Gökyüzünde koyu mavi renkli bir girdap vardı. Bu girdap bu şehrin üzerindeki Büyülü Dünyanın girişiydi.
"Hah hah hah. Talih yüzüme gülmeye başladı. Buraya sürgün edildiğimde havanda su dövmek zorunda kalacağımı sanmıştım ama şimdi tam tersi bir durum beni bekliyor.
Bu bölge Yıldız Ruhu Savaşçılarının yollarını kaybetmedikleri müddetçe uğramayacakları çorak bir bölge. Bu yüzden bu Büyülü Dünyanın içinde yıllar boyunca biriken ve kendilerine ulaşmamı bekleyen kaynaklar mevcut olmalı.
Bekleyin güzellikler. Sizlere sahip olmak için geliyorum. He he he." Orkun Kırmızı Başlıklı Kızı kandırmaya çalışan kurt gibi bir ses tonuna sahipti.
"Büyülü Dünyanın girişi 500 metreden yüksek olmalı. Öyleyse ilk önce Kozmik Fırını ne kadar yükseğe çıkarabileceğimi deneyelim."
Güzelce karnını doyuran Orkun köşkün çatısına çıktı ve kolyenin içine girmek için hazırlandı.
Bir an sonra kolyenin içindeki uzaysal alanın ortasında belirmişti.
Orkun'un vücudundan çıkan ruhsal enerjiyi Kozmik Fırın tarafından emildi ve onun kontrolünde kolye formunda havaya yükselmeye başladı.
Birkaç saniye içinde yerden 30 metre yüksekliğe ulaşan kolyenin içindeki Orkun kolyenin dışındaki gelişmeleri takip ediyordu.
Kolye yerden 100 metre yüksekliğe ulaşınca Orkun ruhani enerjisini kontrol etti. Ruhani enerjisinin % 10luk kısmı şimdiden tükenmişti.
Derin nefes alan Orkun tereddüt etmeden ruhsal enerjisini serbest bıraktı ve kolyenin daha hızlı bir şekilde gökyüzüne uçmasına izin verdi.
Yerden 500 metre yüksekliğe ulaşıldığında girdaba ulaşmak için kolyenin hâlâ birkaç yüz metre yükselmesi gerekiyordu.
Orkun geriye kalan ruhsal enerjisini kontrol etti. Ruhsal enerjisinden geriye % 20lik bir kısım kalmıştı.
Derin nefes aldı ve ucu ucuna yeteceğini umduğu ruhsal enerji daha çok azalmadan kolyenin tekrar yükselmesini sağladı.
Son metreler de aşıldığında kolye girdaba ulaşmıştı ve Orkun'un enerjisi de tükenmek üzereydi. Bu yüzden hiç duraksamadan kolyeyi girdaba soktu ve Büyülü Dünyanın içine girdi.
"Haaa?"
Orkun çenesi yere düşecek gibi hissetti.
Büyülü Dünyanın içine girerken korkunç canavarlar ve birbirinden değerli kaynaklarla dolu bir ortam hayal etmişti.
Lâkin ruhsal enerjisi tükendiği için kolyenin içinden dışarı atıldığında karşılaştığı manzara onu dumura uğratmıştı.
Önünde göz alabildiğince uzanan bir pirinç tarlası vardı. Pirinç tarlasının yüz metre kadar ötesinde üzerlerinde kırmızı muz bulunan yüzlerce muz ağacından oluşan bir orman bulunuyordu.
"Bir çeltik tarlası ve muz ormanı ile mi karşılaştım?" Orkun şaşkınca mırıldandı.
Gözünü kapatıp yeniden açtı, başka bir manzara ile karşılaşmayı umuyordu ama karşısında yine aynı manzara duruyordu.
"Hayal görmüyorum. Gerçekmiş." Hayal kırıklığına uğrayan Orkun'un omuzları düşmüştü.
İleri doğru yürüyüp pirinç tarlasına yaklaştığında hâlâ üzgündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Tamamlandı] Çılgın Mucidin Kozmik Fırını
FantastikRuhani Kılıç Hanesinin genç efendilerinden Orkun Ruhani Kılıç doğuştan yetenekli biriydi. Öyleki her çocuk gibi 5 yaşında yetişin yapmaya başlamış ve 8 yaşında Ruh Lordu alemine ulaşmayı başarmıştı. 10 yaşında geldiğinde ise Ruh Lordu aleminin sonun...