Babam: Neredesin sen?
Birkaç saniye boyunca mesaja baktım. henüz açmamıştım ama üstüne ikinci bir mesaj daha geldi.
Babam: Pazartesi'den beri dershaneye gitmiyormuşsun, rehberlik hocanız aradı.
Gözüm önce birincilik kısmına çıkan Akın'a kaydı. Sonra da telefonuma tekrar baktım.
Dershaneye gitmiyorum diye babamı arayacakalrını düşünmemiştim. Çünkü yapmazlar sanmıştım.
Babam: Petek cevap ver.
Yutkunup mesajı açtım.
Petek: Sabah karnım çok kötüydü hastaneye gittim baba.
Babam: Şu an hastanede misin?
Petek: Hayır otobüs bekliyorum, dershaneye döneceğim.
Babam: Pazartesi ve Salı neredeydin?
Güzel soru.
Petek: Dershanedeydim.
Babam: Petek.
Petek: Gerçekten.
Babam: Akşam eve geldiğimde konuşacağız bunları.
Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Okan bana baktı.
"Benim gitmem gerek."
"Ne? Zaten bitti dur, tebrik ederiz beraber geçeriz." dedi şaşkınca.
"Babam mesaj atmış. Sen benim yerime de tebrik et. Çıkıyorum." dedim ve hızlıca tribünlerden ayrıldım. Sonra da otobüs beklemekle uğraşamayacağım için hızlıca bir taksi çağırdım daha dışarı çıkmadan. Gelen taksiye bindikten sonra direkt dershaneye geçtim. İçeri girdiğim gibi çoktan geç kaldığım Türkçe dersinin olduğu sınıfa gittim. Kapıyı çaldıktan sonra içeri girdiğimde Türkçe hocası bana baktı.
"Petek?"
"Biraz geciktim kusura bakmayın hocam. Hastanedeydim." dedim. Adam kafasını salladığında hızlıca geçip yerime oturdum. Sonra derin bir nefes alırken arkama yaslandım.
Yanımda küçük bir defter vardı sadece.
Sanırım ders çalışmayan Petek modunu bir tık abartmıştım.
Ders bitene kadar oturdum. Sonra teneffüse çıktığımızda telefonumu elime aldım. sessize aldığım telefonda çok fazla bildirim vardı. Akın beş kere aramıştı mesela.
Akın(Boğaziçi): Petek aceleyle çıkmışsın bir sorun mu var?
Akın(Boğaziçi): Nefret ediyorum şu internetinin kapalı olmasından.
Akın(Boğaziçi): Açsana şu telefonu.
Akın(Boğaziçi): Gerçekten şunu yapıp durmasan ölürsün değil mi?
Akın(Boğaziçi): Bari nereye gittiğini söylesen anasını satayım, tak diye gidiyorsun insan bir haber ver şunu yaptım şöyle böyle diye.
Akın(Boğaziçi): Ya da mesaj at değil mi bana direkt?
Akın(Boğaziçi): (Bu mesaj silindi.)
Akın(Boğaziçi): Of Petek of!
Son mesajı atalı on dakika olmuştu. Hızlıca klavyeye dokundum.
Petek: Dershane devamsızlık yaptığımı söylemiş babama.
Petek: Babam mesaj atmıştı acil çıktım.
Petek: Özür dilerim.
Direkt gördü mesajları. Ama bir cevap vermeden çıkınca yutkundum.
Petek: Bu arada tebrik ederim, kazandın.
Petek: Gerçekten üzgünüm.
Akın(Boğaziçi): Teşekkürler.
Mesajı yazıp çıktığında ofladım.
Petek: Kızgın mısın bana?
Mesaja bu sefer direkt bakmadı.
Petek: Panikledim sadece. Aklıma gelmedi sana yazmak. Dersteydim ondan bakamadım mesajlara.
Girdi. Okudu mesajları ve tekrar cevap vermedi. Kaşlarımı çattım.
Petek: Bana bok gibi hissettirmene gerek yok.
Petek: Kızdıysan da kızdın, umurumda değil.
Petek: Sanki arkadaşız.
Petek: Dediğin gibi bir hafta ders çalışmıyordum sadece.
Petek: Birinci oldun tebrik ederim bu kadar.
Petek: Dershanedeyim, derse gireceğim.
Petek: Sen de o attığın bütün görüldüleri toplayıp götüne sokabilirsin. (Bu mesaj silindi.)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)
Teen Fiction0538*: Petek merhaba, Akın ben. Akın Çağlayan. Koçluk programından. 0538*: dersteydim hemen mesaj atamadım sonra da aklımdan çıktı. Nasılsın? ** TAMAMLANDI. Hayat ve Ay, Şitana, Yaşanmamış Tek Olasılık, Boşlukta Boğulmak ve Boğaziçi aynı evrenin far...