin