•GİRİŞ•

9.4K 328 31
                                    

Hayat ve Ay, Şitana, Yaşanmamış Tek Olasılık, Boşlukta Boğulmak ve Boğaziçi aynı evrenin farklı karakterlerinin kurgularıdır ve bu kurgular arasında bazı karakterler veya mekanların adı geçecektir.

*

"Programımızda genelde üniversiteli arkadaşlarımız koçluk yapıyor. Bir yıl kadar birlikte ders çalışıyorsunuz ve onlar sizi YKS'ye hazırlıyorlar. İnteraktif olması açısından şu an için İstanbul içindeki altı üniversiteden kırk öğrenci bulunuyor aramızda. Kırk kişilik bir deneme ekibi oldunuz yani. Ama eğer sınavlarda düşük bir durum söz konusu olursa bu sistem kaldırılacaktır elbette. Şimdi, herkese onun yanında olacak koç öğrencilerin isimleri atıldı. Koç öğrencilerimize de sizin bilgileriniz yollandı. Yarın saat dokuza kadar koçuyla iletişime geçmemiş kişiler bize hemen bildirirlerse çok seviniriz arkadaşlar."

Geçen yıl otur ders çalış mezuna kalmak çok kötü diyen kimseyi dinlemediğim için kendime bildiğim her küfürü ettiğimi tahmin ediyorsunuzdur.

Cebimdeki telefon iki kere titrediğinde ekrana baktım. Kayıt olduğum dershaneden iki mesaj gelmişti. Birisi sabah olduğumuz deneme sınavının sonucuydu. Kırk kişi arasından on ikinci olmam bence kötü bir sıralama olmasa da evdeki mezuna kalmamı hala kaldıramamış ailemi yine de pek memnun etmeyecek gibiydi.

Diğer mesajda ise koçumun adı yazıyordu. Kişisel bilgileri. Telefonu yoktu. Sadece bilgiler. ve bir mail adresi.

Akın Çağlayan.

6 Eylül 2002. (21)

Boğaziçi Üniversitesi.

İşletme

2.sınıf

Boğaziçi mi? Hem de İşletme mi?

Kayıt esnasında hedef ne dediklerinde onlara ne ki diye düşünmüştüm ama sanırım bu yüzdendi çünkü hedefimdeki yerde ikinci sınıfa geçmiş biri benim koçumdu.

Şok olmuştum resmen.

Salondaki insanlar kapıdan çıkmaya başlayınca hemen ayaklandım. Birkaç adım atıp salondan çıktıktan sonra dershaneden de çıktım. Elimdeki kağıtların hepsini çantama atarken metroya ilerledim hızlıca. Yağmur yağacak gibiydi.

Yaklaşık kırk beş dakika metroda süründüm. Sürekli mesaj atmasını bekledim koçun(?). Ama bir türlü yazmadı. Ona mail atıp dünden hevesli olmak istemedim. Ama beklerken de aşırı bunalmıştım.

Eve girdiğimde annem de babam da yoktu. İkisi de işteydi hala yüksek ihtimalle.

Çantalarımı odama bırakıp üstüme pijamalarımı giydim ve mutfağa gittim. Dün sabah yaptığım vişneli turtayı kaptan çıkarırken telefonumu da alıp salona gittim.

Pekâlâ. Mezun kafasına henüz girememiştim bence de.

Ama zaten deneme sınavından çıkmıştım ve ilk yarıdaydım. İlk on beşteydi. İlk on üç. İlk on iki.

Ya yirmi ikinci olsaydım? Ha? Öylesi daha mı iyiydi? Hayır. E o zaman? İyiydim işte. Sınavım güzel geçmişti. Tamamdı işte.

Birden telefonum titredi. Ama turtadan da televizyondan da gözümü alamadım. Sadece titrediğini hissettim. Sonra bir daha titredi. Ofladım. Turtayı yanıma bırakırken telefonu açtım. Yukarıdan gelen mesajla yutkundum

0538*: Petek merhaba, Akın ben. Akın Çağlayan. Koçluk programından.

0538*: dersteydim hemen mesaj atamadım sonra da aklımdan çıktı. Nasılsın?

Aha. İşte başlıyorduk. 

BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin