'' Sana söz, soyadım soyadın olana kadar bitmeyecek bu mevzu. '' bir yemini daha dillendirdi son kez. '' Kendine dikkat et. Seni seviyorum. '' diyerek çekti ellerini üzerimden.
Sarılmamıştı hâlbuki sadece ufak bir temasla bile sıcacık olan bedenim ç...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEZEN AKSU - USLANMADIM
'' Beni yak kendini yak her şeyi yak, bir kıvılcım yeter ben hazırım bak! '' bağıra bağıra şarkıyı söylemeye devam ederken Demir'in kucağında kollarımı iki yana açmış, başımı geriye yatırmış bacaklarımı sallamakla uğraşıyordum.
Bizim arkamızdan çıkanlara baktım gözümün ucuyla. Kızlarda kafayı bulmuşlar İrem, Furkan'ın kolunun altındayken, Damla da Tekinden destek alıyordu. İrem'e ve bana göre Damla'nın hali daha iyiydi. Çift görmeye başlamıştım herkesi. Demir'e baktım kasılı olan çenesi ve alnındaki damarla sert adımlarla ilerliyordu. Kıkırdayarak şarkıyı söylemeye devam ettim.
'' Beni yak kendini yak, her şeyi yak, bir kıvılcım yeter, ben hazırım bak. İster öp okşa... '' başımı boynuna gömüp burnumun ucuyla okşadım ve kollarımı sardım.
Kendini kasıp yüzüme baktı sinirle. '' Yapma Bahar! Bağırıp da durma ayrıca... '' demesiyle devam ettim söylemeye ama bu kez kulağına doğru yaklaşıp kısık sesle söyledim.
'' İster öp okşa, istersen öldür. Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk. '' Demir'in öfkeli hareleri bana dönerken masmavi gözleri kararmış yaladığım dudaklarıma bakıyordu pür dikkat. Arkamızdan gelen kıkırdama sesleriyle omzunun üzerinden arkadaşlarımıza baktım.
'' Bahar hepimizden berbat halde ve acayip komik, çok eğleniyorum. '' diyen Damla'yla derin bir nefes aldı Demir.
'' Son bardağı içmeseydi bu hale gelmeyecekti Bahar Hanım ama kendisi söz dinlemez minik bir kız olduğu için bu hallerde şu an. '' omzuna bir şaplak atıp çatılı kaşlarımla baktım ona.
'' Minik değilim ben ya! '' diye cırlamamla yüzü buruştu ve arkamızdan hala takip eden arkadaşları güldü.
'' Hem sarhoşta değilim ki! '' derken daha da çatmıştım kaşlarımı. '' Sen aldın kucağına beni, ben mi dedim?! '' kendimi gösterirken daha da yükselttiğim sesimle devam ettim damarına basmaya.
'' Sen almak istedin, ben al demedim! Bırak beni, bak nasıl yürüyorum kendim ben, hadi bırak. '' onu ikna etmeye çalışırken bir yandan da arabaya giden yola baktım. Aslında bırakmasa da olurdu ayağımdaki topuklularla yürümeye üşenmiştim bir anda.
'' Sen yanımdasın diye içtim yoksa içmem asla bu kadar. '' kendimi savunmamla gözlerini devirdi.
'' Özrü kabahatinden büyük... '' bulunduğumuz hale bir kere daha baktım. Ben Demir'in kucağında sallana sallana ilerlerken sanki uçuyormuşçasına bir hisle muhteşem hissediyordum kollarında.
Kahkaha atıp geriye doğru attım kendimi ve kollarımı açtım iki yana bir kez daha saçlarımı da kollarının üzerinden aşağıya doğru savururken. Sere serpe kucağında uzanmak mükemmeldi. Burnundan sert bir soluk verdiğini duyduğum Demir, kim bilir yine neye sinirlenmişti.
