5 | KAYIP

1.6K 135 45
                                    


Sesin sahibi bize doğru yaklaştı ve cesede kısa bir bakış atıp yanıma çömeldi, Yüzünü görür görmez korkuyla boynuna atladım. Bacaklarımın altından ellerini geçirip beni kucağına aldı.

Hemen arkasında Eva korkuyla bize bakıyordu. Gözleri bizden Sencer'e döndüğünde gözleri büyüdü ve korkuyla bir adım geriledi. Sencer'in yüzünü göremiyordum.

Ama hemen arkamızda olduğu belliydi. ''İfadesi gerekiyor.'' Dedi bundan nefret eder gibi. Arkun da kafasını aşağı yukarı salladı. ''Bence yarın da ifadesini alabilirsiniz. Bu halde konuşabileceğini sanmıyorum.''

''Haklısın.'' Diye mırıldandı Sencer ve Arkun'a sanırım gitmemizi işaret etti. Arkun arkasını dönüp arabaya ilerlerken Sencer'in yüzünü ışığın altından görebildim. Gözleri direk Eva'ya bakıyor kaşlarını çatmış şekilde dikkatle onu izliyordu. Arkun'un bakışları bana dönünce ''Nasıl haberin oldu?'' diye mırıldandım.

''Polislerin içinde adamım var, yoksa nasıl bu kadar ünlü bir gazeteci olacaktım?'' dedi ve arabanın kapısını tek eliyle açtı. Sencer'in gözleri beni bulduğunda gözlerinin içinde hüzün gördüm.

Arkun beni kucağından indirip ön koltuğa oturttu, hemen peşimizden Eva da arka koltuğa oturup kapıyı sertçe kapattı. ''yavaş.'' Arkun'un bu tepkisiyle ''pardon.'' Diye mırıldandı ve öne doğru uzanıp elini destek vermek için omuzuma uzattı ama yine o kötü his tüm bedenimi kapladı. Anında temasıyla kendimi öne attım ve derin bir nefes aldım.

Arkun da Eva da şaşkınca bana bakıyordu. ''Özür dilerim...''

Eva'ya bakıp bir şey söylemek istedim ama dudaklarımdan hiçbir kelime çıkmadı, cama yaslandım ve Eva'nın uzattığı montu alıp üzerime serdim. Sessizce arkasına yaslandı ama gözlerinin bende olduğunu hissedebiliyordum. Camdan Sencer'in gözlerinin hala üzerimde olduğunu fark ettim, bende bakışlarımı çekmedim. Arkun arabaya binip klimayı açtı ve arabayı geri geri sürmeye başladı. Görüş açımdan çıkana kadar ne Sencer ne ben gözlerimizi birbirinden ayırmamıştık.

''Bu gece bende kalmak ister misin?'' Eva'nın korkuyla sorduğu soruya karşılık aynadan arkaya ona baktım. ''Hayır, teşekkür ederim.''

''bende de kalabilirsin.'' Arkun'a da aynı cevabı verdim. ''Otel'e gitmek istiyorum.''

Arkun yağmurdan dolayı olabildiğince hızlı sürmeye çalışsa da çok da hızlanmadan dikkatle sürdü. Otel'in önüne gelene kadar kimseden çıt çıkmadı, bende kafamı cama yaslamış gördüğüm gölgeyi düşünmüştüm. Karanlıkta gördüğüm bir göz yanılması olabilir miydi? İmkansızdı. Peki ya o gözlerindeki Alev? O neydi?

Göz yanılması olamazdı ama gerçekliği de akıl almazdı. O bedenler de oluşan delikler neyin açıklamasıydı peki, onu bir insan ya da hayvan yapmazdı böyle bir şeye imkân yoktu.

Gözlerim Arkun'a döndüğünde kolundaki geçmeyen yanığı gördüm. Belki de aradığım doğa üstü varlık... Azraydı. Sonuçta onda normal olmayan şeyler vardı. Korel de de vardı, Sencer de normal değildi. Gözlerim aynadan Eva'ya gitti. O da normal değildi, etrafımdaki herkes şüpheli konumdaydı.

Kimin iyi kimin kötü olduğunu kestiremiyordum, bunu yapan biri bu kişilerden biriydi. Bunu hissedebiliyordum ama hangisi daha şüpheliydi karar veremiyordum.

''Bir sorun mu var?'' Eva'nın aynadaki bakışını fark edip kafamı olumsuzca salladım ve önüme döndüm. Otelin önüne varmıştık, Korel'in arabası her zamanki yerindeydi.

Yorgun bir halde kapıyı açtım, Arkun'un montunu üzerimden çekip yavaşça indim. ''Yukarı kadar geleyim mi seninle?'' cevabı beklemeden inmeye yeltenen Arkun'un elinden tuttum ve onu durdurdum. ''Hayır, gerek yok.''

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin