Orkun’un arkasında havada süzülen üç keskin bıçak bir anda ortadan kayboldu, tekrardan görünür hale geldiklerinde kaçmakta olan Dev Dağ Kartallarından 3 tanesinin cansız bedeni gökyüzünde aşağı düşmeye başlamıştı.
Bıçaklar avucuna konduğunda Orkun onların tertemiz yüzeylerine keyifle okşadı. Birkaç tane rün ile birlikte bu bıçakları kontrol etmek kolaylaşmıştı ve bu sayede canavarları avlamak oldukça kolay oluyordu.
“Dev Dağ Kartallarının etlerinin lezzetli olduğunu duymuştum, acaba tadına mı baksak?” Aycan kendisinin öldürdüğü iki Dev Dağ Kartalından birinin tüylerini yolmaya başladı.
Etrafta uçuşmaya başlayan parlak kahverengi tüyler bir zirve Ruh Kralını seviyesindeki kartalın tüyleriydi ve her birinin değeri birkaç yüz altından az değildi lakin Aycan için sadece tadacağı yeni lezzet önemliydi.
“Yanlış duymuşsun hayatım, bildiğinin aksine Dev Dağ Kartallarının etleri oldukça sert ve zor çiğnenen türden olmakla birlikte yavan bir tadı var.” Orkun astlarının topladığı canavar cesetlerini yüzüklere depoladı, eğitim boyunca mümkün olduğu kadar çok canavar avlamak istiyordu.
“Bizim ellerimizde lezzetli olacaktır.” Petek gülümseyerek Aycan’a yardım etmeye başladı, henüz Kral Canavarlar Ormanının dış kısımlarında oldukları için günlerinin keyfini çıkarabilirlerdi çünkü birkaç gün içinde hayatları zindana dönecekti.
“Siz kazandınız.” Orkun gülümsedi, az ötesinde uyuklayan Büyük Kuyruğun geniş ve tüylü sırtına çıkıp şekerleme yapmaya başladı. Önceki gün iş yoğunluğundan dolayı birkaç saat bile olsa uyuma fırsatı olmamıştı.
“Lordum, burada mı kamp kuracağız?” Atalay diğer gençlerle birlikte yanına geldi, Orkun sessizce başını sallayınca hep birlikte depolama yüzüklerinden çıkardıkları çadırları kurmaya başladılar.
Çadırlar kurulup, yemekler hazırlanırken Orkun da büyük bir keyifle uyudu.
“Yemek hazır.” Petek gülümseyerek Büyük Kuyruk’a yaklaştı ve Orkun’u sarsmaya başladı.
“Bir uyutmadınız ya!” Orkun sitem ederek kalktı. Yaklaşık 1 saat uyumuştu ve bu uyku oldukça iyi gelmişti.
Orkun kurt gibi acıkmıştı, Büyük ve Küçük Kuyruk dahil herkes yemek yemeye başlamıştı bile. “Etler o kadar lezzetli mi be!” Ellerini ovarak mangalda duran etlerden birkaç parça tabağına doldurdu.
Yudumunun değeri birkaç yüz altın olan upuzun ismi olan meyve suyunu da yudumlayan Orkun etin beklentilerinden daha lezzetli olduğunu fark etti. Kadınlarının yemekleri gerçekten güzel oluyordu.
“Dev Dağ Kartallarının etlerinin bu kadar yumuşak ve lezzetli olmaması gerekiyordu, bu nasıl oldu?” Elindeki et parçasından kocaman bir ısırık alan Orkun kullanılan baharatın dozunun ve tadının yerli yerinde olmasından memnundu.
“O meslek sırrı.” Aycan kıkırdadı, özel olarak yaptırdığı bir sos sayesinde pişirdiği etin kötü bir tada sahip olmasına imkan yoktu.
“Ke ke ke…” Kızlar kıkırdarlarken erkekler keyifle güldüler, uzun zamandan sonra böyle topluca yemek yemek her birinin eskisi gibi rahat olmalarını sağlamıştı.
Birkaç yüzsüz canavarın yemeklerini alıp kaçmalarını keyifle izleyerek yemeklerini yiyen grup karınlarını doyurduklarında hepsi ruhsal enerji ile dolup taşıyordu. Her biri kenara çekilip meditasyona başlarken ikişer kişilik gruplar halinde nöbet tutma sırası da oluşturulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Tamamlandı] Çılgın Mucidin Kozmik Fırını
FantasíaRuhani Kılıç Hanesinin genç efendilerinden Orkun Ruhani Kılıç doğuştan yetenekli biriydi. Öyleki her çocuk gibi 5 yaşında yetişin yapmaya başlamış ve 8 yaşında Ruh Lordu alemine ulaşmayı başarmıştı. 10 yaşında geldiğinde ise Ruh Lordu aleminin sonun...