DOKUZUNCU BÖLÜM
(Alin dilinden)
"ALAZ!" Hızla yanındaki adamı ittirip Alaz'ı tuttum. Omzundan kurşun isabet etmişti. Gözlerimden akan yaşlar görüşümü bulanıklaştırırken "Yardım edin!" Diye bağırdım. Etraftan bir iki kişi yanımıza gelip yardım ederek Alaz'ı arabaya kadar getirmişlerdi.
"Sakin ol Alin, iyiyim." Başını yaslayıp nefes nefese konuştu.
Hastaneye sürerken sinirle konuştum "Bana iyiyim deme! Kör değilim."
"Alin, ölmem bir kurşunla." Gülüşünü duyarken daha da sinilerlendim.
"Alaz sus zaten vurulmuşsun bir de dayak yeme!"
Daha çok gülüyordu şimdi. Acil'in önüne geldiğimizde kolundan tutup çıkmasını sağladım.
"Yardım edin! Vuruldu!" Diye bağırdım.
"Alin kalbimden vurulmuşum gibi bağırmasan mı?"
"Alaz." Dedim uyarıcı bir tonla.
Sağlık görevlileri Alaz'ı bir odaya alırken koridordaki sandalyelerden birine oturdum. Stresle elimi saçlarımın arasından geçirdim. Her şey benim yüzümdendi. Her şey... Sanki gününü mahvetmemişim gibi bir de vurulmuştu. Tehlikeli bir yere denk gelmemişti belki ama her şekilde acı çekiyordu. Bunu bilmek, özellikle benim yüzümden olduğunu bilmek içimi acıtıyordu.
Gözyaşlarımı silip derin nefes aldım. Nasıl kendimi affettirecektim? Affetmemeliydi beni. Yani ancak o zaman içim biraz rahatlardı.
Dakikaların ardından hemşirelerden biri çıktı ve "Eşi oluyorsunuz yanlış değilsem?" Dedi.
Başımı salladım. "Alaz beyin durumu gayet iyi. Kurşunu çıkarttık. Bir süre daha müşahade altında tutmak isterdik ama kendisi çıkmakta ısrarcı. Konuşup çıkışınızı alabilirsiniz."
"Anladım. Çok teşekkürler." Dedim tebessümle. "Geçmiş olsun."
Hızla kapısını açtım. Çıplak gövdesini umursamdan yanına gittim. Telefon konuşuyordu. Sırtı dönük olduğu için beni fark etmemişti.
Parmak uçlarıma yükselip elindeki telefonu aldım. Ekranda Yavuz Karakum yazısını görünce Alaz'ın sorgulayıcı bakışlarını umursamadan kulağıma götürdüm.
"Merhaba Yavuz amca, Alaz yanımda güvende gözünüz arkada kalmasın."
Kısa süreli sessizliğin ardından konuştu "Ee Alin kızım öyle diyorsa, öyledir. Sen ona o sana emanet. Kendinize dikkat edin."
Gülerek "Peki, hoşçakalın." Dedim ve kapatıp yatağa bıraktım.
"Daha yeni kurşun çıkarılmış ama Alaz bey keyfinden ödün vermiyor?"
"Abartma Alin. Küçük bir şey."
Kollarımı birbirine bağladım "Asıl sen abartma, şimdiden hastaneden çıkacağım diyorsun!"
"İyiyim çünkü Alin." Tişörtüne elini attı ama yırtıktı.
"Bari ben gelene kadar burada bekle." Dedim asık suratla.
Başını sallayıp oturdu.
"Hemen geleceğim." Diyerek hızla odadan çıktım. Koşarak arabaya ilerledim.
Biner binmez en yakındaki mağazaları arattım. 5 dakika ileride bir erkek giyim mağazası bulunca sürdüm.
Bulduğuma sevinip arabadan indim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İttifak (+18)
Roman pour Adolescents"Doğru; sen benim değilsin, ben seninim." . 2 genç yıllar önce ailelerinin yaptıkları anlaşma yüzünden evlenmek zorunda kalırlarsa? Gençlerden biri diğerine zaten aşıksa? Bu ittifak neler doğuracak? Peki ya bu anlaşma göründüğü gibi bir şey değilse...