BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)

•2.Bölüm•

Akın(Boğaziçi): Petek, selam. Yolladığım pdf dosyası pazartesiden itibaren geçerli olacak.

Akın(Boğaziçi): belge.

Akın(Boğaziçi): sabah saatlerini altı buçuğa, yatışlarını da on iki buçuğa çektim sadece. Gerisini de zaten göreceksin. Genel bir program mantıklı gelmedi. Gittiğin dershanede her Cuma deneme sınavı oluyor. Ona göre de her hafta yenilerim programı. Dershane etütlerini de benimle iletişime geçtiler onlara ilettim.

Akın(Boğaziçi): bugün cumartesi zaten. Yarın aile ziyaretinden pek bir şey kalmaz gibi. Hafif bir tempo olsun ne diyelim.

Akın(Boğaziçi): ama pazartesi her şey başlıyor.

"Kim o dıt dıt seksen mesaj attı ya?" dedi Beril. Ekrandaki bildirimleri okurken tek tek hepsi birer kalp ağrısına sebep oldu resmen.

"Koç"

"Koç?"

"Akın ya. Kızıl koç"

"Ha kızıl akın!"

"Evet"

"Ne diyor?"

"Program atmış" derken mesajları açtım ve belgeyi indirdim. Birkaç saniye baktığım programa göre Akın benimle münasip bir gece yaşamak istiyordu. Çünkü resmen sikmişti beni. Anamı ağlatırdı bu program. Mola falan yazmıştı bir de şaka yapar gibi.

Mola dediğimiz şey en az on beş dakika olmuyor muydu?

Adam beş dakika mola koymuş, yemek molalarını on beş dakika yapmıştı.

On beş dakikada yemek yiyebileceğimi ona düşündürten neydi?

"Keşke sizin dershanede olsaydım ve bana da bir koç düşseydi ne bileyim İstanbul Üniversitesi veya Yıldız Teknik'ten falan" dedi Beril

"Dümdüz ders veren dershanen için şükür namazına durmalısın" dedim programa bakarken.

Baktıkça da içimi daraltıyordu zaten

"Cinssin kızım adamlar sorunca azıcık normal düzey bir yer ataydın kafadan. Daha insancıl çalışırdın belki" dedi.

"Ben ne bileyim be? Kaydolurken böyle bir şey yoktu hesapta" dedim ve belgeden çıkıp mesajlara göz gezdirdim. Sonra da ekrana dokundum.

Petek: Şey molalar kısa değil mi biraz?

Petek: hepsi değil yemek molaları en azından

Akın(Boğaziçi): anlamadım

Akın(Boğaziçi): on beş dakikada yemek yiyemez misin?

Petek: yani

Petek: yer miyim?

Akın(Boğaziçi): sadece yersen en fazla yirmi dakikada biter.

Petek: o zaman yirmi dakika olsa?

Akın(Boğaziçi): Bak bakalım kaç dakikada yiyorsun ona göre halledelim.

"Ne oldu?"

"Adam manyak"

"Niye?"

"On beş dakikada yemek ye diyor"

"Yuh. Tuvalet saatlerini de belirlemiş mi?"

"Yok yapmamış. Şaşırdım bak"

Petek: tamam o zaman.

Akın(Boğaziçi): dün saat dokuzdan bu ana kadar ne kadar çalıştığını tuttun mu?

"Gelelim fasulyenin faydalarına"

"Adamdan nasıl korktun abi hareketlere bak. Kızım senden benden iki yaş büyük adam. Sakin ol" dedi Beril. Olmuyordu öyle işte.

Petek: şöyle ki

Akın(Boğaziçi): hm?

Petek: ben beş saat çalıştım

Akın(Boğaziçi): dün mü?

Petek: hayır toplam

Petek: ama arkadaşım geldi.

Petek: aniden.

Akın(Boğaziçi): ee

Petek: işte gitmedi hala.

Akın(Boğaziçi): tamam. Toplam yirmi iki saatin vardı. sekizinde uyudun desek, on dört saatin bir saati yemek vs olsa, kalan on üç saatin beş saati ders çalıştın. Kaç soru oldu?

Petek: iki yüz yirmi dokuz

Akın(Boğaziçi): anladım.

Petek: ama arkadaşım geldi.

Akın(Boğaziçi): tamam.

Petek: kızdın mı ki?

Akın(Boğaziçi): Petek aramızda iki yaş var. Kırk yaşında değilim.

Akın(Boğaziçi): yarın sormayacağım süreyi.

Akın(Boğaziçi): ama bu dershane sana sormuş kabul etmişsin bu programı. Ben de ettim. Bir şekilde eşleştik. İstediğin bölüm ve üniversite de belli. O bölüm ve üniversitede olan biri olarak biraz ciddiyetle çalışmanı beklerim ama her şey çok yeni.

Akın(Boğaziçi): pazartesi akşamı bugünkü gibi bir açıklama yaparsan kızabilirim ama şu an için sorun yok.

Petek: tamam o zaman.

Akın(Boğaziçi): iyi çalışmalar.

Akın(Boğaziçi): hoşça kal.

"İçinden sürekli güya bu da benim okuluma gelecek he diye dalga geçmiyorsa neyim ya!"

"Tarot açıyorum hadi"

"Of aç hadi aç Beril. Bak bakayım var mı Boğaziçi?"

"Yok kanka Bozok Üniversitesi var. Yozgat" dedi alayla elindeki kartları ters bir şekilde dizerken. Ofladım.

"Ağzını hayra aç spiritüel bir kişiliksin sen Beril" dedim. güldü. Sonra yeniden kartlarına döndü. Bende mesaja son cevabı verdim

Petek: Hoşça kal.