Orkun kendisine verilen hapı abisine gönderdi ve yaralarını iyileştirmesini izledi. Abisi yarı finalde Adil Amir Hanesinden Adil ile karşılaşacaktı ve rakibi turnuvanın en favori ismiydi.
Son dövüşte Orkun’un popüleritesi bir miktar artmış olsa da Adil neredeyse tüm şehir tarafından tescillenmişti. Orkun onu yeneceği konusunda kendine güveniyordu, ki gerçek yetişim seviyesiyle ona yenilirse bir hayal kırıklığından başka bir şey olmazdı.
Ancak abisinin rakibini yenmesi hakkında hiç olumlu düşüncelere sahip değildi. Babasıyla bakıştığında onun da kendisi gibi düşündüğünü anlamıştı ama abisinin pes etmeyeceğini bildiği için ikisi de sessiz kalmayı seçmişti.
Orkun babasının bakışlarında kendisine güven duymaya başladığını da fark etmişti. Onun turnuvayı kazanıp Bükük Kral olacağına inanıyor gözüküyordu.
“Lordum, bu dövüşü kazandıktan sonra finale mi kalacaksınız?” Meltem şaşkınlıkla sordu.
Lordları gerçek bir yetenekle donatılmıştı ama onun turnuvada bu kadar ilerlemiş olmasına inanamıyordu. Onlarla beraber takıldığı için lordlarının kendileri gibi bir güce sahip olduğunu varsaymıştı ve diğerleri de öyle düşünüyordu.
Petek ve Aycan da diğerlerinden farklı düşüncelere sahip değildi. Lakin onlar Orkun’un başarılı olacağı konusunda ona güveniyorlardı. Lordun duruşundan ve tavrından kendisine güven duyduğunu, yenilmeyeceğini bildiğini anlıyorlardı.
“Elbette finale kalacağım, hatta Bükük Kral olacağım. Bükük Kral olduğumda sizleri 2 adet Altın Ruh Hapı ile ödüllendireceğim. O zaman sizler benim ne kadar güçlü olduğumu ve eşsiz cazibemi anlayacaksınız.”
Orkun gülümseyerek kızın sorusunu cevapladı ve arsız bakışları son cümleyi söylerken iki güzelliğin üzerinde gezindi. Son sözlerini sadece iki güzellik duysun diye söylemişti.
Petek ve Aycan onun bakışlarını üzerlerinde hissettiklerinde seyircileri izlemeye başladılar. Onunla göz göze gelmekten kaçınıyorlardı.
“Yarı final turunda yapılacak iki dövüş aynı anda gerçekleştirilecek ve kazananlar final turuna çıkacak, Bükük Kral olmak için dövüşecekler.”
Başhakem bağırdı ve rakipler arenalardaki yerlerini aldılar. Burak yaralarının çoğunu iyileştirmiş bir durumda arenaya girdi.
“Hey dostum, sen gerçekten müthişsin. Benim onayımı almayı başardın. Seninle bir iddiaya girmek istiyorum. İkimizin yetişim seviyesi eşit olduğu için ikimiz de sadece tek bir saldırıyla kazananın kim olduğunu belirleyelim. Saldırısı daha güçlü olan dövüşü kazanmış olur. Ne diyorsun?”
Reşit arenaya girer girmez bir öneride bulundu. Bu öneri hem dövüşü uzatmayacak hem de kimin daha güçlü olduğunu kısa yoldan belli edecekti.
Orkun dövüşün hakemi ile göz göze geldi.
“Hah hah hah. Vahşi Derebeyi Hanesinin üyelerinin verdiği sözü tuttuğunu biliyorum ve teklifini kabul ediyorum. Tek saldırı ve kazanan belli olacak. Kıdemli de acil durumda bizlere yardım etmeye razıysa başlayabiliriz.”
Hakem sessiz kaldı ve başıyla onay verdi.
Dövüş tek saldırı üzerinden gerçekleşecekti ve saldırısı üstün olan kazanan olacaktı. Saldırılar arasında büyük bir fark olduğunda ve biri yaralanacak pozisyona düştüğünde hakem saldırıyı etkisiz harekete geçirecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Tamamlandı] Çılgın Mucidin Kozmik Fırını
FantasíaRuhani Kılıç Hanesinin genç efendilerinden Orkun Ruhani Kılıç doğuştan yetenekli biriydi. Öyleki her çocuk gibi 5 yaşında yetişin yapmaya başlamış ve 8 yaşında Ruh Lordu alemine ulaşmayı başarmıştı. 10 yaşında geldiğinde ise Ruh Lordu aleminin sonun...