•44.Bölüm•

3.8K 213 3
                                    

 "Bence mesaj atman gerek."

Züleyha'nın cümlesiyle Beril oflarken sonunda dayanamamış olacak ki önümde duran Türk kahvesi fincanını aldı. Sonra ters duran fincanı kaldırdı. Şöyle bir fincana ve tabağa baktı. Sonra bana baktı.

"Seni hiç tanımasam bu ne dert bu ne keder der, bu fala da bakmazdım. Haberin olsun." dedi Beril. Yutkundum.

"Nereden anladın?"

"Tamamı telve. Oturmuş fincanın dibine. Çok karışık." dedi Beril. Sonra derin bir nefes aldı.

"Bak ben çok sevmem fal bakmayı da bugün Petek'in mutsuzluğundan sen de faydalanacaksın Züleyha." dedi.

"Allah razı olsun." dedi Züleyha. Güldüm. Beril gözleri fincanımdayken "İki yol gözüküyor." dedi.

"İkisinin de ucunda bok mu var?"

"Hayır. Biri olağan şimdiki yol. Çok sancılı bir yol. Başlarken zorlanmamışsın ama artık zor geliyor. Her anlamda. Diğer yolda ise başlaman çok zor ama birden köklü bir değişiklik yaratıyor hayatında. Mutsuz ediyor seni. Yolun tamamı büyük bir sıkıntı ama birinci yol da çok güzel değil. Ayrıca birinci yolun sonu her halükârda kötü ama ikinci yolun sonunda en azından sen mutlu oluyorsun." dedi. Fincanı birkaç kere çevirdi.

"Hayal kırıklığı var her yerde. Çevrendeki herkeste falan var ama sonuçta sen mutlu oluyorsun." dedi Beril. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Beril kafasını kaldırıp bana baktı.

"Lan sayısala falan mı geçiyorsun hayırdır?"

"Salak, bu kız sayısala geçse babası sevinir niye hayal kırıklığına uğrasın?" dedi Züleyha hızlıca.

"Geçmiyorum hiçbir şeye be." dedim. Beril tekrar fincana baktı.

"Aşk falan yok mu be? Bomboş fal bakma." dedi Züleyha.

"Bir adam var. Gözüküyor ama yolların ikisinden de uzakta kenarda duruyor. Bekliyor sadece. Kötü biri değil ama bir sürü bok püsür var çevresinde. Bu adamla alakalı değil." dedi Beril.

"Benle mi alakalı?"

"Hayır. Daha çok ikiniz bir araya gelseniz başta zorlanacaksınız gibi. Ama bana kalırsa zorlanmanız iyi. Tüm zorluklardan sonra hala beraber kalabilirseniz sorun kalmıyor zaten, çiçek gibi. Hayal kırıklığı yaşanan tüm çevreye rağmen adam mutlu duruyor."

"Erkekler hep mutlu zaten. Yok olsunlar." dedi Züleyha. Hafifçe gülümsedim.

"Bir adam daha var." dedi Beril.

"Göt kadar fincana Ankara İstanbul otoyolunu ve iki adamı nasıl sığdırdın anasını satayım?" dedi Züleyha bana bakıp. Beril gözlerini devirdi.

"İkinci adam kim?"

"Bu kötü enerjili biri. Rahatsız edici biri direkt aslında. Uzak durman gerekiyor. Hata gibi."

"Akın olmasın?" dedi Züleyha. Beril fincanı birkaç kere daha döndürdü.

"Adında ya da soyadında S harfi var." dedi Beril. Sonra fincanı bana çevirip parmağıyla telve kalıntılarından birini gösterdi. "Bak, S'yi görüyor musun?" dedi. Birkaç saniye sonra tüm o telve kalıntıları arasında yamuk bir S harfi gördüm. Yutkundum.

"Yunus Sulhoğlu işte. Adında da var soyadında da." dedi Züleyha. Benim de aklıma direkt Yunus gelmişti. Beril'e baktım merakla. "Akın'ın Sadettin diye ikinci bir adı yoksa evet sadece Yunus kalıyor." dedi. Oflarken arkama yaslandım.

"Niye falımda çıktı şimdi bu çocuk?"

"Çok düşünüyorsundur bu ara belki. Olabilir." dedi Beril.

"Hayır olamaz. Niye eski sevgilini düşünüyorsun sen ya?" dedi Züleyha.

"Her şey için onu suçluyorum çünkü." dedim.

"Bu yanlış. Bir şeyler evet illaki onun da suçu ama her şeyin sorumlusu o değil Petek. Senin seçimlerin ve senin yanlışlarından ibaret hayat. Yunus'un sebep olması sonuçların onun yüzünden olduğunu göstermez." dedi Beril.

"Cinli bir kadına göre çok bilgece konuşuyorsun. Sus ve düzgün bak şu fala." dedi Züleyha. Benden daha çok Yunus'tan nefret eden tek kişi Züleyha olabilirdi.

"Bir fincan daha iç. Değişmeyecek hiçbir şey falında. Yine iki yol göreceğim yine iki adam göreceğim." dedi Beril.

"Deneyelim." dedi Züleyha.

"Hayır. Bitti mi falım benim?" dedim hızlıca.

"Aslında hayır. Sağlıksal bir sorun da görünüyor falda. Hastane yolları. Dikkat et bu ara. Zaten içimde bayadır kötü bir his de var, dikkatli gez. Bir ara adaçayı falan yak evde. yapamam dersen ben sana kristal veririm." dedi Beril.

"Hastane mi? Ulan Petek apandisti aldırdın sıra neye geldi? Safra kesesini mi aldırıyorsun?"

"Yok Züleyha bu sefer toptan beynimi aldıracağım. Bir boka yaramıyor zaten." dedim. Güldü. Oflarken arkama yaslandım. Beril'e baktım.

"Benim tavsiyem hepsini siktir et önemli olan sağlık. Dikkat et kendine. Bilirsin ben inanırım sizi de inandırıyorum çünkü dediklerim çıkıyor. Ciddiyim bunları derken, aşk iş hepsi hallolur ama dikkatli ol lütfen. Bir kere daha saatlerce ulaşamayıp annenden Petek hastanede diye bir cümle duymak istemiyorum." dedi. Derin bir nefes alırken arkama yaslandım.

"Tamam." 

*

Oy ve yorumlar için teşekkür ederim <3

BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin