SEZER SARIGÖZ – AŞK MİSALİ
....DEMİR AKINCI....
Göğsüme düşen başı, düzenli alıp verdiği nefeslerle Narin'e baktım. Sonunu getirememiş uyuyakalmıştı en sonunda. İki saattir kapanmak için fırsat kollayan göz kapakları ve düşen başıyla inatla direnmişti uykuya ama en sonunda yenik düşmüştü. Hafif aralık duran, büzülen dudaklarını ve elimin üstüne bıraktığı minik parmaklarını hayranlıkla izleyip gülümsedim. Arada emer gibi dudaklarını hareket ettirip yeniden duraksıyordu. İki gündür hem gece hem gündüz o kadar fazla izleme şansım olmuştu ki onu artık her hareketi ezberimdeydi neredeyse.
Hafifçe kıpırdanan Bahar'la ona döndüm ardından. Narin'den çok daha önce uyuyakalmıştı başını koyduğu dizimde. Bacağıma sıkıca sarılmış bir halde sızmıştı. Onun da dudakları hafifçe büzülmüştü yanağını dizime yaslamasından dolayı. İkisinin de hallerine sırıtırken başımı iki yana salladım. Hangisi daha çocuktu en ufak bir fikrim yoktu. Kabul etmeliydim ki şu andan asla şikâyetçi değildim. Dizlerimde sevdiğim kadın, kucağımda da ikimizin kanından canından olan kızımız vardı ve ikisi de şükür sebeplerimdi. Tek sorunum uyudukları için kıpırdayamıyor oluşumdu.
Hala devam eden filmle sarsmamaya dikkat ederek hareketlendim. Titrek bir nefes veren Narin, elime daha sıkı yapışırken bacağını Bahar'ın kafasına doğru atmak üzereydi ki hafifçe tutup yakalamamla sert bir darbeden son anda kurtarmıştım. Gözlerimi devirip derin bir nefesle geriye yatırdım başımı.
Bu kızın bu huyu kime çekmişti en ufak bir fikrim yoktu. Aşırı deli uyuyordu. Ne ben ne Bahar böyle değildik. İlk baş başa kaldığımız gece yemiştim bende ilk darbesini ve o andan itibaren tetikte yatar olmuştum resmen. Tam dalmak üzereyken karnıma yediğim sert tekmeyle feleğim şaşsa da daha sonraki hamleler o ilk darbe kadar şaşkınlığa uğratmamıştı beni.
Yeniden hareketlenip masanın üzerindeki bilgisayara uzandım ve durdurdum sesi kesmek için. Ardından ekranı kapattım bu kez de ışığı kesmek için. Tamamen kararan bahçeyle ve sessizlikle etrafımı arandım. Narin'in uyuma ihtimaline karşılık getirdiğim örtü Bahar Hanımın üzerindeydi ve kızımızın üstü açık kalmıştı. Üşüme ihtimali düşüktü ama belli de olmazdı. Yerimden kalkamadığım için beklemeye karar vererek kollarımın arasına sardım daha fazla.
Hayalini bile kurmaya cesaret edemediğim bir anın içindeydim ve yaşıyordum şu an. Ne rüyadaydım ne de hayalde. Her şey gerçekti fazlasıyla. Bebekliğine şahit olduğum ve sürekli sakınıp sakladığım kadınla birlikteydim. Yaptığım tüm aptallıklarla elimden bir kere kaçırmıştım onu ama bir daha yamacımdan ayırmayacaktım.
Aslında biz daha çocukken olduğu gibiydi yeniden yaşananlar. O zamanlarda da başkalarından delicesine kıskanır ve etrafındaki herkesi uzaklaştırıp sinirlenmesine sebep olurdum. Arkadaşları benden korktuğu ve onunla oynamak istemedikleri için her seferinde kavgaya tutuşurdu benimle asla çekinmeden, en sonunda da bana küsüp ağlayarak eve giderdi. Sonra ağladığı için köpek gibi pişman olup kendimi affettirmek için kapısında yatardım ve en sonunda da dondurmayla işi tatlıya bağlardık. Bir günden fazla küs duramazdık o zamanlarda da birbirimizle, şimdi de bir şey değişmemişti aslında yine aynıydık. Ben aptallıklarıma devam ediyordum oda beni affetmek için bahaneler bulup duruyordu kendince.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Tamamlandı)
Teen Fiction'' Sana söz, soyadım soyadın olana kadar bitmeyecek bu mevzu. '' bir yemini daha dillendirdi son kez. '' Kendine dikkat et. Seni seviyorum. '' diyerek çekti ellerini üzerimden. Sarılmamıştı hâlbuki sadece ufak bir temasla bile sıcacık olan bedenim ç...