ALİFİRU – KURBAN OLAYIM
Odamda aynanın karşısında uzun uzun baktım kendime. Üzerimde Demir'in benim için aldığı ve akşamüzeri bıraktığı elbise vardı. Bu gece için özellikle elbise almak istememiştim. Dolabımda olan elbiselerimden giyeceğimi söylemiştim ama ona rağmen içine sinmediğinden benim için elbise almıştı.
Açık turuncu, şifon, kolları askılı ve fırfırlı uzun bir elbiseydi. Göğüs dekoltesi sınırı ihlal edip, sırt dekoltesi de baya fazla olmasına rağmen bu elbiseyi almış olduğuna inanamamıştım. Ama çok güzel durmuştu üzerimde muhtemelen oda böyle düşünmüş olacak ki bu gecelik sınır ihlallerine ses çıkarmamaya karar vermişti. Saçlarım iri dalgalar halinde sırtıma dökülüyordu. Boynumda ve parmağımda Demir'in aldığı yüzükle, kolye varken yaptığım hafif makyajla hazırdım.
Hazırlanalı yarım saati geçmişti ama çıkamamıştım odamdan hala. Aşağıdan gelen kalabalık seslerle heyecanım had safhaya çıkıyordu. Bu gecenin en mutlusu tabi ki de Narin'di. Kahkaha sesleri her yerden duyuluyordu neredeyse. En sevdiği insanlar yanındaydı ve birazdan babası da burada olacaktı. Hakan, İdil, abim, Hilal, yeğenim Umut, teyzemler ve halam bizdeydi. Son anda ise İrem ve Damla sürpriz yaparak çıkıp gelmişlerdi ve kızımla beraber bende dünyanın en mutlusuydum. Hem heyecanlı ve mutlu hem de aşırı duygusaldım. Gözlerim dolup duruyordu sürekli ve ben ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.
Bu anları yıllar yıllar önce yaşamayı düşünürken şimdi yanımızda kızımızla beraber takacaktık o yüzükleri parmağımıza. Pişman mıydım asla... İyi ki olmuştu Narin. Bunca sene gecikmemizin hesabını da sormuyordum artık kendimce. Bunları yaşamamız gerektiğine inandırmıştım kendimi. Bunca sene onsuzlukla geçse de her anım, bu beni daha da olgunlaştırmıştı ve ne olursa olsun, ne yaşarsak yaşayalım kopamayacağımın bilincine daha iyi varmıştım. Onu kendimin bile farkına varamadığım büyüklükteki bir aşkla seviyordum. Her şeyde bir hayır olduğu gibi bizim bu zamana kadar ayrı kalmamız da bazı şeyleri daha iyi anlamamızı sağlamıştı sanırım.
Sakinleşebilmek adına derin bir nefes aldım. Odama göz gezdirdim. Bu oda, bu mahalle her yer ama her yer onunla beraber yaşadığım anılarla doluydu. Benimle uyuyabilmek için defalarca kez tırmandığı şu odanın dili olsa da konuşsaydı keşke. En büyük acılarımın da, en büyük mutluluklarımın da şahidi bu odaydı. Çocukluğumu, gençliğimi, ilk aşkı ve hayallerimi bu odada yaşayıp hissetmiştim. Çalan kapımla oraya döndüm. Gel dememle yavaşça açılmış ve babam görünmüştü kapının dışında.
'' Gelebilir miyim hazırsan? '' başımı salladım. '' Gel baba hazırım. '' dememle içeri geçip kapıyı kapattı. Bir süre kapının yanında durup beni izledi ardından derin bir nefes alıp yatağıma oturdu.
'' Otur kızım. '' titrek çıkan sesiyle ve yüzüme bakmayışıyla yanağıma tek bir damla yaş süzüldü. Akşamdan beri akmaması için çaba harcadığım yaşım daha babam konuşmaya başlamadan dökülmeye başlamıştı. İkiletmeden yanına yürüyüp oturdum tam dibine. Bana bakmadan bir süre oturdu yanımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Tamamlandı)
Teen Fiction'' Sana söz, soyadım soyadın olana kadar bitmeyecek bu mevzu. '' bir yemini daha dillendirdi son kez. '' Kendine dikkat et. Seni seviyorum. '' diyerek çekti ellerini üzerimden. Sarılmamıştı hâlbuki sadece ufak bir temasla bile sıcacık olan bedenim ç...