•39.Bölüm•

3.7K 216 4
                                    

Altı üstü bir sınav için çalışacak, kazanacak sonra da def olup gidecektim. Sonra da üniversitede rahatlayacaksın yalanının yüzüme patlayışını görecek, daha da mahvolacaktı ruh halim ama en azından kendimi babamın hayali olan okula atmış olacaktım.

Bu kadar zor olmamalıydı. Bir tane deneme sınavı yapıp sonra da güzel bir sonuç elde etmek bu kadar zor olmamalıydı.

Ama zordu.

Diyet yapmak gibi bir şey yaşıyordum. Hani uzun süre diyet yapardınız ve güzelce kilo verdikten sonra bir süre dururdunuz, vücudunuz kendini korumaya alırdı ve eğer o an bozarsanız bütün emekleriniz yok olurdu ya, aynısını derslerimle yaşıyordum.

Ki çok saçmaydı. Bir şeyler öğreniyorum diye kendini durdurma kararı alıp korumasına gerek yoktu beynimin. Hani insan beyni bilgiye açtı?

Benimki erkenden doymuş gibi davranıyordu.

Denemede yirmi yedinci olmuştum.

Geçen haftakinde otuz ikinci olduğumdan bu hafta yükselmişim diyerek kendimi avutabilirdim aslında ama durum asla böyle değildi. babamdan akşam yemek masasında güzel bir azar işitmiştim. Sonra da kendimi odama atmış ve ağlamıştım. Peşinden de ağlıyorum diye annemden azar yiyince nefes alamadığım için kapımı kilitleyip camımı açmış öylece camdan dışarıyı izlemiştim.

Gecenin ilerleyen saatlerinde kendimi zorla masaya oturtmuş ve ağrıyan başıma rağmen oturup geometri çalışmıştım. Sonrasında ise masada uyuyakalmıştım.

Gözlerimi açtığımda saat sabahın yedisiydi ve üşüyerek uyanmıştım. Çünkü camım hala açıktı ve bütün gece buz gibi hava odama dolduğundan da fena halde üşütmüş, kendimi banyoya zor atıp deli gibi kusmuştum sadece.

Banyodan çıkıp odama geri döndüğümde camımı kapatıp tutulmuş boynum yüzünden direkt bir kas gevşetici aldım. sonra da kendimi yatağa attım. İnanılmaz derecede bulanan midemin sakinleşmesi için dua edip durduğum birkaç saatten sonra ise annem de bir ara gitti evden. Babam zaten altı gibi evden çıkmış olduğundan rahatça yerimden kalkıp mutfağa gittim. Bir şeyler yemek istemediğim için sadece mutfaktaki masada oturup öylece zamanın geçmesini bekledim bir süre.

Midem hala bulanıyordu. Tüm vücudum ağrıyordu. Boynum tutulmuştu ve hala ısınamamıştım.

Telefonuma bir mesaj geldiğinde ekrana baktım. bir süredir görmediğim isim ekranda öylece durdu ama telefonu açamadım. İçeriği gizli olan mesajda ne olduğunu merak etsem de iki dakika kadar sonra anca elime aldım telefonu.

Akın(Boğaziçi): sıralaman yükselmiş.

Derin bir nefes alırken mesajı açtım. Klavyeye dokundum.

Petek: Aynen.

Akın(Boğaziçi): Dershane ile konuştum demin.

Akın(Boğaziçi): Bırakıyorum koçluğu.

Akın(Boğaziçi): Kendi çalışma stilinle yükseldin sonuçta. Hoş seninle alakası yok.

Akın(Boğaziçi): Yüzme ve üniversite beraber yoruyordu zaten. Bırakıyorum koçluğu. Başkasını verirlermiş sorun olmayacağını söylediler.

Birkaç saniye boyunca ekrana baktım sadece. Sonra yutkunup telefonun ekranını kapattım ama yutkunmamla beraber boğazımdan yükselen kusmuğu hissettim. kendimi hızlıca tuvalete attım tekrar. Yere oturduğum an ise klozete kusmaya başladım.

Bu sefer daha kısa sürdü. Tekrar ağzımı çalkaladıktan sonra ise yavaşça çıktım tuvaletten. Sonra mutfağa gidip telefonumu aldım elime. Akın'dan gelen yeni bir mesaj yoktu. sadece klavyeye dokundum.

Petek: Tamam.

Petek: Hayatında başarılar.

Akın'ın cevap vermesini bekledim sadece. Ama mesaj açılmadı. Birkaç dakika sonra ise başka bir mesaj geldi.

0542*: Petek merhaba, benim adım Tuğçe. Dershaneden yönlendirdiler beni. Sana daha haber vermemişlerdir ama biliyorsundur zaten Akın'ın çıktığını. Bundan sonra beraber çalışacağız hazirana kadar. Müsait olduğun bir ara ararsan konuşalım, olur mu? 

*

SELAAMM

kısa bölüm yazmayı özlemişim, Boğaziçi de olmasa 2-3-4-5k'lık bölümler yüzünden belime ağrılar girecek herhalde. 

neyse işim gücüm şu anlık bitmiş gibi duruyor, ondan bir uğrayayım dedim buralara. yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayalım, bir de diğer kitaplarıma ufaktan bir bakış atmayı...

<3

BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin