SILA – KENAR SÜSÜ
Yaslandığım duvarda hala boş boş halıyı izlerken kendime gelememiştim. Demir merdivenleri inip gitmişti. Beni yerle bir etmiş ve arkasına dönüp bakmamıştı bile. Kızımla tehdit etmişti. Kızımızı kullanmıştı. Yaşlarımı hırsla temizledikten sonra sertçe indim merdivenleri. Aceleyle çıktığım evden sokağın ortasında yakalamıştım onu.
'' Demir! '' diye bağırmamla durdu ama bana dönmedi. Sadece sokak lambalarının aydınlattığı mahallenin ortasında ona yürüdüm.
'' Sen beni nasıl tehdit edebiliyorsun ya! Sen kimsin de beni kızımla tehdit ediyorsun?! '' tişörtünün yakalarından sertçe kavramamla yerinden kıpırdamadı. Arkamızda kim vardı bilmiyordum ama eliyle durdurmuştu birilerini.
'' Sen hangi cüretle beni kızımla tehdit ediyorsun?! '' boğazım yırtılırcasına bağırmamla sesim sokakta yankılandı. Az önce söylediği şeylerden dolayı durmaksızın akan yaşlarıma engel olamazken hırsımı almak istercesine çekiştirdim yakasından ve burun buruna geldik.
'' O benimde kızım. '' demesiyle önce şaşırma sesleri duyulmuş ardından bir hareketlenme olmuştu.
'' Ve benim kızım artık başkasının yanında kalmayacak Bahar. Onun yeri benim yanım. Ve sende çok iyi biliyorsun ki ben o davayı açarsam kazanırım. Hele hele senin onu benden sakladığını sunarsam mahkemeye tek bir an bile düşünmezler bana vermek için... '' sanki benden bağımsızmış gibi havaya kalkan kolumla Demir'in yüzüne okkalı bir tokat attığımı yüzü yana eğildiğinde fark edebilmiştim.
Her şey o kadar hızlı olup bitmişti ki zihnimin içinde yankılanan '' Bahar... '' ve '' Abi... '' sesleriydi sadece. Bedenim titrerken tüm öfkemle ittim onu göğsünden. Tarih tekerrür ediyordu bir kez daha. Yıllar sonra yeniden aynı hale gelmiştik.
'' Alamazsın! Duydun mu beni, kızımı benden alamazsın! Allah belanı versin! Yine aynı şeyleri yaşatıyorsun bana Demir! Senin Allah belanı versin! Lanet olsun buraya döndüğüm güne de, sana acıyıp tüm doğruları söylediğim güne de lanet olsun! '' bileklerimden tutup kendine çekmesiyle göğsüne sert bir şekilde çarptım. Ellerimi bırakması için çırpınırken tüm öfkesiyle sol elime bakıyordu odaklanmış bir şekilde.
'' Allah beni de kahretsin seni sevdiğim için, sana karşı koyamadığım için beni de kahretsin! '' hıçkırıklara boğulurken karşısında ellerimi bırakması için mücadele veriyordum ama bırakmıyordu. Ansızın daha ben ne olduğunu anlamadan yüzük parmağımda takılı olan alyansımı alıp geriye doğru fırlattı. Asfalta düşüp tiz bir sesle yuvarlandı. Şaşkın bir halde ona bakarken yeniden döndü bana.
'' O herife de söyledim eğer hemen bu evliliği bitirmezsen kızımızı göremezsin Bahar. Benimle inatlaşmayı bırak. Değişmeye çalışıyorum, gönlünü almaya çalışıyorum hatalarımın farkındayım çünkü ve seninle bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorum ama zorluyorsun beni. Sen kızımı sakladın lan benden! Üç sene Bahar, üç senedir kızımdan habersiz yaşadım ben burada! '' başımı salladım iki yana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Tamamlandı)
Teen Fiction'' Sana söz, soyadım soyadın olana kadar bitmeyecek bu mevzu. '' bir yemini daha dillendirdi son kez. '' Kendine dikkat et. Seni seviyorum. '' diyerek çekti ellerini üzerimden. Sarılmamıştı hâlbuki sadece ufak bir temasla bile sıcacık olan bedenim ç...