Alçı

7.2K 401 17
                                    

Burak

Doğu'nun telefonu yüzüme kapatmasıyla şaşırarak telefona baktım. Yaramaz işini hallettiği gibi terk etti resmen.

İstediği gibi dondurma alıp eve geçtim. Deniz ile de hemen konuşmam gerekiyordu. Sanki gece konuyu kapatmamışız gibi sabah da soğuk davranmıştı. Bugün de şirkete ortaklığın feshedilmesi için gittim. İş her ne kadar şirket için fazlasıyla iyi bir olanak olsa da evimize zarar veriyordu. Ben hayatımı Deniz'e adamışken sırf bir iş için onun kalbini kıramazdım. Zaten Deniz'in yüzünün gülmediğini görmek beni ondan daha çok üzüyordu.

Eve geldiğimde Deniz ve kucağında Doğu beni karşılaştığında gülümsedim. Doğu kollarını bana uzatınca kucağıma aldım hemen.

"Babam!"
"Hmm babam. Yaramaz seni. Yüzüme neden kapatıyorsun o telefonu söyle bakayım hemen."
"Öşü diyeyim."
"Öyle bir özürle kurtalamazsın."

Deniz'e uzandığımda bir karşılık vermese de engel de olmadığı için sevindim.

"Hoş geldin."
"Hoş buldum hayatım."

Yemek yemeden önce üzerimi değiştirmek için Doğu'yu mutfağa sandalyesine bırakıp odaya geçtim. Deniz arkamdan geldiğinde ona döndüm.

"Hayatım."

Elimi beline attığımda elini elimin üzerine koydu.

"Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum."

Gülerek dudaklarından öptüm kısaca. Ne şartta olursa olsun sevdiğini söylemekten kaçınmaması hoşuma gidiyordu.

"Bugün ortaklığı bitirdim."

Kafasını sallayıp boynuma yaslandı.

"Burak."
"Efendim hayatım?"
"Bunu sadece kıskandığım için istemedim biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum Deniz. Başta öyle sanmamın sebebi kıskandığını düşünmem değildi zaten. Sadece Doğu ağladığı zaman sen çok etkileniyorsun ve o gün telefonu açmadığım için gergin olduğundan öyle söylediğini düşünmüştüm. Ama söylediklerini sakin kafayla düşününce haklı olduğunu anladım."

Derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı. Ellerini saçlarıma çıkarınca bu sefer ben onun boynuna yaslandım. Tertemiz kokusu boynundan bir saniye dahi olsa ayrılmama mani oluyordu.

"Bir daha sakın benim söylediğim şeyleri görmezden gelme."
"Tamam hayatım."
"Aferin."

Güldüm söylemesine. Tatlı tatlı konuşuyordu bir de.

"Sen ne dersen o karıcığım."
"Burak!"

Omzuma yavaşça vurduğunda gülerek ayrıldım. Kızgın olması kırgın olmasından çok daha iyiydi.

"Baba!"

İçeriden Doğu'nun bağırması gelince kapıya döndüm. Ağladığını duyunca ikimiz da koşmaya başladık.

"Doğu, bebeğim."

Yerde bulduğum Doğu'yu hızlıca kucağıma alıp sandalyeye oturdum. Kolunun acıdığını söyleyince bakmak istesem de dokundurmamıştı. Hemen hastaneye gittik zaten sonrasında.

Şimdi de doktor Doğu'ya bakarken yanında bekliyordum. Ağlamaya devam ettiği için içim gidiyordu ama doktorun işi bitmediğinden bir şey yapamıyordum.

"Röntgen çektirmek lazım."
"Tamam. Tamam yapalım hemen."

Röntgen odasına Deniz'i almadım. Zaten girmesine gerek de yoktu. Röntgen çektirdikten sonra maalesef çatlak olduğu için alçıya alındı. Şimdi de kucağımdaki bebeğimle arabaya gidiyorduk. Deniz yine sessiz sessiz yanımdan geliyordu. Her zamankinden daha çok üzülüyordu ama şu an Doğu ile ilgilenmem gerektiği için bir şey söylemiyordum.

DOĞU BxBxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin