[Tamamlandı] Çılgın Mucidin Kozmik Fırını

16. Bölüm: Büyülü Dünyayı Yağmalamak

Hayaletimsi maskeli figür deliğin derinliklerine doğru hızla ilerlerken hiçbir engel ile karşılaşmadı. Bir Yıldız Ruhu Savaşçısı dışında hiç kimse lav göledinin karşı kıyısına gidemezdi. Bir Yıldız Ruhu Savaşçısını engelleyecek muhafız bir yana bu bölgede Yıldız Ruhu Savaşçısı bulmak samanlıkta iğne aramaktan daha zordu. Bu yüzden Hisar Şehrindeki büyük güçler deliği korumak için muhafız bırakmamışlardı.

Figür hızla ilerledi ve birkaç dakika sonra deliğin bittiği noktaya ulaştı. Altında yoğu bir şekilde fokurdayan lav göledi bulunuyordu. Gölede ufak bir bakış attı daha sonra figürü orada hiç yokmuşçasına ortadan kayboldu. Birkaç dakika sonra figür deliğin karşısında, lav göledinin üstündeki düzlükte belirdi.

Bu kişi doğal olarak Kozmik Fırının yardımıyla lav göledinin karşı tarafındaki düzlüğe ulaşmayı başaran Orkun’dan başkası değildi.

Siyah maske halen yüzündeydi. Bakışları geniş düzlük boyunca dedektör gibi etrafı taradı ve karşıdaki deliğin uçurum yaptığı noktadan görülmeyen tüm bitki ve kaynakları tespit etti.

Orkun deliğin sonlandığı uçurumdan görünen kaynakları bilerek almayacaktı. Çünkü o kaynakları aldığı takdirde birinin buraya girdiği belli olurdu, bu durum herkesin içinde bir şüphe tohumunun çimlenmesine izin vermek anlamına geliyordu.

Sessizce kıyıda köşede gizlenmiş bitki ve kaynakları toplayan Orkun ardından hızla turuncu renkli girdaba yöneldi.

O girdap buraya gelmesinin asıl nedeniydi!

Orkun hızla girdabın merkezine yöneldi ve vücudu ortadan kayboldu.

Düzlükte oluşan birkaç dakikalık hareketlilik hiç gerçekleşmemiş gibiydi.

Orkun büyülü dünyaya girdikten sonra sessizce bir köşede beklemeye başladı.

Her büyülü dünya içine giren canlıların tekrar dışarı çıkabilmeleri için Işınlanma Mührü oluşturuyordu. Bu işlem kendiliğinden, doğal bir şekilde gerçekleşiyordu.

Pirinç Büyülü Dünyasında da Işınlanma Mührü oluşuyordu. Orada bir Işınlanma Mührünün oluşum süresi birkaç dakika sürüyordu.

Işınlanma Mührünün oluşum süreci büyülü dünyaların büyüklüğüne, içindeki ruhsal enerjinin yoğunluğuna ve çeşitli çözülmemiş faktörlere bağlıydı. Yani bu durumda her büyülü dünyanın Işınlanma Mührü oluşturma süresi farklı oluyordu.

Ruhani Kılıç Hanesinin kontrolündeki büyülü dünyada Işınlanma Mührünün oluşması tam tamına 5 gün sürüyordu. Bu kısa bir süre gibi görünebilirdi ama büyülü dünyaların içinde bulunabilecek tehlikeler göz önüne alındığında çok uzun bir süreçti.

Orkun sessizce yanında bir Işınlanma Mührünün katılaşmasını bekledi.    

Orkun aslında Kozmik Fırının içine girerek büyülü dünyayı gezebilirdi ancak içindeki uzaysal alanı 250 metre çapına ulaşan Kozmik Fırının onun ruhsal enerjisini harcama hızı bayağı yüksekti. Bu yüzden onu kritik anlar için saklıyordu.

Orkun’un çok beklemesine gerek kalmadı. Burada geçirdiği 2 saatin sonunda tüplü çakmak boyutunda süt beyazı bir yeşim benzeri eşya katılaşmıştı. Bu süt beyazı yeşim Işınlanma Mührünün ta kendisiydi.

Orkun mührü aldıktan sonra öncesinde biraz keşfettiği büyülü dünyayı gerçek manasıyla keşfetmeye başladı.

Bu büyülü dünya güneşin battığı esnada ortaya çıkan kızıl renkli ışıklarla aydınlanıyordu. Etrafta bol miktarda kaya ve çeşitli ağaçlar bulunmaktaydı.

Büyülü dünyanın genişliği kesin değildi ama Orkun göz ucuyla etrafı süzdüğünde en az 5 kilometre çapında olduğunu söyleyebilirdi. Bu Pirinç Büyülü Dünyasının birkaç katından daha fazlaydı.

Etrafta kaya ve çeşitli ağaçların dışında bol miktarda çiçek de bulunuyordu. Bu çiçeklerin birçoğu tek bakışla birbirinden nadir olduklarını belli ediyorlardı. Orkun çekinmeden tüm çiçekleri ve üzerlerinde her türden meyve olan bitkileri toplamaya başladı.

Yemişler, üzüm benzeri meyveler, karpuz büyüklüğünde elma benzeri meyveler ve birçok meyve toplamıştı. Çiçek ve bitkilerin dışında bol miktarda değişik kayalar vardı. Bu kayaların birçoğu içlerinde çeşitli madenleri barındırıyorlardı.

Büyülü dünyada tüm bunlar varken rün olmaması imkansızdı. Orkun bolca rün buldu. Birçoğu İlkel Lav Elementi ve İlkel Ateş Elementi rünleri olsa da yaklaşık 10 dakikada toplam 53 rün bulmuştu. Bu büyülü dünyanın henüz % 1 lik kısmını bile gezmediği göz önüne alınınca büyük bir miktardı.

Orkun bulduğu rün ve kaynakları yavaşça temizleyerek ilerlemeyi sürdürdü. Saatler hızla geçti ve çoktan 200 ü aşkın rün toplamayı başarmıştı ve topladığı maden miktarını koca Ayışığı Köşkünün tüm odalarını doldurabilirdi. Diğer kaynaklar ise onlardan daha az yer kaplamazdı.

Saatin ilerlemesi ve gündüz vaktinin yaklaşması Orkun’un bir karar vermesini zorunlu kıldı. Ya buradan ayrılacak ve daha sonra tekrar gelecekti ya da burada kalıp diğerlerinin yine onun eğitimde olduklarını düşünmelerini bekleyecekti.

Orkun ilk yolu seçti. İşleri riske atmak istemiyordu.

Avucunda beliren Işınlanma Mührünü kırmak için elini sıkmaya başladı ama hemen sonra eli kaskatı kesilmiş gibi durdu.

Gözleri büyüdü, doğruca ilerledi ve büyülü dünyanın merkezinde olan hafif tepelik bölgeye yöneldi.

Sistemli şekilde büyülü dünyayı temizlediği için merkez kısmına ulaşmıştı ve artık geri dönmek üzereydi. Ama büyülü dünyanın merkezinde bulunan hafif tepelik bölgenin üzerinden gelen birkaç parıltı onu durmaya sevk etmişti.

Tepeye çıktı ve parıltıların kaynaklarını gördü. Turuncu, gri ve kırmızı olmak üzere 3 farklı türden kristaller gördü. 11 gri, 5 turuncu ve 4 kırmızı olmak üzere oval, bıldırcın yumurtası boyutunda toplam 20 kristal vardı.

Kristaller yoğun ışıltıya sahiplerdi ve gri kristalleri gören Orkun ne ile karşılaştığını anlamıştı. Bu kristaller birer düşük kalite Ruhsal Kristallerdi.

Gri olanlar doğruca Temel Ruhsal Kristal olarak adlandırılırken turuncu olanlar Ruhsal Lav Kristali ve kırmızı olanlar ise Ruhsal Ateş Kristali olarak adlandırılıyorlardı.

Orkun gri kristallerden birkaç tanesini babasında görmüştü. Bu Ruhsal Kristallerden sadece 1 tanesi ile Ruhani Kılıç Hanesi bir zirve Ruh Kralını bir Yıldız Ruhu Savaşçısı yapmak için kullanıyordu. Bu şu anlama geliyordu, Orkun gelecekte 20 Yıldız Ruhu Savaşçısı yetiştirebilecekti.

Bu muhteşemdi. 

Orkun heyecandan elleri titrerken ruhsal kristalleri teker teker aldı ve Kozmik Fırına depoladı. Artık gönül rahatlığıyla bu büyülü dünyadan ayrılabilirdi. Bir Yıldız Ruhu Savaşçısı gelip tüm büyülü dünyayı silip süpürüp gitse bile hiç problem etmezdi.

Orkun avucundaki mührü kırdı ve kendini büyülü dünyanın dışından buldu. Hemen Kozmik Fırının içine girdi ve deliğin çıkışına yöneldi. Birkaç dakika içinde odasına geri dönmüştü.

Odasına döner dönmez hemen pencereyi kapattı ve yatağına uzandı. Saatler boyunca kaynak topladığı ve uyumadığı için artık vücudu onu uyarıyordu.

Yatağa uzandıktan sonra hemen uyumaya başlayan Orkun uykusunda bile mutlu görünüyordu.