34. Bölüm - Teklif

1.5K 59 3
                                    

HAKAN ALTUN – AŞK BAHÇEMSİN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

HAKAN ALTUN – AŞK BAHÇEMSİN

'' Demir! '' dememle içli bir nefes alıp verme sesi duydum. Nihayet arkamı dönebildiğimde dibimde dikilmiş, yüzündeki gülümsemeyle ve gözlerindeki parıltıyla beklediğini görmüştüm ona dönmemi.

Çiçek kutusunu ona doğru uzatıp '' Bu ne? '' dememle sanki ilk defa görüyormuş gibi bakındı ve eşeledi kutunun dibini. Parmaklarının arasına aldığı kutuyu evirip çevirerek '' Neymiş bu acaba? '' derken önümde diz çöktü bir anda. Hiç beklemediğimden dumur olurken haline, etrafta toplanıp bizi izleyen insanlarla utanmıştım.

'' Demir, kalk lütfen! '' dememi umursamadan tek kaşını kaldırarak başını iki yana salladı usulca hayır dercesine. Mavilerindeki ışıltıya ve heyecana şahit oldum.

'' Ayaklarına kapanırım demiştim Bahar. '' demesiyle yutkundum. '' Bir tek senin için onu da yapmam gerekiyorsa yaparım ve yapıyorum da zaten. '' başımı hafifçe sallayıp yaşlarımı geri göndermeye çalıştım karşısında.

Elindeki kutunun kapağını açtı ve derin bir nefes aldı kendini toplayabilmek için. İlk defa titrediğine şahit oluyordum onunda. Gecenin bir vakti ışıklar altında, deniz kenarında, tanımadığımız insanların karşısında evlilik teklifine şahit olacaktım birazdan.

'' Soyadım soyadın olana kadar bitmeyecek bu mesele. '' bana bu cümleyi seneler sonra yeniden kuruyordu ve şimdi ben ilk defa o güne bu denli yakın olduğumuzu hissediyordum.

'' Biz artık evlenelim Bahar. '' demesiyle kıkırdayıp, '' Bu bir soru mu? '' dememle oda gülmüştü. Sesimin heyecanlı ve titrek çıkmasına engel olamadığımdan fazlasıyla coşkulu çıkmıştı.

Derin bir nefes alıp başını iki yana sallayarak '' Sonum olacaksın Bahar. '' demesiyle bir damla yaş süzüldü yanağıma ardından bir tane daha ve bir tane daha... Yutkundum. Kalbim ağzımda atıyor, düşüp bayılmaktan korkuyordum şu anda cevap veremeden.

Dudaklarımı ısırıp bende aynı onun gibi diz çöktüm yere. Böylesi benim içinde iyi olacaktı bacaklarımın titremesine engel olabilirdim bu şekilde. Elimdeki çiçek kutusunu yere bıraktım. Başımı hafifçe sağa doğru eğip tıpkı yıllar önce olduğu gibi nazlı bir edayla gözlerine baktım.

Kısık bir tonla, '' İnşallah... '' dedim titrek çıkan sesimle. Yamukça gülüp yaşlarımın ıslattığı yanaklarımdan sıkıca kavradı.

'' Bu evet demek mi? '' demesiyle başımı salladım ve gülümsedim. Etrafımızdan kopan alkış tufanıyla kollarımı boynuna sardım ve içime katmak istercesine sarıldım. Beton bir zeminde ikimizde dizlerimizin üzerine çökmüştük. Burnumu boynunda gezdirdim ve kokusunu çektim içime biraz da olsa sakinleştirebilmek için kendimi onun kollarının arasında.

'' Rol çalamazsın benden hanımefendi. '' kulağıma fısıldadıklarının ardından neden cevap vermediğini anlamıştım. Geri çekilip kaldırdı ikimizi de yerden ve kutudaki yüzüğü aldı.

ZEMHERİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin