OTUZ DOKUZUNCU BÖLÜM
(Alin dilinden)
Annem tekerlekli sandalyemi içeriye, Alaz'ın yanına ittirmişti. Alaz beni görünce uçarcasına ayağa kalkmıştı. Elimle durmasını gösterdim. Alaz yavaşlayarak yanıma geldi."Gerisini hallederim." Dedi anneme bakıp. Annem bir şey demeden evden çıkmıştı.
Alaz sandalyenin arkasına geçmeden yüzüme baktı. Başımı kaldırıp siyaha kaçan gözlerine baktım. Yüzündeki hüzün kalbime işliyordu.
Gözlerimden okumuş olacaktı ki dizlerinin üzerine eğildi. Sessizdik ama gözlerimiz çığlık çığlığa gibiydi. Elimi yanağına koyup uzamış sakallarını okşadım. Daha çok dayanamazken kollarımı omzuna sardım. Elleri belime dolanırken başını boyun girintime koydu. Kokusunun burnuma vuruşuyla dayanamadım. Gözlerimden yaşlar akarken daha sıkı sarıldım.
"Şhh..." Diye fısıldamıştı boynumu öperken. Belimdeki elini çekip saçlarıma götürdü.
"Özür dilerim, Alaz..." Dedim zorla. Başını hızla iki yana salladı "Hayır Alin, hayır." Kendine yediremiyor gibiydi. Başımı göğsüne yasladı tekrardan.
"Beraber uyuyabilir miyiz?" Diye sorduğumda başını salladı. Gözleri ağlamakla savaş içerisinde gibiydi. Zorlanıyordu.
Sandalyeden bedenimi taşıyıp yukarı doğru yürüdü. Uykum yoktu, ama yanında uzanırsan uyuyabileceğimi biliyordum. Bedenini hissetmek huzur veriyordu.
Bacağıma dikkat ederek yatağa, yanıma uzandı. Çok yamulmadan bedenine sarıldım. Elleri beni kendine iyice çekmesini sağladı.
İşte şimdi, kokusuyla, verdiği huzurla uyuyabilirdim.
"İyi geceler." Diye fısıldadım gözlerimi kapatırken.
"İyi geceler, sevgilim."
.
Kolumun uyuştuğunu hissediyordum. Gözlerimi araladım. Etrafa bakındığımda kolumun Alaz'ın elleri arasında olduğunu görünce hareket etmedim. Yüzünde hüzün vardı. Almak istiyorum. Onu üzen, canını sıkan acıları koparıp almak.
Diğer elimle sakallarını okşadım. Bir süredir tıraş olmadığı için uzamışlardı.
Gözlerini aralamıştı. Kendimi düzeltebilmem için kolumu yavaşça bıraktı.
İç çekip eliyle alnıma düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Günaydın." Dedi gözlerime bakıp.
Hafifçe tebessüm ettim. "Günaydın."
Yutkundu. Kolunu başının altına koyup yüzüme bakmaya devam etti.
"Çok uyuduk. Saat kaç acaba?" Dedim etrafa bakınıp.
"Boşver." Demekle yetindi. Alaz'ın gerçekten üzgün olduğunun farkındaydım ve bu sefer ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Durum, çok garipti. Teselli etmeli miydim? Ne diyecektim ki? Annen sana silah doğrultmuş olabilir, Alp üvey kardeşin çıkmış olabilir, şu an bir katil olabilirsin ama hayat hala güzel mi diyecektim?
Bir şey demek yerine kolumu gövdesine sarıp başımı göğsüne koydum. Saçlarımın arasında dudaklarını hissettim.
"Seni çok seviyorum, Alin. Çok seviyorum." Fısıltısı içimi kahrederken elimle gövdesini okşadım. "Ben de Alaz. Çok seviyorum seni."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İttifak (+18)
Fiksi Remaja"Doğru; sen benim değilsin, ben seninim." . 2 genç yıllar önce ailelerinin yaptıkları anlaşma yüzünden evlenmek zorunda kalırlarsa? Gençlerden biri diğerine zaten aşıksa? Bu ittifak neler doğuracak? Peki ya bu anlaşma göründüğü gibi bir şey değilse...