35

1.1K 32 2
                                        

OTUZ BEŞİNCİ BÖLÜM

(Yazar dilinden)
Alaz kendine gelememişti henüz. Yavuz gözlerini kaçırmakla yetindi. Alaz'a belli etmemeye çalışacaktı.

Zuhal oğluna sıkıca sarıldı. Gözleri bir yandan Yavuz'a bakıyordu.

Yavuz derin siyah gözleri tekrardan görüşüyle sehpanın üzerindeki viskisini eline aldı. Unutamıyordu olanları. Belki de kabullenemiyordu. Kalbinin hala böyle atışı onu mahvediyordu.

Zuhal Alaz'dan ayrılırken gülümsedi. "Oğlum..." Alaz'ın gözleri dolmuştu. Bunca zaman peşinde koştuğu annesi tam karşısındaydı.

"Neden anne?" Diye fısıldadı. "Neden..." Alaz bunca yılın hesabını sormak istiyordu ama zamanı değildi. Her ne kadar yıllarca acısını çekse de karısı şu an hiçbir şey düşünmesine izin vermiyordu.

"Affet oğlum." Zuhal'ın gözleri doluyordu ama Yavuz içten içe yalan olduğunu hissediyordu. Her şeye rağmen hala daha etrafı darmadağın edip sebebini sormak istiyordu. Yavuz çok sevmişti. Zuhal hiçbir zaman gerçekten buna karşılık vermemişti.

Yavuz daha fazla dayanamazken arkasını dönüp verandaya çıktı.

İçeride kalan Alaz hala şoktaydı.
"Buradayım Alaz. Ve seni çok özledim."
Alaz dayanamazken tekrardan annesine sarıldı. Çok az tanıyordu annesini ama seviyordu. Belki de gerçekleri hiç öğrenmedi diye.

"Ben de anne. Çok aradım seni." Sesi titrek çıkmıştı.

Zuhal Alaz'ın sırtını sıvazlarken Alaz hızla geri çekildi "Nereden geldin? Burada olduğumuzu nasıl biliyorsun?"

"Uzun hikaye. Önce kızımızı bulalım, ha? Ne dersin?"

Alaz'ın yüzü bir anda düşünce, Zuhal oğlunun gerçekten aşık olduğunu anladı. Alaz başını salladı. Tekrardan kaşları çatıldı.

"Bundan nasıl haberin var?!" Alaz'ın kafasında taşlar oturmuyordu.

"Babanla konuştuğumuzda her şeyi anlattı. Artık gelmem gerekiyor diye düşündüm."

"Babam?" Alaz etrafına bakınıp babasını göremeyince başını salladı. "Tabii ki yaşadığını biliyor."

"Konuşmam doğru olmaz. En iyisi her şeyi ondan öğrenmen." Dedi Zuhal.

Alaz kısa bir süre boşluğa bakındı.

Alin'i bulması gerekiyordu şu an.

.

(Sahne 2)
Alin küçük camdan içeriye giren ışığa baktı. Gün doğmuştu ama hala buradaydı. Kabullenmeye çalışmayacaktı. Onun tarzı değildi bu. Alaz'ı beklemiyordu ama içten içe kalbi kırıktı. Şimdi karşısına çıksa koşarak sarılmazdı mesela. Böyle düşünmek canını acıtıyordu.

Senelerdir Alaz'a aşıktı belki ama bu şekilde karşılık aldıktan sonra beklemediği hareketi görmek çoğu şeyden daha çok acıtmıştı.

Derin nefes alıp başını duvara yasladı.
Alp'in amacını düşündü. Yaptığı bir şey yoktu. Tehdit ettiği de. Saatlerdir gelmemişti bile. Belki de sadece burada ölmemi bekleyecek diye düşündü.

Tam o sırada demir kapının kilit sesini duyunca gözlerini çevirdi.
Alp içeri girerken stresle dişlerini sıktı.

Alp boş gözlerle Alin'i süzdü. Sanki yapacak bir şey arıyormuş gibi.

İttifak (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin