Burak
Doğu'yu uyandırmak için ayağa kalktığımda babamlar da etrafı toplamaya başladı. Doğu'nun yiyemeyeceği bazı abur cubur türü yiyecekler vardı. Şimdi canı çekip isterse diye kaldırıyorlardı.
"Ben gidip uyandırayım bebeğimi. Uyu uyu şişti her yeri hala uyanmadı bugün."
Öğle uykusuna birazcık geç yatmıştı ama sanki saatlerce uyumamış gibi uyuyordu şu an. Gece uyuyamaz diye uyandırmaya gidiyorum ben de.
Odaya girip beşiğe baktığımda elleri kafasının yanına uyuyan bebeğimi görünce şirinliğine gülüp yanına gittim hemen.
"Sen nasıl bir minnoşsun ama ya?"
Parmaklıkları indirip yanındaki boşluğa oturdum ve karnına masaj yaptım kısa bir süre.
"Miniğim. Hadi uyan bebeğim."
Doğu daha gözlerini açmadan dudaklarını büzünce gülerek yanaklarını sıktım.
"Huysuz seni. Hadi kalk bakalım dedeler bekliyor seni sevmek için. Sıraya girdiler haberin yok."
Yavaşça gözlerini açıp kollarını uzattığında hemen tutup kucağıma çektim. Sırtına dokunduğumda terlediğini fark edip ayağa kalktım.
"Terledin mi bebeğim? Sıcak mı içerisi?"
Doğu üşümesin diye onun odasını fazladan ısıtıyorduk. Ama sanırım bugün üzerini de kalın giydirmişiz ki bu kadar terlemiş.
"Sıcak."
"Üzerini değiştirip içeri gidelim bebeğim. İçerisi bu kadar sıcak değil."Hızlıca üzerini değiştirdim ve terlediği için alnına yapışan saçlarını geride toplayıp yukarıda minik bir palmiye olmasını sağladım. Böyle çok tatlı oluyordu.
"Şimdi gidebiliriz."
"Oyuncak."Beşiğindeki ilk günden beri bırakmadığı örme oyuncağı gösterince onu da aldım ve beraber aşağı indik.
"Çok mu seviyorsun sen bunu?"
"Evet."
"Ben de seni çok seviyorum."Utangaç bir şekilde güldü ve kafasını boynuma yasladı. Bu haline gülerek yanağından öptüm bastırarak. Öpmelere sevmelere doyamıyorum ki ben bu minik bebeği!
Babamlar geldiğimizi görünce hemen Doğu'yu benden alıp birkaç saatlik hasretlerini gidermeye başladılar. Doğu uyku sersemliği ile hiçbir şey yapmadan öylece bir Levent babaya bir Hazar babaya gidiyordu. Kuzum benim iki arada dolaşıp duruyordu. Bazen de Pisi diyordu ama pisi şu an uyuduğu için göremediğinden unutuyordu.
"Baba siz Doğu ile ilgilenirseniz ben yemek yapıyorum."
"Yardım edeyim ben."
"Yok yok otur sen. Ben yaparım."Mutfağa gidip tariflere bakmaya başladım. Deniz bütün gün şirkette yorulmuştur. Onun için sevdiği yemeklerden yapacağım.
....
Yanımda durgun duran Deniz'e ve kucağımda büzülmüş dudaklarıyla babamlara bakan Doğu'ya bir bakış atıp valizi tutup çekmeye başladım.
"Hadi Deniz."
Hazar baba diğer valizi alırken Levent baba da çantayı aldı. Bugün dönüyorlardı. İkna edememiştik burada kalmaları için. Arayı çok açmayacağız deseler de insan üzülüyordu.
Deniz Levent babanın yanında yürürken valizi bagajın önüne bırakıp Doğu'yu kucağımda yukarı çektim.
"Üşüyor musun bebeğim?"
Kafasını iki yana salladığında alnından öptüm. Doğu da gideceklerini bildiği için üzgündü. Suskun duruyordu o yüzden.
"Hayatım onu da ver."
Hazar baba bagajı yerleştirip kapattı ve bize döndü.
"Ee hadi veda vakti."
Deniz kızgın bir şekilde konuşmaya başladı hemen.
"Ne var da gidiyorsunuz anlamıyorum ki?"
Levent baba Deniz'i kendine çekip sarıldığında artık kendini tutmayı bırakıp ağlamaya başlamıştı bile. Benim duygusal sevgilim.
"Oğlum yine geliriz üzülme bu kadar. Siz de gelirsiniz. Deniz..."
Hazar baba yanına gidip önce saçlarını okşadı sonra da küçük bir öpücük kondurdu boynuna.
"Yine geleceğiz yavrum üzme kendini."
Bir süre sonra Levent babadan ayrılıp Hazar babaya sarılınca Levent baba gelip Doğu'yu almıştı kucağımdan.
Deniz ayrıldığında Hazar baba ile sarıldık.
"Dikkat edin oğlum kendinize. Benim çocuklarıma iyi bak. Sana emanetler."
Gülümseyerek kafamı salladım.
"Onlar benim canım. Canlarıma her şeyden iyi bakarım baba."
O da güldü ve sırtıma vurdu iki kez. Hemen sonra Doğu ile vedalaşmak için gittiğinde ben de Levent baba ile sarıldım.
"Görüşürüz oğlum. İyi bakın kendinize. Yanımıza da gelin."
"Tamam baba."Ayrılık faslı bitince arabaya doğru ilerledi ikisi.
"Hadi görüşürüz."
"Görüşürüz. İyi yolculuklar."Deniz kucağında Doğu ile ağladığı için Doğu'yu kucağıma alıp sevgilime sarıldım.
"Yapma böyle hayatım. Babanları da üzüyorsun."
"Ama Burak..."Tekrar ağlamaya başladığında Doğu minik elini Deniz'in koluna koyup sarıldı.
"Minim babam."
Gülerek Doğu'yu Deniz'e verdim. Şimdi de bunu öğrenmişti. Her şeye ve herkese benim diyordu. Daha doğrusu 'minim'.
Araba bahçeden çıkınca bir süre daha arkasından bakıp eve girdik. Deniz yüzünü yıkamaya giderken Doğu'yu odasına götürüp onunla beraber koltuğa oturdum.
"Uykun geldi mi bebeğim?"
Hızlı hızlı kafasını salladığında saçlarını okşadım ve rahat uyuyabilmesi için hafif sallamaya başladım. Uykuya daldığında beşiğine bırakıp odadan çıktım ve hızlı bir şekilde Deniz'in yanına gittim.
"Sevgilim?"
"Hm?"Hızlıca arkasından beline sarılıp boynundan öptüm koklayarak.
"Mis kokulum. Hala ağlamıyorsun değil mi?"
"Yok. Ama şimdiden özledim."
"Kıyamam sana ben. Gideriz yanlarına sevgilim. Üzme bu kadar kendini."Kafasını aşağı yukarı sallayınca önüne geçip belinden tuttum ve kucağıma aldım hızlıca.
"Kahve yapayım mı sana? Film izleyelim."
"Tamam."
"Seni çok seviyorum benim koca bebeğim."Kafasını boynuma yaslayıp derin bir nefes aldığında omzundan öpüp mutfağa gittim.
Gençler derslerimin yoğunluğundan dolayı bölümler artık haftada bir gelecek. Haberiniz olsun. Hadi öptüm 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU BxBxb
Teen FictionAgeplay, eşcinsellik gibi kavramların gayet normal karşılandığı paralel evrende geçen bir hikayedir. 19.08.2022 #1age-play #1bxbxb