'' Sana söz, soyadım soyadın olana kadar bitmeyecek bu mevzu. '' bir yemini daha dillendirdi son kez. '' Kendine dikkat et. Seni seviyorum. '' diyerek çekti ellerini üzerimden.
Sarılmamıştı hâlbuki sadece ufak bir temasla bile sıcacık olan bedenim ç...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEZEN AKSU – ERKEK GÜZELİ
'' Afiyet olsun İdil. '' masaya oturuşumla ilgilenmeyip yemeğini yemeğe devam etti umursamadan. Başını sallamıştı sadece cevaplamak için beni. Haline göz devirirken menüye bakındım bende.
'' Hakan nerede? '' ağzı dolu olduğundan boğuk bir şekilde çıkan sesiyle onu inceledim dikkatle. Kıtlıktan çıkmışçasına yiyordu şu an karşımda. İdil, yemek deyince kendinden geçen gruptaydı. O an yanında kim olduğunun pek önemi yoktu. Kendini tatmin edecek miktarda yedikten sonra etrafındakilerle iletişim haline geçmeye başlardı. Şu an önünde duran sıradan bir köfteydi altı üstü ama resmen aşk yaşarcasına karnını doyuruyordu.
Benim de canım çekmişti şu haliyle garsonu çağırıp kendime de köfte söyledim. '' Misafirimizle ilgileniyordu. Şaka gibi ama gerçekten ilk defa bir seminerden sıkıldım İdil. Bitmek bilmedi. '' kaşlarını çatıp '' Londra da katılmış sevmiştin aslında. Şimdi niye böyle oldu? '' demesiyle omuz silktim sadece. Sabah erkenden başlayan seminer nihayet sona erse de hiç keyfim yoktu. Kafa dağıtmak için geldiğim yer resmen beni boğacak duruma gelmişti.
'' Narin'i mi özledin ondan mı keyifsizsin bu kadar? '' İdil'in sorusuyla iç çektim.
Sabahtan beri beş kere konuşmuştuk görüntülü. Her şeyi bahane ederek babasının telefonundan arayıp duruyordu ve asla tatmin olmadan kapatmıyordu. Onu defalarca kez görmeme rağmen Demir'le asla denk düşememiştim. Ne ekrana çıkmış ne sesini duymuştum. Leyla teyzeyi, Eser amcayı, annemle babamı hatta abimi bile görmüştüm ama Demir'i asla görememiştim. Her telefon konuşmamızda ya lavaboda oluyordu ya da bir işi vardı. Bilerek yapıyordu muhtemelen. Beni delirtmek falan olmalıydı amacı.
'' Konuştuk aslında ama ne bileyim. '' diyerek geçiştirmek istememle sırıttı karşımda. Ne var dercesine yüzüne bakarken '' İtiraf etmek ister misin Baharcım? '' demesiyle '' Neyi? '' diye sordum salağa yatarak.
'' Hadi ama yapma Bahar. Derdinin ne olduğunu biliyoruz hepimiz. Dün gece arabaya biner binmez ağlamaya başladın. Kavga mı ettiniz? '' bıkkınca soluyup gözlerimi kapattım. Dirseklerimi masaya yaslayıp ciddi bir ifadeye büründüm.
'' Aslında sorun bu İdil. Ben nasıl açıklanır bu durum bilmiyorum ama kavga etmeyi özledim onunla. '' dememle şaşkınca baktı yüzme. Kafası karışmıştı.
'' Yani Demir eski Demir gibi değil. Aşırı sakin davranıyor bana karşı, sesini yükseltmemek için bile aşırı özen gösteriyor. En son Narin meselesi yüzünden yükseldik sonra bir daha kavga bile etmedik birbirimizle. Konuşmamız gereken konular var, sorunlarımız var ama hepsi kenarda duruyor. '' biraz düşününce bunun benim hatam olduğunun farkına varmıştım.
'' Yani aslında konuşmak istemeyen benim. Zaten konuşsak da eskisi gibi olmayacağı için uzak duruyorum sanırım. '' İdil daha da kafası karışmış bir ifadeyle baktı yüzüme. Garson köftelerimi getirip önüme bıraktı ve uzaklaştı.
