Konuşma

7.8K 379 8
                                    

Burak

"Neredeymiş şimdi?"
"Bilmiyorum. On dakikaya geliriz dedi sadece."

Kafamı sallayıp beline daha çok sarıldım ve boynuna gömdüğü kafamı oynatarak köprücük kemiğine bir öpücük kondurdum. Bugün babamlar eve geliyordu.

"Bugün Doğu ile konuşmamız lazım. Yarın aşı günü."

Deniz uzunca bir nefes alıp verdiğinde kafamı kaldırdım.

"Ne oldu?"
"Korkuyorum."
"Hayatım konuştuk bunu. Kabul edecektir. O bizim oğlumuz. Etmese bile oğlumuz olarak devam edeceğiz hayatımıza bir şey değişmeyecek."
"Burak özgürlüğünü eline alacak sonuçta. Bizi seviyor biliyorum ama onu bizi sevmeye mecbur bıraktık. Ya özgür olduğunda bizden vazgeçmek isterse."
"Saçmalama."
"Saçmalamıyorum Burak ciddiye al beni."
"Ben bugün Doğu ile konuşacağım ve doğu kabul edecek. Sen de bu konuyu dert etmeyi bırak artık."
"Söylediğim kadar kolay olsa yapardım zaten."

Beline sıkıca sarıldım tekrar.

"Hiçbir sorun olmayacak hayatım. Doğu bizi zorunda kaldığı için sevmedi. Öyle olsa bu kadar kendini açmazdı bize emin ol. Doğu bizi bizim onu sevdiğimiz gibi seviyor. İçten ve gerçek."

Burun çekme sesi duyduğumda kafamı kaldırdım hızla. Deniz'in dolu dolu olmuş gözlerini görünce kafamı yana yatırıp ona sarıldım.

"Sen tam dayaklıksın. Ağlıyorsun bir de bunun için!"
"Ya gitmek isterse? O zaman ne yapacağız?"

Gerçekten ağlamaya başladığında doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım ve Deniz'i kucağıma çektim.

"Koca bebeğim benim. Sen hiçbir şey için endişelenme. Ben her şeyin çaresini bulurum tamam mı?"

Cevap vermek yerine kafasını göğsüme yasladığında saçlarını okşadım.

"Şu an Doğu gibisin. Hiçbir farkın yok."

Güldüğünde ben de güldüm. Bu sırada zil çaldığında Deniz kucağımdayken ayağa kalktım. Kucağımdan inip göz yaşlarını sildi koluyla.

"Sana kıyamam meleğim benim."

Bir kez daha sarılıp dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum ve güldüm.

"Hadi babanlar beklemesin."

Beraber kapıya gidip açtık. Sadece iki gün gitseler de yokluklarını hissetmiştik.

"Hoş geldiniz."
"Hoş..."

Hazar baba Deniz'i gördüğünde kaşlarını çatıp bana baktı. Başladık yine.

"Ne yaptın oğluma."
"Baba..."
"Sana sormadım Deniz."

Kapıya kafamı yaslayıp Hazar babaya baktım.

"Ben siz yokken dövüyorum Deniz'i. Bodrum kata falan kilitleyip üç gün yemeksiz bırakıyorum. Ama siz geleceksiniz diye çıkardım yoksa şu an orada olması lazımdı."

Levent baba konuşmaları hiç umursamadan içeri girip Deniz'e sarıldığında Deniz de ona sarıldı.

"Dalga geçme benimle."
"E baba sen de ne biçim soru soruyorsun ama. Ne yapabilirim ben Deniz'e? Doğu konusunu konuştuk o yüzden gerildi biraz. Bu kadar."

Hazar babam hala kısık gözlerle bana baksa da gelip sarıldığında gülerek ben de sarıldım.

"İyi. Düzgün durun beni sinirlendirmeyin."

Benden ayrılıp Deniz'e de sarıldı ve içeri geçti. Arkalarından gidip koltuğa oturduk.

"Telsiz sende mi?"
"Evet."

Cebimde duran telsizi çıkarıp elime aldığımda Deniz koluma girip kafasını omzuma yasladı.

"Anlatın bakalım. Ne konuştunuz da ağladın bu kadar?"
"Deniz yine kafasında kötü kötü senaryolar kurdu."

Sabah konuştuğumuz konuyu kısaca özetlediğimde Levent baba konuşmaya başladı.

"Doğu sizi gerçekten seviyor Deniz. Bizi bile seviyor hatta. Hadi sizi zorunlu sevdi diyelim bize neden bu kadar yakın olsun o zaman? Doğu sizi babası olarak görüyor. Gerçek baba. Siz ailesinin bunlar konuşulacak konular bile değil."

Hazar baba kafasını sallayarak onayladığında Deniz yine dolu gözleriyle bana sarıldı.

"Ne oldu yine?"

Hazar babam telaşla sorduğunda Deniz'e sarıldım. Bu sefer neden ağladığını ben bile bilmiyordum.

"Duygulandım!"

Gülerek kollarımı sıkıca sardım bedenine.

"Korkuttun beni deli."
"Baba?"

Doğu'nun sesini duyunca telsizi elime aldım. Deniz benden uzaklaşıp göz yaşlarını silerken telsizin tuşuna basıp konuştum.

"Bebeğim?"
"Baba!"

Bütün gücüyle bağırınca güldüm. Baba oğul deli. İkisi birden.

"Yaramaz. Nasıl bağırıyor."
"Hadi hadi git getir torunumu."

Deniz toparlanmak için lavaboya giderken ben de Doğu'nun yanına gidip sabah rutinini yaptım.

"Emzik ister misin miniğim?"

Kafasını salladığında sarı emziğini çekmeceden alıp ona uzattım. Eline almadan ağzını açtığında önce öpüp sonra emziği ağzına uzattım. Gülerek emziği emmeye başladığında tombik yanaklarını sıktım.

"Seni yerim doymam!"

Kucağıma alıp odaya girdim. Babamlar Doğu'yu benden alıp öpüp sevmeye başladığında Doğu da onları özlediği için hiç yüzüme bakmadı zaten. Sadece Deniz geldiğinde ona kendini öptürüp babamlara geri dönmüştü.

Bir bölüm daha atacağım yarım saate. Hadi yine iyisiniz!








DOĞU BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin