•20.Bölüm•

4.6K 262 11
                                    

Akın(Boğaziçi) Çağlayan

Mesajlarım hala tek tikti ve aradığımda telefonu kapalıydı.

Konumunu attığım kafenin içindeydim.

Ekrana bakıyordum sürekli. Son görülmesi bana iyi geceler yazdığı saatten bir saat sonrasıydı. Sabahın beşinde neden uyanıktı onu anlamış değildim ama canım sıkılmıştı sabah görünce

Aslında garip değildi. Kendi YKS zamanımda arada bir bunaldığımı hatırlıyordum. Normaldi zaten. Ben de mezuna bırakmıştım ve mezun yılı normalden daha bunaltıcı olabiliyordu. Benim de böyle bunaldığım her şeyden nefret ettiğim anlar oluşmuştu evet. E hala oluyordu. Normal bir insanın bu şekilde arada bir bunalmasından daha normali ve olağanı yoktu zaten.

Ama Petek gecenin bir vakti yazdığı şeylerde sürekli yetememekten, babasının ondan memnun olmamasından falan bahsetmişti. Bu, benim asla anlamayacağım bir şeydi çünkü annemin kararlarına saygılı olmalıyız isimli konuşmaları ile büyümüştüm ve babam da aynen bu şekilde davranıyordu.

'Kırk bin yaptın tamam iyiymiş, mezuna mı bırakıyorsun? Sen en iyisini düşünmüşsündür kocaman adamsın. Ders çalışırken kendini çok yıpratma sağlığından önemli değil. Sen zaten yaparsın. Sorun değil' gibi konuşmalarla geçmişti benim mezun yılım. Sabahları aşırı erken kalktığım bir gün annemle mutfakta karşılaştığımızda bana gülümsemiş ve 'Akın' demişti, 'arada uyumalısın. Beklentilerimiz gibi bir şeyi umursama bile. Kimse senden bir şey beklemiyor. Hayat senin hayatın, hukuk da okusan iki yıllık bölüm de okusan açıktan da okusan hep bizim çocuğumuzsun. Elbette en iyisini okumanı isteriz ama okumak istemezsen de ne diyebiliriz ki on sekiz yaşında bir bireysin. Ve uyku sağlığın için önemli'

Bana hiçbir zaman ilk ona giremedin dememişlerdi. Yemek masasında on beş dakikadan fazla oturduğumda gözlerinin içleri gülmüştü çünkü onlarla bir tık daha zaman geçiriyordum. Gurur duyuyorlardı çalışmamla ama onlarla geçirdiğim zamanları yönetebildiğimde daha da hoşlarına gidiyordu.

Yani evde kimseye batmıyordum ben ve Petek'i anlayamayacağım kısım buydu. İçinde büyüdüğüm aile bana bu tarz bir baskı asla yapmıyordu.

Ve bir de bu kız ameliyat olmuştu bu ay içinde. Hala Aralık ayındaydık. Yılbaşına üç gün vardı. nasıl aynı ay içinde ameliyat olmuşken peşine hop diye birden birinci olmasını falan bekliyorlardı ki?

Bir insana nasıl belki de kapasitem buymuş diye hissettirebilirdi kendi ailesi?

Ben bu durumu annemle telefonda konuşurken açıkladığımda annem kendisi kız ameliyat olmuş çok da üstüne gitme demişti. Hiç tanımadan sadece para için yaptığım bir işte muhatap olduğum bir kız hakkında bile böyle demişti.

Bu kızın kendi annesi hiç babasına kız ameliyat oldu be falan demiyor muydu?

Neyse. Herkesin kendi aile yaşantısıydı elbette. ,

Neredeydi bu kız ya? Telefonu kapalıydı mesajlar da hala gitmemişti.

Derin bir nefes alırken bir daha aradım. O arada garson önümdeki çay bardağını aldı. İçtiğim üçüncü bardaktı zaten.

Açılmadı telefon. Yine direkt telesekretere düştü. Oflarken aniden aklıma dershane geldi. Hızla rehbere girdim. Sonunda dershanenin üniversiteli öğrencilerle ilgilenen çalışanının numarasını bulup aradım

"Alo?" dedi kadın ikinci çalıştan sonra

"Sema hanım merhaba. Akın ben. Akın Çağlayan. Koçluk programındaki" dedim

"Boğaziçi'nde okuyan değil mi?"

"Evet"

"Ah merhaba Akın" dedi.

"Merhaba. Nasılsınız?"

"İyiyim teşekkür ederim. Bir sorun yok değil mi?" dedi.

"Ben...Petek dershanede mi diye sormak için aramıştım. Telefonu bozuktu birkaç gündür de" dedim. bir süre sustu kadın

"Akın bugün Pazar" dedi sonra. Gözlerim büyüdü.

Hasiktir

"Ah" dedim şaşkınca

"İstersen ikinci iletişim numaralarından birini verebilirim sana Petek'e ulaşman için" dedi

"Tabi. Çok iyi olur. Kim?" dedim hemen

"Burada...babasının numarası var. Ferdi Akel" dedi

Babası mı?

Hasiktir

"Başka bir numara yok mu?"

"Hayır. Vereyim mi?"

"Tabi."

"Atarım o zaman."

"Teşekkür ederim"

"Program gayet güzel gidiyor galiba. Birkaç kişide epey bir artış var. Bazılarınız başarılı oldunuz gerçekten" dedi.

"Biz başarılı olanlardanız sanırım?"

"Eh evet. Petek tüm etütlerde en çok soru soran ilk beş kişiden biri. Sınavlarda da sürekli artıyor netleri. Sıralaması biraz takıldı ama önemli olan dershanedeki kırk kişide olan sıralama değil de netleri olduğu için sorun görmüyoruz biz" dedi

Bende görmüyordum zaten. Keşke bir de babasına anlatsaydınız bunları

"Neyse Akın. İyi günler ben sana numarayı yollayacağım şimdi"

"Teşekkür ederim. İyi günler" dedim ve kapadım telefonu. Bir dakika içinde numara geldi ama elbette Petek'in sadece üstünkörü anlatmasıyla manyak olduğuna emin olduğum babasını arayıp Petek'i sormayacaktım. O yüzden derin bir nefes aldım. Sonra Petek'e mesaj attım

Akın: Nasılsın ve neden hala telefonuna ulaşılamıyor bilmiyorum ama kendine gelip mesajları görünce ara beni lütfen. Ve umarım saatlerdir aralıksız molasız ders çalışmak gibi bir deliliğe kalkışmamışsındır Petek. 

BOĞAZİÇİ |Yarı Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin