•22.Bölüm•

4.5K 235 5
                                    

"Giriyor musun?" dedi Beril tekrar. Üç dakikadır onu telefonda tutuyordum. Kütüphane olarak Akın'ın attığı konum kafamdaki kütüphane ile pek uyuşmuyordu. Çünkü burası bir kafeydi. İçeride neredeyse herkesin ders çalıştığı bir kafe. Adının kütüphane kafe oluşu beni ilgilendirmezdi. Kütüphane dediğinizde aklıma gelecek son şey bile değildi bu.

Gericiydi. Kendimi garip hissediyordum.

"Bir dakika" dedim

"Of! Bunun sonu kırk dakika biliyorsun değil mi?"

"Evde her şey bu kadar garipken çok göze battım ve akşam babam alacak beni. Bir kafeden alırsa neler der?" dedim

"Gören de kerhaneden alacak sanır" diye homurdandı Beril

"Hey! Hepimizin ailesi dersleri konusunda havalı ebeveynler değil tamam mı?"

"Bazen aileni katletmek istememe sebep oluyorsun" dedi. güldüm

"Bazen benim bile yapasım geliyor" dedim.

"Rüyamda seni gördüm geçen gece. iyi bir rüyaydı. Olumlu bir şeyler bekliyorum"

"Bu Cuma denemede birinci oluyorumdur inşallah"

"Harika bir olumlu rüyayı yorduğun sonuca bak! Gerçekten hak etmiyorsun benim kişiliğimi ya" dedi. ofladım

"İçeri gir artık Petek. Senden benden iki yaş büyük altı üstü derece yapmış dümdüz bir erkek sadece. Ders çalışacaksınız. Sakinleş" dedi ben oflayınca.

"Keşke seninle aynı dershanede olsaydım"

"Bu dershanede olsan denemelerin çok iyi gelirdi çünkü tek zeki sen olurdun eşit ağırlıkta" dedi. güldüm.

"Tamam. Giriyorum artık ya."

"Yeyy! Sonunda!" dedi heyecanla

"Akşam mesajlaşırız belki bilmiyorum. Görüşürüz"

"Görüşürüz aşkım hadi iyi çalışmalar"

"Sağ ol" deyip telefonu kapadım. Birkaç saniye baktım karşı kaldırıma. Sonra derin bir nefes aldım.

Tamam. Giriyoruz. 

BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin