Petek: Akın ben Petek. (00.43)
0538*: Bu saatte niye uyanıksın?
Petek: Babaannem yeni uyudu. Seni telefonuna kaydetmeyeceğim, görürse şaşırır baya çünkü açıklayamam. Bir de SMS hakkını tam bilmiyorum o yüzden mesajları uzun uzun yazıyorum. Tuşlu telefonda yazmak da çok zormuş zaten.
0538*: Ben de diyorum neden beş dakikadır bir mesajı atamadın...
0538*: Neyse dur bakalım.
Petek: Ne?
Mesajı atıp yolladığım an elimdeki telefon titredi. Sessize almıştım mesaj atmadan hemen önce ama bu titreşimi engellememişti. Elimdeki tuşlu telefon inanılmaz biçimde büyük bir gürültü ile titrediğinde ekrandaki Akın'ın numarasına baktım. sonra hızlıca açıp kulağıma dayadım.
"Alo?"
"Mesaj yazman saatler sürdüğü için aradım." dedi direkt.
"Ben teknolojiye doğdum tamam mı? Tuşlu telefon kullanmadım hiç. Garip bir deneyim." dedim. Güldü.
"Niye uyumadın?"
"Bilmem. Hemen uykum gelmedi. Dersim bitmedi zaten daha."
"Ne çalışıyorsun?"
"Tarihten elli soru daha çözeceğim."
"Bugün deneme günüydü. Ne kadar çalıştın şu ana kadar?"
"Saat olarak altı saat oldu da problem çözerken çok zaman harcadım."
"Şaşırmadım."
"Kırıcısın Akın." dedim. Güldü. Derin bir nefes alıp bir koltuktan ibaret olan yatağıma uzandım iyice. Sonra derin bir nefes aldım.
"Ne zaman evine dönüyorsun sence?" dedi.
"Bilmem. Sanırım denemelerde ilk beşe girersem anca."
"O zaman çalıştıralım seni."
"Nasıl olacak tam olarak? Gece babaannem uyuyana kadar arayamam bile seni. Hem babaannemden arayabiliyor muyum bilmiyorum da..."
"Sorun etme. Bana mesaj atarsın ben ararım seni. Malum, tuşluda yazman saatler sürer uykum gelir benim." dedi. Gülümsedim kendi kendime.
"Sen ne yapıyorsun?"
"Hiç. Sigara içiyorum şu an."
"Sporcuların sigara içmemesi gerekmez mi?"
"Bir bize özel değil ki. Şifalı bir şey değil, kimsenin içmemesi lazım ama yine de içiyorlar. Yüzücüyüz diye niye toplumdan böyle ayrıştırıldık biz şimdi?" dedi. Hala sırıtıyordum kendi kendime. Suratım düzelmemişti henüz.
"Ama içmemen gerek."
"Yarışlar kötü geçti." dedi.
"Öyle mi?"
"Evet. Kafam başka yerlerdeydi. Düzgün yüzemedim. Salak gibiydi. Dördüncü oldum en son. Hoca da attı takımdan bir ay gözükme gözüme dedi. Cezalıyım."
"Hadi ya..."
"Sorun değil. Biraz rahatladım."
"Halledersin bence."
"Bence de."
"Hoş en son olan birincilik benim sayemdeydi. Okan öyle dedi."
"Ne?"
"Ben varım diye şans getirmişim sana. Öyle dedi Okan. Benim sayemde birinci oldun."
"Tabi." dedi alayla. Güldüm.
"Öyle tabi."
"O zaman iki hafta sonra ilk yarışıma gel. Bakalım tekrar birinci olursam totem diye yanımda taşırım seni."
"Para isterim."
"Ohoo...Emeklerimin karşılığını niye sana veriyorum ben ya?"
"Bak ben yanlışlıkla tıp falan kazanırsam seni beleşten ameliyat ederim."
"Nasıl tıp kazanacaksın acaba?"
"Niye? Yapamaz mıyım?"
"Mart'a girmemize iki gün var Petek. Sence bu saatten sonra fizik kimya ve biyolojiyi halledebilir misin?"
"Belki de sorun eşit ağırlıktadır. Olamaz mı? belki hiç bilmediğim kimyager bir genim vardır ve tak, yeni Marie Curie olurum."
"Marie Curie fizikçi."
"Kimyayla alakalı bir şey de yapmıştır bence..."
"Bilmiyorum, eşit ağırlıkçıyım ben."
"Of Akın ya!" dediğimde kahkaha attı. Gülmemek için dudaklarımı dişledim. Konuşma sesine uyanmazdı babaannem ama gülersem uyanırdı biliyordum. O yüzden biraz daha sessizleştim.
"Ara tatilde memleketine gittin mi?"
"Evet. Döneli bir buçuk hafta falan oldu."
"Hadi ya?"
"Aynen."
"Nasıldı?"
"Konya mı? Aynı duruyor. İç Anadolu, bozkır. İç Anadolu'da hangi iklim tipi görülürdü bu arada?"
"Akın sen ciddi misin şu an?"
"Evet. Quiz."
"Karasal iklim de bunu ortaokul çocuğu bile biliyordur."
"İyi söyle. İlk tarihi roman?"
"Cezmi. Bunu da dokuzuncu sınıflar bile biliyor."
"Makinalaşmak İstiyorum'u söyle ezberden. Hadi."
"Ne?"
"Hadi, yiyorsa söyle."
"Of ben o şiire gülüyorum, söyleyemem."
"Sanata sepete hiç saygın yok ki..."
"Ya sus!"
"Ne? Şiir oku Petek, yok. Quiz yapıyorum Petek, yok. Ne zor memnun ediliyorsun sen böyle ya? Bak işimiz iş bizim..."
"Ne işimiz ya?"
"Hiç."
Kaşlarımı çattım ama sesimi çıkartmadım. Birkaç saniye durduk.
"Hadi yat uyu. Yarın tekrar konuşuruz." dedi sonunda.
"Ders çalışacağım. Tarih."
"Tamam. Oyalamayayım, dersini çalış sen. Sonra uyursun işte."
"Tamam."
"Hadi kolay gelsin."
"Teşekkür ederim."
Telefonu kapattıktan sonra birkaç saniye sessizce tuşlu telefonun ekranına baktım. sonra unutmadan hızlıca arama geçmişinden sildim Akın'la konuştuğumuz telefon konuşmasını. Peşinden çok geçe kalmamak için hızlıca çözdüm kalan tarih testlerini. Sonra da saat ikiye gelirken telefonumu elime aldım.
Petek: Uyudun mu?
Birkaç saniye sonraydı telefon titredi.
0538*: Hayır.
Petek: İyi geceler. Ben uyuyorum.
0538*: İyi geceler : )
*
Bu ve bir önceki bölüm, ikisi de 20-25 arasında oya geldiğinde ve birkaç da yorum olduğunda diğer bölüm gelecektir. Profilimdeki diğer kitaplara da bir göz atabilirsiniz beklerken.
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)
Teen Fiction0538*: Petek merhaba, Akın ben. Akın Çağlayan. Koçluk programından. 0538*: dersteydim hemen mesaj atamadım sonra da aklımdan çıktı. Nasılsın? ** TAMAMLANDI. Hayat ve Ay, Şitana, Yaşanmamış Tek Olasılık, Boşlukta Boğulmak ve Boğaziçi aynı evrenin far...